Rem traduction Anglais

Rem, önce Sheriff'in ofisiyle sonra bankadaki nöbetçiyle ilgileneceksin.

Rem, you keep one eye on the sheriff's office across the street and the other on the bank guard.

Rem, bu işi istediğinden emin misin?

- Rem. Are you sure you wanna go through with it?

Rem.

- Oh Rem.

Dikkatli ol, Rem.

- Be careful, Rem.

Zaten Rem'in ona ihtiyacı yok.

Beside, Remmy ain't gonna need it.

Merhaba, Rem.

Hello, Rem.

Rem, Gunther Wells'a mi gidiyorsun?

- Rem, you tried Gunther Wells?

- Rem kasabada.

- Rem's in town.

- Rem kasabada dedim.

- I said Rem's in town.

- Rem farklı biri.

- That's up to Rem. -

Bıraktığımızda Rem çok kötüydü ama biliyorsun, o zaman sen ve Jan...

- Leaving Rem behind, that was bad enough. When he finds out that Jan and you have been- -

Rem kasabada.

- Rem's in town.

- Bak, Rem...

- Look Rem- -

Seni görmek gerekiyordu, Rem.

- I had to see you, Rem.

- Açıklayabilirim.

- Rem, I can explain.

Senin kafanı uçuracak, Rem.

He's gonna blow your head off, Rem.

Rem Anderson'ı duydun mu?

- You heard of Rem Anderson?

Rem.

Rem.

Ben de seni arıyordum, Rem.

- Been looking to find you, Rem.

Bunu yapamam, Rem.

- Now I can't do that, Rem.

Bana karşı şansın olmaz, Rem. Biliyorsun.

- You don't stand a chance against me Rem, you know that.

Rem'i görmeye gittin, değil mi?

- You went to see Rem didn't you?

Çok şey hakkında yalan söyleyebilirim. Hatta Rem'i terketmem hakkında.

I can lie inside about a lot of things, even leaving Rem like we did.

Rem'i mi düşünüyorsun?

Thinking about Rem?

Bekleseydin, Rem belki seni kabul ederdi.

You could've stayed behind and Rem, he might've even taken you back.

Rem de aynı.

Same goes for Rem too.

Rem, dikkat et!

- Rem, look out!

Rem.

- Rem.

Rem ne düşününürsen düşün, önemi yok benim için tek sen vardın.

- Rem. Whatever you think of me. You were the one.

Biz saygın biri olurduk, değil mi, Rem?

We would've been respectable. Wouldn't we, Rem?

Rem.

- Rem!

Bir dakika, Rem.

- Wait a minute, Rem.

Doğrusunu yaptın, Rem.

- You did right, Rem.

Merhemler, kremler, toz ilaçlar, mutlak çareler, meyve özleri nilüferler, toksinler, tonikler, detoksinler, antitoksinler, karışımlar ve iksirler.

YOU WANT WHAT I'VE GOT! BUT I DON'T KNOW WHAT YOU'VE GOT. O I NTM ENTS, SALVES, POWDERS, SOVERE IG N REM EDI ES,

Ciddi bir şey değil.

YOU SUDDENLY REM IND ME THAT MY YOUTH IS UPSTAIRS IN THE ATTIC

Nobilitas rem publicam deseru deseruerant.

Nobilitas rem publicam deseru deseruerant.

0.17 rem.

It's 0.17 rem.

Rem denen şey 1 rad'lık radyasyonun organizmada oluşturduğu etkidir.

A rem is the effect produced on the organism by 1 rad of radiation.

REM göstergesi mi?

The REM indicator.

Bu adam, HGH durumunda.

This man is in REM state.

Hardy, REM aşamasına geçmek üzere.

Hardy should be entering REM stage shortly, Alex.

Hardy, REM aşamasına geçti.

Hardy has entered REM now.

REM safhasında.

He's in REM sleep.

İhtiyaçları olan da tam olarak bu- -... o negatif enerjiyi boşaltmak için aralıksız REM uykusu.

That's precisely what they need... some uninterrupted REM sleep to release that negative energy.

Bir kaç saat içinde işe gitmen gerek. Ben uykusuzluktan psikotik oluyorum.

You've gotta go to work soon. I'm getting psychotic from a lack of REM sleep.

Doruk dalgaları REM durumuyla uyumlu K-kompleksleri gösteriyor.

The vertex waves show a K-complex corresponding to an REM state.

Tüm maruz kalma, 75 rem, daha çok, hafif bir tıbbi tarama gibi.

Overall exposure is less than 75 rems, like a soft medical scan.

Döndü.

REM.

Onu döndürdük.

We got REM.

Haydi, Rem.

- Come on, Rem!

- Rem Anderson.

- Rem Anderson.