Rips traduction Anglais
456 traduction parallèle
Kuzey kutbunu ne kadar sevebilirdin. Ya fiyortları ve gece yarısı güneşini. Mavi suların yeşile döndüğü Barbados'sun kayalıklarından, güneyli fırtınaların denizleri beyaza çevirdiği Falkland adalarına yelken açmak ne kadar hoşuna gidebilirdi.
How you'd have loved the North Cape and the fjords and the midnight sun, to sail across the reef at Barbados, where the blue water turns to green, to the Falklands where a southerly gale rips the whole sea white!
- Midemi bulandırıyor.
- That rips my guts out.
Aklımızı tamamen başımızdan alıyor ve medeniyetimizi gölgeleyen bir deliliğe neden oluyor.
It strips our minds from us. It brings a madness which rips away our veneer of civilisation.
Bu yarış formaları tek bir kez kullanılmak üzere kiralandı. Yırtar, söker veya başka türlü hasar verirseniz zararı size ödetilir, tamam mı?
Listen, kids, these track outfits are being rented for one time, and one time only, so any rips, tears, or malicious damage, you get charged, okay?
Ve toplumumuzun cin toniğinin maskesini indiriyor ve kutsal inekleri acıyla kıvrandırıyor.
And it rips aside the hypocritical facade of our society's gin and tonic and leaves a lot of sacred cows rolling around in agony.
Baron bu deli doktorunun işini bildiğine kanaat getirmiş, ve laboratuarına geri dönmüş.
And so does the local schoolmarm. Not a day over seventy, she rips off her bra and panties and rushes out.
Evet ve sonra da bacaklarıyla bizimkinin ciğerini...
Yeah, and then he rips his guts out with his hind legs like...
Bir çocuk uyuşturucu için bir arabayı, dükkanı veya evi her soyduğunda senin bundan pay aldığını görüyorum.
I can see how each time a kid rips off a car or an appliance store or a house to get money for a fix, you get your cut.
Çarşafsız yatağın demir parmaklıkları arasında yakalanan balık son derece kalın yosundan kayıyor. Kızıla boyanan mızrak ucu, deniz çekilirken derinin altındaki ipeği deşiyor. Akşam ölü yosunla birlikte beyaz köpükte kara bir süs oluşuyor.
Fish slipping through the overly-thick algae caught in the iron bars of the sheetless bed reddened on the spearhead that rips the silk beneath the skin when the sea is receding with dead algae in the evening a black border edged in white foam.
Bu benim kanıma dokunuyor.
It rips my guts out.
Sana bunun benim kanıma dok...
I tell you, it rips my...
"Yahudiler Zion'a dönerse..... bir kuyruklu yıldız semayı delerse... ve kutsal Roma Imparatorluğu yücelirse, o zaman sen ve ben ölmeliyiz."
"When the Jews return to Zion,..... and a comet rips the sky,..... and the Holy Roman Empire rises, then you and I must die."
- Acil servisten çalıyor.
- He rips it off from emergency hospitals.
"Mafya cinayetleri Atlantic City'yi derinden vurdu!"
"Gangland slaying rips apart Atlantic City."
Zira çarpar onun karşısında ta ki parçalanıncaya dek!
Before her it beats until it rips a piece of you!
Sanırım ele geçirirken elbiselerin içinden süzülüyor.
I think it rips through your clothes when it takes you over.
Zırhlarını deliyor.
It rips through their armor.
Dinle, kimse beni soyamaz.
Listen, nobody rips me off.
Güzel, Lewis onları kafandan koparınca kaçırmamış olacaksın.
Good, you won't miss them when Lewis rips them off your head.
Bu kablo Rolls'u yırtar yırtmaz...
As soon as this cable rips up the Rolls...
Gömleğimi yırtıyor.
She rips my shirt open.
Biri çalıyor. Lanet olsun.
Somebody rips it off.
Yine de sabahları kalkıyor, karısını öpüyor... içki şemsiyeleri fabrikasına gidiyor ve yılda bunlardan 10 milyar tane... - yapıyor.
But still he gets up in the morning, he kisses his wife and he goes to his drink-umbrella factory, where he rips off 10 billion of these a year.
Ama şehirlerin olması gereken yerlerde yüzeyde büyük yırtıklar var.
But where there should be cities there are great rips in the surface.
- Yırtma sesi duyamıyorum.
- I don't hear enough rips.
Bende, Jack-O-lantern maskesi vardı. ve maskeyi yüzümden zorla çekti aldı. Daha sonra bagırmaya başladı :
I had this jack-o'- lantern mask on, and he rips it off and he starts screaming :
" Belediye Başkanı Polis Müdürüne veryansın Etti.
" Mayor Rips Police Commish.
Elbiselerimi parçalıyor.
He rips off my clothes.
Yüzsüz bir adam elbiselerini parçalıyor.
A faceless guy rips off your clothes.
O yüzümü tırmalasın, sen de yumruk at.
She rips my face off and you punch me.
Ve ekmeğiniz hemen dağılıyor.
And your bread just rips apart.
Tüm aksiliğine rağmen, bulutlar arasında görebildiğim tek yırtık.
On the contrary the brightest rips I can see in the clouds at present.
Ve tereyağı o ekmeği parçalayan sertlikte değildi.
And not that hard butter either that cruelly rips the bread.
Kızın kıyafetlerini yırtıp atarken, katkısız sevişme coşkusuna su yılanları gibi kıvrılırlar.
As he rips her clothes off, they writhe like eels into a frenzy of unadulterated lovemaking.
Göğü delip geçen bir canavarın...
A leviathan that rips a hole in the clouds.
Benia topa hafifçe vurarak üçüncü alan çizgisine doğru gönderiyor.
And Benia rips it down third base line.
Lanet bir kurşun beynini dağıtıyor.
A fuckin'bullet rips off part of your head.
Tabii birinin elini koparmadığı sürece.
Unless he rips off someone's hand.
Kalbini parçalayan, ruhunda yara açan, günlerini..... sonsuza dek karartan, acıyı hafifletmek için..... ucuz şarap ve daha ucuz viski içmeye zorlayan..... bu yıkılmaya yüz tutmuş şehrin..... her bir yerini istila eden... .. suçlu alçaklar tarafından işlenmiş..... insan çaresizliği ve umutsuzluğu sanırım seni kötü hissettirmiyor.
I guess you don't feel burned out... by the human misery and despair... perpetrated by the criminal vermin... that infest every pore of this decaying city... forcing you to guzzle cheap wine and cheaper whiskey... to dull the pain that shatters your heart... rips at your soul, keeps your days forever gray.
İzle şunu Lisa, kalbini orta yerden cart diye kırdığın yeri tam olarak saptayabilirsin.
Watch this, Lise. You can actually pinpoint the second when his heart rips in half.
- Çamura yatma dostum.
- Shroud rips, dude.
O kalbin çıkarıldığı sahneyi? Lütfen?
You know the one, where he rips her heart out?
Yırtıklar büyüyünce korkunç görünüyorlar.
Got to catch these rips early, or they look like hell.
Aslında kalbini ortadan ikiye kırdığın yeri tam olarak saptayabilirsin.
You can actually pinpoint the second when his heart rips in half.
Savaş onları ayrı düşürüyordu.
War rips them apart.
Okula gelmeden önce iç çamaşırını kesmeye başlarsın, böylece kolay yırtılır.
- Yeah. You oughta start cutting your underwear before you get to school. So it rips easier.
I-ıh. Posta müdürü, içeri girdi... ve gömleğimdeki isim etiketimi yırttı.
Postmaster comes in... and he rips my name tag right off my shirt.
Taş kağıdı delip geçer.
Rock rips through paper.
- Oha! Başımı kaldırdım, herkes delice alkışlıyor.
I look up, everyone rips up in applause.
Sonra adamın yüzünü sömürür, ve onu yer!
Then she rips his face off, and she eats him!
Doğrudan beyninize ulaşıp onu paramparça eden bir ses.
A sound that just reaches right into your brain and rips it apart.