English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ R ] / Regale

Regale traduction Anglais

62 traduction parallèle
Peki, beni hangi tür söylentilerle eğlendireceksin?
So with what sort of rumors are you going to regale me?
Genç bir uzman, ama yaşlı bir bekar.
My dear. Why do you regale yourself?
Sana muhteşem, güzel mısralar okurum.
I'll regale you with magnificent, eloquent verse.
Şimdi de İkinci Zırhlı Tümen ünlü yanaşık düzen yürüyüşünü yapacak.
And next, the men of the second armoured division regale us With their famous close order swanning about.
Sizi şişman ve tiksindirici bulmama rağmen bir oyunda yaptığım 24 sayının hikayesiyle sizi memnuniyetle eğlendirebilirim.
And while I find you fat and repulsive I'll gladly regale you with tales of my four touchdowns in one game.
Ama şu seni buraya getiren davanı şaşalı anlatarak bizi şımartmalısın.
You must regale us all with tales of what brings you here.
Hikayelerimle herkesi eğlendireceğim.
I'm gonna regale everyone with my anecdote.
Kahramanlık öykünüzü anlatarak bizi eğlendirirsiniz.
To regale our group with your heroic tale.
Smallville'deki çılgın gece hayatı ile ilgili hikayelerinle onu oyala.
Regale him with mad cab tales of the nightlife in Smallville.
Başkası ısmarlarsa ziyafet çeker onlara
He loves to regale them If someone else pays
Başkası ısmarlarsa ziyafet çeker onlara
♪ He loves to regale them If someone else pays
Özel yaşamının tüm detaylarını bizlerle paylaşmayı çok sever.
He's usually so eager to regale us with the details of his personal life.
Bana maceralarını anlat.
Regale me with tales of your adventures.
Hazreti Süleyman'ın madenlerini buluşumu anlatabilirim ya da...
I'll regale you with how I found King Solomon's Mines, or I could relate my...
Güldür beni.
Regale me.
Bizi hayatta kalma becerilerinle eğlendir.
Regale us with your Navy Seals like survival skills.
Senden bizi mitolojiden hikayelerinle eğlendirmeni bekliyordum, yazık.
Disappointing, from you who I thought to regale with details of the myths.
Bu normal bir toplantı olmadığından, seni bütçe ya da program ayrıntılarıyla eğlendiremeyceğim,
Since this isn't a regular meeting, I won't regale you with details of budget or schedule,
Theodore seni Yahudi hikayeleriyle daha sonra da eğlendirebilir.
Yeah, well, Theodore can regale you with his tales of the yeshiva later. Yeah, well, Theodore can regale you with his tales of the yeshiva later.
Bana bütün o heyecanlı detayları anlatmalısınız.
You must regale me with all the thrilling details.
Baba, belki de, hapishaneden veya benim çocukluğumdan bir anıyla bizi neşelendirirsin
Dad, maybe you want to regale us with a story from prison or my childhood?
Pekala James, beni hızlı bir şekilde, bekar bir erkek olarak nasıl yaşadığını anlatarak eğlendir.
So, James, Quick. Regale Me With Stories About Your Life As A Newly Single Man.
Her gece, yasak topraklara yaptığı korkunç gezilerini anlatırdı.
Night after night, he would regale harrowing tales of his travels to forbidden places.
Castle?
Regale me.
Pekala, müfettiş, bir sonraki görüşmeden önce beş dakikam var. Beni komplo masallarınla eğlendirmeye ne dersin?
Well, inspector, I have five minutes before my next engagement, so why don't you regale me with your stories of conspiracy?
Bunların ışığında, şimdi sizleri çok nadir bir canlı türünün hikayesiyle neşelendireceğim. Maine Nehri Timsahı.
Having said all that, I would like to now regale you with the story of a most unique species, the Maine River Crocodile.
Bay Palmer, tek başına yapacağı ilk otopsiyle kısmen alakalı bir hikaye anlatacaktı da.
Mr. Palmer was about to regale me with a tale that is only tangentially connected to his first solo autopsy.
ISIS'in heyecanlı kahramanlık hikâyelerini anlatarak adamı eğlendir.
Regale him with exciting tales of ISIS exploits.
- Sterling, git adamı eğlendir.
- Sterling, go. Regale him.
Soru sormak mı istersiniz ben mi anlatayım?
Would you like to ask me questions, or shall I regale you?
Korkunç Henry'nin hikayeleriyle eğlenmek?
Regale you with stories of henry the terrible?
Sanırım burası şeytanice gülüp muhteşem Majestelerine zalim entrikamın detaylarını anlattığım kısım oluyor.
Yeah, I assume this is the part where I'm supposed to laugh maniacally and regale your Majesty with the details of some diabolical plot.
Florida maceralarınla beni eğlendirmeye mi geldin?
You come to regale me with stories of your Floridian adventures.
Dökül bakalım.
Regale me.
- Hayır, hayır. Lütfen, onun mükemmellik örnekleriyle beni mest et.
No, no, no, please, regale me with instances of his awesomeness.
Evet, nasıl avucunu yaladığını anlatarak eğlendir bizi.
Yes, regale us with tales of the night you didn't get any.
Bunları ben duruşmada eroinden söz ettikten sonra söylersin.
Well, you can regale everyone with those at trial while I talk about the heroin that we recovered.
Sana hoş vakit geçirtmek için bir haftaya ihtiyacım var.
I'd need a week to regale you.
Lütfen, Harika planınla beni eğlendir.
Please, regale me with your brilliant plan.
Ayrıca bana köpeğiyle ilgili hikâye, ünlü dedikodusu veya İsviçre Alp'lerindeki tatilinin nasıl geçtiğini anlatmadı.
( Chuckles ) And furthermore, she was unable to regale me with stories about her toy dog or celebrities gossip or what it's like vacationing in the Swiss alps.
Pekâlâ, olur da seni bırakırlarsa falan haber ver, bize bir süit tutayım süitleri olan süslü püslü bir otelden ve sen de çıplakken anlatacağın hikâyelerinle bana hoşça vakit geçirtirsin.
Well, if they ever let you go on leave or whatever, let me know, and I'll get us a suite at the... fancy hotel that has suites, and you can regale me with stories while naked.
Ancak istersen Salata Süsleme ve Pislikten Heykeller'in arasına bir sandalye atıp yoldan geçenlere nasıl Broadway'de yıldız olmayı hayal ettiğini ama sonunda Olympia Dukakis'in genitalinden yapılmış bir peruk gibi gözüken saçlarla lise öğrencilerine rap yaptığını anlatabilirsin.
However, if you would like to set up a stool in between Salad Artistry and... Fecal Sculpture, well, you're more than welcome to regale passersby with your inspiring story of how you dreamt of Broadway stardom and ended up rapping for high schoolers with a head of hair that looks just like Olympia Dukakis's merkin.
Babam Oxford'daki eğitmenliğinden tatile ayrıldığında ocağın yanında otururdum ve antik Yunan'ın görkemli hikayeleriyle beni eğlendirirdi.
During my father's holidays from teaching at Oxford, I would sit by the hearth, and he'd regale me with glorious tales of ancient Greece.
Detayları anlatarak onları bir güzel eğlendir.
Regale them with every detail.
Ve suç çözme maceralarını masalları onu eğlendirmek Peki, bana da gelmesini istiyorlar?
Well, you want me to tag along and regale her with tales of our crime-solving adventures?
Topluma kazandırdıklarınızdan bahsederek beni hoşnut edin.
Regale me with your contributions to society. Medicine?
Karımı ve ailemi hikayelerle eğlendirirdi Woburn Abbey'le ilgili miydi?
He used to regale my wife and family with tales about, what was it, Woburn Abbey?
Böylece maceranızın hikâyeleriyle ona hoş vakit geçirtebilirsiniz.
That way you may regale him with tales of your adventure.
- Yolculuğunla aydınlat bizi!
- Regale us with your travels, pilgrim!
Keyiflendir bakalım beni.
Regale me.
Maymun uşaklar her akşam bizi orman hikayeleriyle eğlendirecek.
And every night the monkey butlers will regale us with jungle stories. How many monkey butlers will there be?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]