Ressam traduction Anglais
2,263 traduction parallèle
Rönesans ressamı Piero della Francesca'nın izindeyim. Bu yüzden Piero'nun benimsediği kuzey İtalya'daki şehre geldim.
I'm on the trail of the Renaissance artist, Piero della Francesca, so I've come to the town in northern Italy which Piero made his own.
Bunun sebebi ; ressam olmasının yanı sıra matematikçi de olmasıydı.
That's because he was a mathematician as well as an artist.
Rönesans ressamı Piero iki boyutlu tuvalde... bir küp resmedecek olsaydı kare içine kare çizerdi. Tıpkı onun gibi... La Defense'deki mimar da dört boyutlu bir hiperküpün... gölgesini canlandırabilmek için küp içine küp inşa etmiş.
Just as the Renaissance artist Piero would have drawn a square inside a square to represent a cube on the two-dimensional canvas, the architect here at La Defense has built a cube inside a cube to represent a shadow of the four-dimensional hypercube.
Bir ressam ve yazar.
A painter and also a writer.
Ressam.
- Painter.
Ressam mı?
- Painter?
Burada ilk yılım, tarih okuyorum ama aslında daha çok bir ressam olmak istiyorum.
I'm in my first year, reading history, but really what I most want to be is a painter.
Charles bir ressam anne.
Charles is a painter, Mummy.
Bay Ryder, Sebastian bana sizin bir ressam olduğunuzu söylüyordu.
Mr. Ryder, Sebastian tells me you are a painter.
Ben Charles Ryder, annenin koyduğu isimle "Paddington'lı ressam".
Me, Charles Ryder, "the painter from Paddington," as your mother so sweetly put it.
Fernando yüzünden. Şu Ressam Tipi mi? Yâda her neyse!
Because of this Fernando, painter-type or what?
- Türklerden çaldığımız İtalyan bir ressam. - Küçük perilerim.
My little fairy.
Ressamımız, resmi için ormanın yarısını istedi.
Our painter hast ordered half the forest for his paints.
Tek ressam sen değilsin ki!
You are the only one who paints?
Milan'lı bir ressam.
a painter from Milan.
Monterverdi, opera denen bir şey yapacak ve ressam Caravaggio da katedralde bir sergi açacakmış.
Monterverdi will show us his new Opera, and the painter Caravaggio exhibits a painting in the Cathedral.
İtalyan ressam öldü.
The Italian painter he's dead.
O ressam.
He paints.
Ressam.
He's a painter.
Sergide gördüğümüz ressam değil mi şu?
Isn't that the painter we just saw at the gallery?
Şu sansasyonel şekilde boşanan ressam.
He's the painter with the bad divorce.
Aslında bir yazar olmak istemiştim, ressam değil.
And, yes, I wanted to be a writer, not a painter.
Muhtemelen benimle aynı duyguları paylaşmayan eski karısına hâlâ ihtirasla bağlı kural tanımayan İspanyol bir ressam için mi öyle olmasa ne yazar?
For a bohemian Spanish painter with a passionate tie to an ex-wife who probably doesn't even share my feelings, if he ever did?
Çünkü işe ressam olarak başlamıştım.
I actually started out as a painter.
Ben de ressamım.
I'm a painter, too.
Ressamı arıyorum.
I looking for the painter.
Ressam.
The painter.
Ressam ölmüş.
The painter is dead.
Speed, sevdiğin şeyi yaptığın zaman seni izlerken bir ressam ya da müzisyeni izliyorum hissine kapılırım hep.
Speed'when I watch you do some of the things you do... ... I feel like I'm watching someone paint or make mυsic.
Elinor oldukça iyi bir ressam, anne.
Elinor is something of an artist, Mamma.
Bir ressam ya da her gün et keserken bıçağını kemiğe değdirmeyen becerikli bir kasap Kung Fu yapabilir.
A painter can have gongfu. Or the butcher who cuts meat every day with such skill his knife never touches bone.
Beyefendi ressam, değil mi?
Sir is a painter, yes?
Hey, öyle değil mi, ressam çocuk?
Hey, arn't that so, painter-boy?
- Birçok ünlü ressam bunu kullanır.
- A lot of famous painters used it.
David Baker diye bir ressam.
He's a painter. David Baker.
O sözünü ettiğin ressam David Baker da mı ilgilenmedi?
Not even the artist that you mentioned? This David Baker?
"Göğüslerin ve poponun dilinden anlayan ressam, bilsin ki kutsanmıştır."
"A painter " with a feel for tits and ass is a saved man. "
Kapı komşumuzun, ünlü bir ressam olması sanki Tanrı'nın bana ressam olmam için bir işareti gibiydi.
Having a famous artist next door... was like God's finger pointing me toward painting.
Glen, lise hayatım boyunca bana bir ressam olmanın ne demek olduğunu öğretti.
All through high school... Glen taught me what it means to be an artist.
Bu, bir ressamın bildiği tek yoldur.
It's the only way an artist knows.
Ressam olmakla ilgili bana anlattığın ilk şey asla pes etmemek olmuştu.
That's the first thing you taught me... about being an artist : you never give up.
- Şu Fransız ressam?
- You know, the French painter?
Ressam mı?
The painter?
Resimdeki kız, ressamın öz kızı.
The girl in the painting is the artist's own daughter.
Ve resimdeki kız ressamın kızı değil ama karısı tarafından bir yeğeni.
And the girl in the painting is not the artist's daughter, but in fact a niece from his wife's side.
Bak, sanat dünyasında iki yakayı bir araya getirmek için sahte iş yapan bir sürü genç ressam var.
Look, the art world has a long tradition of young painters doing forgeries to make ends meet.
Ressam gibi.
Like the painter.
Baban senin ressam olduğunu söyledi.
Your dad says you're a painter.
Ressam mı yaptı?
My painter did it?
Buraya gel ressam!
Come here, painter!
Özgürlüğüne ressam.
To your freedom, painter.