Romantizm traduction Anglais
1,062 traduction parallèle
- Bu benim romantizm anlayışıma u... - Hadi ama Diane.
- This is not my idea of romance.
Devrimci romantizm için biraz bayik sorunlar :
Rather unexciting problems for revolutionary romanticism :
Ve şimdi de biraz romantizm vakti.
And now for a little romance.
Romantizm istiyordun.
You wanted romance.
Belki onu bu gece dışarı çıkarırım, biraz romantizm için yani.
Maybe take her out on the town tonight for a little, uh, romance.
Dolunay, tekne, bir iki fazladan içki, yumuşak müzik güvertede biraz ani romantizm...
Full moon, the boat, a few drinks too many, soft music, uh, a little sudden onboard romance.
Romantizm, tutku ve hatta şehveti göndermem gerekecek.
I ´ ll have to send Romance, Passion and probably even Lust.
Avrupa'ya romantizm neymiş gösterelim.
Let's go show Europe what romance means.
ve parfümünün ne kadar güzel koktuğunu söyle. sakın unutma... Romantizm.
And remember... romance.
Romantizm artık bana gerçekçi gelmiyor.
Romance just doesn't seem real to me any more.
Branç istemiyorum, romantizm istemiyorum şu elması istiyorum!
I don't want brunch, I don't want romance, I want that diamond!
Dick, romantizm için güzel bir gece değil mi, diyeceksin.
"Dick, isn't this a perfect night for romance?"
Romantizm için güzel bir gece değil mi?
Isn't this a perfect night for romance?
Romantizm için mükemmel bir akşam değil mi?
Isn't this a perfect night for romance?
Yaşadığımız, romantizm mi?
Is this a romance we're having?
Romantizm olabilir.
Could be a romance.
Julie'nin romantizm anlayışı, tamam mı?
Julie's idea of romance, OK?
Ve şimdi de, Arthur'un romantizm anlayışı Venedik'tir, gondollar...
And now, Arthur's idea of romance is Venice, gondolas...
Romantizm gitti.
The romance is gone.
En iyi umudumuz 5 dakikalığına da olsa ona bir romantizm yaşatabilmesi.
The best we can hope for is that he can romance her for five minutes.
Hadi ama, bedenimde bir romantizm kemiği falan yok benim.
I don't have a romantic bone in my body.
Restorandan ayrıldıktan sonra, onun söylediklerini düşündüm romantizm ve diğer her şeyi işte. Siz, birlikte misiniz?
You're together?
Romantizm?
The romance?
Güzel bir burun ve güzel bir popoya sarılmış romantizm.
All the romance wrapped up in a cute nose and a cute arse.
Gina, romantizm için seni aramadım.
Gina, this is'nt about romance.
Bunu zekice kullanın ve romantizm sizi izlesin.
Use it wisely, and romance will follow. "
Bir kızla romantizm yaşamak istediğin zaman..
When I really wanna romance a girl...
Ama şiir güzellik, romantizm, aşk... Bunlar, hayatı, uğruna sürdürdüğümüz şeylerdir.
But poetry beauty romance love - - these are what we stay alive for.
Romantizm ve iç savaş sonrası edebiyat bölümlerini işledik.
We covered the romantics and some of the chapters on post - Civil War literature.
Bunu bir kere anladın mı romantizm de kendiliğinden gelir.
Once you understand that... The romance takes care of itself.
Mary, romantizm işinde ancak son romanındaki kadar iyisindir.
Mary, in the romance business... You're only as good as your last novel.
Ve o, eski romantizm kitaplarının yazarı.
And she is the former romance novelist.
Mantıklı düşüncenin olmadığı yerde daha çok romantizm oluyor. Ama çok da acı oluyor.
Where there is no rational thought, there can be much romance, but much suffering.
Romantizm zorlukları unutturur.
- Shipboard romance is what it was.
Romantizm ve evlilik denince...
When we think of romance and marriage,
Dul bir kadın ve iki bekar adamdan romantizm nasihati dinliyorum.
I'm getting romantic advice... from a widow and two bachelors.
Istırabımın, senin romantizm şansına müdahale etmesine izin vermem.
I won't let my heartache... interfere with your chances for romance.
Şimdi, romantizm tamamen farklı bir durum.
Now, romance... - that's a whole different ball game. - Tell me about it.
Romantizm bittikten sonra farkettim ki, hiç bir şeyimiz yoktu, tam anlamıyla ortak hiç bir şey.
It was only when the romance had passed that I realized we had nothing, absolutely nothing in common.
Ama sen deyince aklıma geldi, belki de romantizm bölümündeki bir takım kötü elektriklerden kaçıyor olabilirdi.
But now that you mention it, he could have been fleeing... some bad vibes in the romance department.
Aşk ve romantizm konulu pek çok edebi eseri inceledim.
I have studied much human literature on the subject of love.
Yoksa romantizm mi?
What?
Ama sen romantizm bağımlısısın.
You're addicted to romance.
Romantizm istiyorum.
I want romance.
Romantizm diye de bir şey yoktur.
There's no such thing as romance.
Sarılmak, okşanmak, romantizm yaşamak istiyorum.
I wanna be held, I wanna be caressed, I wanna be romanced.
Hayatımda biraz romantizm istiyorum, Al.
I want some romance in my life, Al.
Romantizm, entrika, macera... Ama bir şey öğrendiysem, o da...
Romance, intrigue, adventure, but I learned one thing.
Ama kalplerdeki romantizm olanlar için erken.
But the night's young for those who have romance in their hearts.
Sende hiç romantizm duygusu yok mu?
I hate French food.
Kavga bitti, romantizm başladı!
You didn't hurt did you?