Saygıdeğer traduction Anglais
2,529 traduction parallèle
Saygıdeğer Efendim...
Esteemed Headmaster...
Saygıdeğer Tim Brookes.
Reverend Tim Brookes.
Fazlasıyla cömert davrandın ve bu saygıdeğer bir adamın hediyesi, bunu belli ediyor.
You have been more than generous, and this is a gift of an honorable man, clearly.
Hayır. Sen saygıdeğer bir insansın. Bunu biliyorsun.
No, you're respected, you know that.
Sen saygıdeğer Son Beşliden birisin ve bu yüzden Saylonlar seni dinleyeceklerdir.
You are one of the revered final five, and as such, the cylons will listen to you.
Saygıdeğer meslektaşlarımın aklına daha inandırıcı şeylerin gelebileceğini de mi düşünmedin?
And don't you think my esteemed colleagues could've come up with something just a little more believable?
Mübalağa ediyorlar saygıdeğer efendim.
They exaggerate, my dear sir.
Saygıdeğer baş yargıç D-O-G-G ve diğer yargıçlar için ayağa kalkın.
All rise for the honorable Chief Justice D-O-G-G and the Associate Justices.
Beni, Sanayi Devrimi sırasında geçen heyecan verici olayları anlatırken seyredin. Kuşağının en sevilen ve en saygıdeğer senaristi Brad Kessler tarafından yazılmış.
Come, watch me read about the exciting events that took place during the Industrial Revolution, written by the most beloved and esteemed screenwriter of his generation,
Sırf saygıdeğer bir aileden geliyorsun veya daha sağlıklı bir genetik mirasın var diye daha iyi bir koca olacağın ne malum?
And who says you'll make a better husband just because you come from a more privileged family or a better genetic line?
- Saygıdeğer Mösyö West seni ilk televizyon programın için giydirmemi istedi.
- Our esteemed Monsieur West has asked me to dress you for your TV debut.
O dişçi olan. - Çok saygıdeğer biri.
- He's very respectable.
Dünyanın dört bir tarafında gelen seçkin misafirler, lütfen ayağa kalkın ve Başkan Roosevelt ile Amerikan Pilotları'nın saygıdeğer konuğu Amelia Earhart'ı selamlayın.
Distinguished dignitaries from every corner of the world, please rise and welcome Miss Amelia Earhart, honored guest of President Roosevelt and the League of American Pilots.
Otlakçılık, saygıdeğer bir kullanıcının isteyeceği türden bir hayat tarzı değil.
Scrounging is no kind of lifestyle for a respectable user.
Ayrıldığımızda, Chéri ve ben,... İkimizde hayatkarımızdan saygıdeğer bir şeyi kaybettik.
When we parted, Chéri and I, we each lost the only really honorable thing in our lives.
Artık bu saygıdeğer Dojo'da gözden düştün.
You have disgraced this respectable dojo
Saygıdeğer bir işe sahip olmanın zamanı gelmişti, Jody.
It's about time you have a respectable job, Jody.
Saygıdeğer Üyeler beni affedin ama bildiğim kadarıyla tanrınız henüz seleflerinden daha adil veya daha merhametli olduğunu kanıtlamadı.
Excuse me, Honorable Member but far time away.. your God has not yet proved more judge or more compassionate than their predecessors.
Bizim saygıdeğer öğretmenimiz bize öğrettiği şeylerden uzaklaşmış.
Our revered teacher get away from what yourself taught
Onur konuğumuz Millî Eğitim Bakanımız, Saygıdeğer hocalarım ve arkadaşlar.
Chief guest, the Honorable Minister of Education respected teachers and friends
Her şeyden öte, sizin gibi saygıdeğer öğretim görevlileri böyle bir vurup kaçma olayına karıştı ve bu ikisi de üçkâğıtçı değil.
After all, respected professors such as yourselves being involved in a hit-and-run... And these two aren't some kind of hustlers.
Burada saygıdeğer bir iş yapıyoruz.
We're running a business here
Saygıdeğer müttefiklerimiz!
Respect our allies!
Ben saygıdeğer biriyim, Bella Blank, saygıdeğer biri.
I'm a decent person, Bella Blank, a decent person.
Haneveld, ben saygıdeğer biri miyim?
Haneveld, am I a decent person?
Saygıdeğer bir insan ilgiyi hak eder.
A decent person deserves care.
Eminim saygıdeğer Dr.Sweets, daha niteliklidir.
I'm sure the estimable Dr. Sweets is more than qualified.
Başka bir şeyler yapabilirim saygıdeğer ya da değil.
I can do something respectable, or not.
Uzaktan izleme, medyum savaşları gazetelerin buluşları değil. Stanford'lu saygıdeğer dahi fizikçilerin parlak fikirleri.
Remote viewing, psychic warfare, these weren't some tabloid invention, but the brainchildren of respected physicists at Stanford.
Bana bir viski, bir tane de saygıdeğer meslektaşım için istiyorum.
Another potcheen, please, and one for my esteemed colleague from across the aisle.
Saygıdeğer bir ağabeyin var.
That you have such a respectable brother.
Saygıdeğer Dekan Charles Reardon seni derhal huzurunda istiyor.
The Honorable Dean Charles Reardon requests your presence immediately.
Subay eğitim okulu sadece en saygıdeğer eğitimi alanları kabul eder.
The officer training school only accepts those who have received the most honorable training.
Ülkedeki en saygıdeğer psikologlardan birisin.
You're one of the most psychologists in the country.
Saygıdeğer majesteleri... Bunlar ejderha yumurtalarından yapılmış mini pizzalar.
These be mini pizzas made from dragon eggs, your majesties.
Uzatma ver.Saygıdeğer bir gazeteci olacak o
Seth seriously why are you even doing this you want this to be a serious job
Anlayacağınız eskiden saygıdeğer denebilecek birisiydim.
I was what you'd call respectable.
Saygıdeğer Generalimizi memleketine getirmiş bulunuyoruz!
We respectfully bring General back to your hometown!
Saygıdeğer Üye bu sözünü derhal geri almalıdır.
The Honourable Member must retract that immediately!
Bu arada, ismim Doktor. Ve Christina. Saygıdeğer Leydi Christina.
I'm the Doctor, by the way, and this is Christina, the honourable Lady Christina, at least I hope she's honourable.
Jack saygıdeğer olma yolunda. Nişan bu gece.
Jack, engaged to be respectable.
Şu demek oluyor, sen hiçbir şeye değer vermedin ve saygı göstermedin.
It means that you've never really given a shit about anything anyway.
Jürinin saygı değer üyeleri...
Listen, señores jury,
Onlar saygı değer adamlardı ve onların ölümü hepimize gözdağı vermektir.
These were well respected men and their deaths are a threat to all of us.
Saygı değer müdürümüz Ken Gordon'un bir duyurusu var.
Our illustrious leader, Ken Gordon, has an announcement to make.
Peki bunun ne olduğunu biliyor musun saygı değer orta sınıf yöneticim?
You know what, my dear middle manager?
Biliyorum sen her zaman böyle egzotik yerler görüyorsun ama buradaki yerel halk bizim için oldukça saygı değer.
I mean, I know you see exotic spots like this all the time... but this is pretty decent for us civilian folk.
Fakat siz saygı değer kişiler yukarı doğu yakasında, eski her şeyin tekrar canlanabileceğinin hatırlatıcısıdır.
But for yours truly, it's a reminder that on the Upper East Side everything old can be new again.
Ne kadar yüce, saygı değer bir adam da olsan her zaman benim gibi birinin bulacağı küçük etkili değerli şeylerin vardır.
Mmm... amazing how great men, no matter how revered, always have some explosive little nugget hidden away ready for someone like me to find, hmm?
Vakit geldi, bayanlar ve baylar, benim sevgili, sevgili, sevgili misafirlerim... sayın bakan, Duma'nın saygı değer beyleri... onu taktim etme zamanı geldi. Doğalgazın çarı, Kobalt kralı, vatanımız Rusya'nın en güzel yerini temsil ediyor.
It's now the moment, ladies and gents, my dear dear guests, dear lord minister dear lords of the Duma it's now the moment to introduce to you the Gas Zar the Cobalt King, who represents the best part of our beloved Russia
Ve ne biçim bir Tanrı kimsenin sana değer vermediği ve saygı duymadığı bir eve koyar.
I'm sorry Meg. But what is there to believe in without God?