Reindeer traduction Anglais
797 traduction parallèle
Sen... Ren geyiği yarışlarında
You... at the reindeer races
Sen, geyiği çiğ yiyen
You, eating raw reindeer meat
Sen geyiklerin tasmasını çıkaran
You, unleashing the reindeer
Ren geyiği
The reindeer
Ren geyiği yetiştiricilerine destek için bir kutup laboratuarı yapıldı.
For the support of the reindeer breeders a polar laboratory is being founded
- Geyik burada durmuş.
- That's where the reindeer stopped.
Şu ren geyiği ile ilgili.
You're making a mistake with the reindeer!
- Şu ren geyiği ile, yani.
With the reindeer, I mean.
Bu haydut da kim?
Who's that reindeer?
= BEYAZ REN GEYİĞİ = = BEYAZ REN GEYİĞİ =
THE WHITE REINDEER
# Kız genç bir ren geyiği gibiymiş.
Like a young reindeer doe.
# Maddar Ahkka'nın sunağında... #... beyaz bir ren geyiği kurban edilmiş.
Sacrificed at the altar of Maddar Ahkka Sacrificed at the altar of Maddar Ahkka A white reindeer.
# Kız oradan bir dağ ren geyiği olarak çıkmış.
From there she ran as a mountain reindeer.
Haydi, ren geyiği!
Go, reindeer!
Ren geyiği hızlıdır, ancak kurt daha hızlıdır.
A reindeer is fast, but a wolf is faster.
Ren geyiğinin peşine düş.
Go after the reindeer.
Bunu evcil bir ren geyiği olarak sana bırakıyorum.
I'll leave this to you as a house reindeer.
Tsalkku-Nilla öyle bir kahindir ki, kayıp ren geyiğini evine döndürür.
Tsalkku-Nilla is such a seer that he brings the lost reindeer back home too.
Aslak, Tauno'yla geyik avına çıktı.
Aslak left with Tauno to hunt reindeer.
Vahşi bir ren geyiği.
A wild reindeer.
Niilo beyaz bir ren geyiğinin peşine düşmüş.
Niilo left to chase a wild white reindeer.
Kesinlikle o beyaz ren geyiği yaptı.
It's certainly that white reindeer.
Bir ren geyiği böyle insan öldüremez.
A reindeer can't kill a man like that.
Cesedin etrafında bariz ren geyiği izleri vardı, başka hiçbir iz yoktu.
There were clearly reindeer tracks in the body and no other tracks.
Sıradan bir ren geyiği değil bu.
It's no ordinary reindeer. It's bewitched.
Ren geyiği...
Reindeer...
Beyaz ren geyiği!
White reindeer! Witch! White reindeer!
Beyaz ren geyiği!
White reindeer!
Ren geyiğini yakalayın!
Catch the reindeer!
O beyaz ren geyiğinin peşine düşmemelisin.
I'm afraid. You mustn't go after the white reindeer.
Küçük beyaz ren geyiğinin kaçması ne acı.
A shame that the little white reindeer got away.
Sihirli bir ren geyiği bu!
It's the bewitched reindeer!
Beyaz ren geyiği!
The white reindeer!
Beyaz ren geyiği!
The white reindeer! The white reindeer!
Kardan adamları
Think of sleigh bells Off you go like reindeer in the sky
Bir süre onu Alman Luftwaffe'nin vurduğunu düşündüm ren geyiği, kızak ve güm...
For a while, I thought the German Luftwaffe had shot him down, reindeer, sleigh and all. But no, sir.
18 insan ve 6 bin ren geyiği vardı.
Were 18 people and about 6,000 reindeer
Boyun bölgelerinde ren geyiği derisinden yapılmış düğüm giyerler.
Always wear ties around the neck, made of reindeer skin.
Geyiklerimi ve tüm eşyaları almam lazım, senin de yatakta olman gerek.
I have to get my reindeer out and all that stuff and you have to be in bed asleep.
Noel Baba'nın geyikleri mi?
Uh, Santa Claus's reindeer?
Kaçak avlanma yoluyla elde ettiğim her şeyi Rus Devleti'ne bağışlayacağıma ve Ussugi bölgesini temelli olarak terk edeceğime söz veriyorum.
"I promise to hand over to the Russian administration, all reindeer skins, tendons and antlers, which I obtained by poaching." "I promise that I will leave the Ussuri region forever."
Siz ikiniz Ren geyiğini alın.
You two, take that reindeer.
Rengeyiğine, Noel Baba'ya?
To reindeer, Santa Claus?
Evet. Bir Ren geyiği isen.
Yes, if you're a reindeer.
Bana biraz zaman ver. Sana ren geyiğini kocaman boynuzlarıyla boyarım.
Give me time and I'll paint for you reindeer with big beautiful antlers.
Sopa atmaca oynadık, ren geyikleri kovaladık.
We chased sticks We chased a few reindeer.
Ren geyiği mi kovaladın?
Oh, you been chasing reindeer, have you?
Ren geyiği.
Reindeer.
Burada bir dişi geyik ve bir de ren geyiği var.
A doe and two reindeer there.
Geyik takip ettiğini hayal etmek zor, değil mi?
Hard to imagine him stalking a reindeer, what?
Geyiklerini kumsalda gördüm.
I saw all his reindeer right there on the beach.