Reporter traduction Anglais
5,193 traduction parallèle
Yazdıkları çok komik, karanlık ve keskin.... New York Times'tan Hollywood Reporter'dan iyi.
"his writing is so funny, so dark, so edgy." Yeah. Yeah, no that's...
Küçük muhabir arkadaşın nasıl?
How's that little reporter friend of yours?
36 saat önce bu adam, Thomas Logan, WNR habercisi Omar Fatah tarafından kaçırıldı.
36 hours ago this man, Thomas Logan, a reporter for WNR, was abducted by Omar Fatah.
Noktaları birleştiririm.
I'm a reporter. I connect dots.
Dün yakın arkadaşım ve sevgili habercimiz Thomas Logan ani ve trajik bir şekilde öldü.
Yesterday my dear friend and fellow reporter Thomas Logan died tragically and unexpectedly.
Tribune gazetesinden bir muhabir geldi.
A reporter came by from the "tribune."
... dakikalar önce yaptığı açıklamada, Prens Fayeen, kuzeninin cinayetinden,... radikal bir feminist ve İslam için bir tehlike olduğunu ifade ettiği...
Reporter : ... Just moments ago, Where prince fayeen released a statement condemning the murder
- Haberci sadece isimsiz kaynaklardan alıntı yapmış, o kadar.
Your highness. This reporter's just citing anonymous sources.
Sadece, gizliliğine önem veren bir gazeteci gibi geldi bana.
Sounds like a reporter ( chuckles ) : Who values his privacy to me.
Ağabeyinin ölümü hakkında soru soran bir muhabir.
It's a reporter asking about our brother's death.
Muhabir misin?
Are you a reporter?
Hayır, değilim.
No, I'm not a reporter.
Haven, Maine'de bir gazeteciyim.
I'm a reporter from Haven, Maine.
Polisin bildirdiğine göre,
Reporter : According to police,
Yetkililere göre patlamada diri diri yakılan genç kadın Kate Edwards'ın cinayet zanlısını arama çalışmaları devam ediyor.
Reporter : Authorities are searching for a suspect in the murder of a young woman Kate Edwards, who was burned alive in a fiery explosion.
Vincent Marsh, elbette...
REPORTER : Vincent Marsh, of course, began...
"New York Times" muhabiri Tyler ve Ethan Cole'un ailesiyle konuşmuş.
So you'll just smile a lot. That was a New York Times reporter who just got off the phone with
Dışişleri bakanı McCord'a tepkiler olumlu yönde, çoğu kişi...
Madam Secretary! REPORTER : The response to Secretary McCord's look has been positive, most people saying...
Dışişleri bakanının neden görünüşümü modernleştirdiğine dair bir açıklamada bulunulmadı. Dışişleri bakanının...
REPORTER 2 :... issued no statement as to why the Secretary felt the need to modernize her look.
Dünyada onca şey varken bunun haber olduğuna inanamıyorum.
REPORTER 3 : Secretary of State... I can't believe that with everything going on in the world, this is the news.
- Muhabir.
She's a reporter.
Cullen Bohannon ki daha bu muhabir nasıl olacağı kehanetine vakıf değil bu yolu tamamlamaya son derece niyetli.
"Cullen Bohannon, for reasons this reporter has yet to divine," "seems determined to see this road through."
Beni geri çevirirseniz, bende beni geri çevirmeyecek bir gazeteci bulurum.
No, turn me away, and I'm sure I can find a reporter who won't.
Eşcinsel öğrenciler birliği başkanı Times gazetesine gitmekle tehdit ediyor.
The reporter is the president of the Gay and Lesbian student union, and he's threatening to go to the Times.
Kendini beğenmiş, eşcinsel gazeteci çok mu farklı?
Snotty gay reporter is better?
- Muhabir geri geldi.
- That reporter's back.
- O kadın muhabir gelmiş.
That lady reporter is here. What?
Gazetede muhabir dedi. Bir mikroskop için silahını takas ettin.
In the newspaper, the reporter said you traded your gun for a microscope.
Bhutan'dan attığın kartpostalı aldım. Cevap da yazardım ama muhabirlerden kaçarken pek fırsat bulamadım.
I did get your postcard from Bhutan, and I would've written you back if I wasn't busy ducking every single reporter in the country.
Gazeteci sana yoklamanın sonuçlarını da söyledi mi?
Did the reporter tell you the polling results?
Ben, Ree Michelsen. Açılış törenlerinin vazgeçilmezi Belinda Kamp ile beraberiz.
Ukeslutt reporter Jaran Ree Michelsen have met Belinda Kamp which was vette during the opening ceremony.
Muhabir olduğunu söylüyor.
He says he's a reporter.
Bayanın da dediği üzere ben bir muhabirim.
It's as the lady said... I'm a reporter.
Muhabirdi değil mi?
The reporter, right?
Sanırım son dakika haberimiz var.
Reporter : I believe we have some breaking news.
David Clarke gözaltında mı şu an?
Reporter # 2 : Do you have David Clarke in custody?
Ölümünün sahte olduğunu söylüyor.
Reporter : He now says his murder was a smokescreen.
Bayan Grayson sanırım aileniz geçmişten kaçamıyor.
Reporter : Mrs. Grayson, seems your family can't escape the ghosts of the past.
Gazeteci?
A reporter?
New York Times'ın bir gazetecisiyim.
I'm a reporter with "The New York Times."
Fakat sen habercinin yardımcı sevgilisi değilsin.
But you didn't co-flirt with the reporter.
- ve o yeni gazeteciyi öldürürüm
- and rip that reporter a new one.
Hareketlendiler.
Reporter : They're on the move.
Jack, David'den haber var mı?
Reporter : Jack, any word from David?
Birisi David Clarke'ı ezmeye kalktı.
Reporter : Someone just tried to run over David Clarke.
Muhabir mi yoksa polis mi şu?
Is that a reporter or a cop?
Bir muhabir bana sordu :
A reporter asked me,
Onu okudun mu?
That's better than "The Hollywood Reporter."
- İhbar eden mi?
- Yes, the reporter?
İsimsiz bir ihbarın ardından dedektifler Bay O'Reilly'nin arabasını aradı ve Lila Stangard'a ait olduğuna inanılan bir cep telefonu buldu.
Reporter : After receiving an anonymous tip, Detectives searched mr.
- Kadın muhabir.
She's a reporter.