Respect traduction Anglais
23,157 traduction parallèle
Sayın Yargıç görevi ihmal olduğunu öne sürüyor, bu durumda yasal yükümlülüklerle ilgili çok daha kapsamlı incelemeler yapılması gerekir.
Leonard : Your Honor, he is alleging negligence, which necessitates more discovery with respect to duty of care.
- Asil kavganın kurallarına saygı duymuyorsunuz.
You do not respect rules noble duel.
ve size özel saygılarını iletmemi istedi.
And he wished to convey his strong respect.
Bize saygı göstermeliler.
They should respect us.
- Onlara saygı göstermelisin.
- You have to respect them.
Saygılarımla, patron... Onu bu işe sokmakta ne kadar eminsin?
With respect, Boss... how certain are you in bringing him to this?
Buna saygım sonsuz ama bana buluşalım diyen sendin elinde sağlam bir şey varmış...
I respect that, but it was you who reached out to me because you got something big, right... a meeting?
İnsanların sana saygı duymasını istiyorsun, değil mi?
You want people to respect you, right?
Komutayı eline alma kararına saygı duyuyorum ama Ruth yaptıklarımın profesyonellikten uzak olduğu imasını kişisel olarak kırıcı buluyorum.
I respect your decision to assume command, but Ruth... the implication that my actions have been anything less than professional is personally offensive.
Bana saygılı olacağın anlamına geliyor.
It means you respect me.
Ona saygıyla davranacağız.
We will treat him with respect.
İnsanlar sana saygı duymuyor.
The humans have no respect for you.
Azılı bir çeteyi dize getirmek için hayatını riske atıyorsun. En büyük takdiri hak ediyorsun.
You risk your neck to bring down a violent gang, you have my utmost respect.
Ama sonunda sana bir polis gibi saygıyla davranmaya karar verdik.
But in the end, we decided to treat you with respect, like a cop.
Saygı duyun yoksa botlarımın tadına bakarsınız.
Respect her, or your ass will meet my boot.
Saygızızlık etmek istemem ama buna katıImıyorum.
All due respect, I disagree.
Hiyerarşiye saygısı yok.
She has no respect for hierarchy.
Onun ablası olarak buna saygı duyacak kadar özgüvenli ve cömert olmalısın.
And, as elder sister, you ought to be confident and generous enough to respect that.
Ona karşı savaşmayın, saygı gösterin,... onu küçümsemeyin, ona küfür etmeyin.
Don't fight it, respect it, don't humiliate it, don't profane it.
Tüm saygımla bence bu duruma çok yakınsın ve kendini çekiyorsun.
With all due respect, I think you are too close to this situation, and you should recuse yourself.
Söylemek istediğim şey, işime saygı duyduğun için müteşekkirim ve... ve... seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.
I just wanted to say that I really appreciate that you respect what I do here, and... and... and I'm not going to let you down.
Tüm saygımla, meslektaşlarım.
With all due respect to my colleagues
Tüm saygımla, daha düne kadar kafamı istiyordu.
With respect, it wasn't long ago he was calling for my head.
Tüm saygımla hazretleri, siz de imza atmadınız, aynı kenardayız.
Then with respect, Your Holiness, we have our hands in the same basin.
Çünkü o bana her zaman saygı ile yakın oldu.
Because he always treated me with respect.
Ona çok saygı duyan insanlar tarafından korunuyor.
She's being taken care of by people who respect her very much.
Saygısızlık etmek istemem hanımefendi fakat elimden bir şey gelmez.
With all due respect, ma'am, there's nothing I can do.
- Eksik bilgeliğimden vereceğim ona çünkü Allah korusun Babasına karşı biraz saygısı olmalı.
- I'll impart my lack of wisdom'cause God forbid he should have any respect for his father.
Sende saygı duymalısın, adamım.
Oh, you need to have respect, son.
Ailesine saygısızlık olurdu.
It's out of respect for his family.
Ben hayattayken bana saygılı olacaksın.
While I'm alive, you need to treat me with respect.
Bence etrafa biraz daha bakmaya ihtiyacın var Ve bu büyük gruba saygı duymaya.
I think you need to, uh, look around a little more and respect the mood of the larger group.
Sen gülüyorsun ama onlar bana saygı duyuyor.
You laugh, but they respect me.
Kusura bakma ama bu saçmalık.
Well, all due respect, it's bullshit.
Özel hayatıma biraz saygı göstersen iyi olur. Hayır.
And maybe show a little respect for privacy.
Bana hayran kalıp saygı duyabilirsin.
You can admire and respect me.
Buna saygı duyarım.
I'd respect that.
Bak yanlış anlama ama bence bu aile yeterince acı yaşadı.
Look, all due respect, I think this family has gone through enough.
Bana biraz saygı gösterdiğinde geri açabilirsin.
You can get it back when you start showing a little respect.
Biraz saygılı olun be!
Have some respect.
O kızlar, annecikleri tarafından cezalandırılmaktan korkan aciz inekciklere saygı duymaz.
Those girls don't respect weak, little nerds afraid of being punished by their mommies.
Bu bir zayıflık değil ki, alsine güç göstergesi ve seni daha çok sevip saygı duymama sebep olur ancak.
It's not a weakness. It's a strength, and I would love you and respect you more.
Birinden bir şey istemek her zaman kolay olmaz. Bu ister biraz romantizm ufak bir yardım ya da az biraz saygı duyulmak olsun.
It's not always easy to ask for what you want, whether it's a little romance... or a little help or a little respect.
Onların sana saygı duyması gerek ama!
You need them to respect you!
Saygı duyarım.
I respect that.
Saygısızlık etmek istemem ama çer çöp işler verilecek biri değil.
And with respect, she shouldn't be given grunt work.
Sana saygı ve hürmetle yaklaşacaklar.
Treat you with respect and honor.
Emirlere saygın yok mu?
No respect for orders?
Saygısızlık etmek istemem ama bu operasyon bir cadı avı.
With all due respect, this operation is a witch hunt.
- Efendim saygım sonsuz ama emirlerimiz eve dönmek için savaşmak değil.
- Sir, with all due respect, the order is to go home, not attack.
Benim gereksinimlerim onu mutlu etmek, ona sevgi ve saygıyla yaklaşmak.
My needs are to make her happy, treat her with love and respect.