Schön traduction Anglais
120 traduction parallèle
Baş editör Dr. Schön size iyi bakıyor ama geleceğimizi garanti edemez.
Chief Editor Dr. Schön looks after you nicely but he can't guarantee our future
Dr. Schön geliyor!
Dr. Schön is coming!
İçişleri Bakanı Dr. Von Zamikov, kızı Charlotte Marie Adelaide'ın Dr. Ludwig Schön ile evlendiğini duyurmak ister.
The Minister of the Interior, Dr. von Zamikov, wishes to announce the marriage of his daughter Charlotte Marie Adelaide to Dr. Ludwig Schön
Dr. Schön'ün davranışları bu evliliği imkansız hale getiriyor.
I warn you again : Dr. Schön's behaviour makes this marriage impossible
Savunma makamı zanlıyı zulme uğramış bir masum gibi tanımlıyor. Ben ise ona Pandora diyorum çünkü Dr. Schön'ün üzerine kötülüğü sardı.
Counsel for the Defence portrays the accused as a persecuted innocent I call her Pandora, because she brought evil upon Dr. Schön
Alwa Schön
Alwa Schön
Ben Alwa Schön.
This is Alwa Schön.
Teşekkür ederim.
Danke schön.
Harika bir iş çıkardı.
Danke schön.
# Güzel, muhteşem bayan, savaştan değil de askerlerden mi hoşlanırsın?
Schön, fein Fräulein, you like Gls, nicht wahr?
Danke schön.
Danke schön.
Teşekkürler, Fritz.
Danke schön, Fritz.
Teşekkürler.
Danke schön.
Teşekkürler dedik ya.
Danke schön already!
Teşekkür ederim.
- Danke schön.
Teşekkür ederim, teşekkür ederim.
- Danke schön.
Çok iyi, Schwester Elizabeth.
- Very good, Schwester Elizabeth. - Danke schön.
"Teşekkür ederim." Teşekkür ederim.
"Thank you." Thank you. Danke schön.
Danke schoen.
Danke schön.
- Bir şey değil liderimiz.
"Bitte schön, mein Führer."
Teşekkür ederim, bebek.
"Danke schön, baby."
Çok Güzel..
Schön...
Teşekkürler!
Danke schön!
Güzel!
Schön!
- Rica ederim.
- Bitte schön.
- Çok teşekkürler.
- Danke schön.
- Danke schön.
- Danke schön to you.
- Teşekkür Ederim. - Bir şey değil.
Danke schön.
Merdivenlerden ikinci kata çıkın, sağdaki ilk kapı.
Stairway to the second floor, first door on the right. Danke schön.
Sadece geceleri ortaya çıkan ve kılık değiştirmede usta biri.
Danke schön, danke schön
Teşekkür ederim, teşekkür ederim çok rahatım dostum.
Danke schön, danke schön "Ich bin ganz" comfortable, old fruit.
# Bei mir bist du schön #
Bei mir bist du shon
- Danke schön, tombulcuklar.
- Danke schön, my little dumplings.
- Danke schön, tombulcuklar.
- Dank e schön, my little dumplings.
İsmini de şöyle koydular "Danke Schön."
That's how they got the title "Danke Schön."
Danke Schön.
Danke Schön.
Guten Abend. Schön, dich zu sehen.
Guten Abend.
Die sind jetzt schon tot. Tot?
Die sind jetzt schon tot.
Rica ederim.
- You're welcome schön.
Güneş çıkalı saatler oldu.
Die anderen arbeiten schon seit Stunden und Sie liegen da und schlafen!
Ich komm schon, ich komm schon. ( Geldim, geldim ).
Ich komm schon, ich komm schon.
- Teşekkür ederim.
- Danke schon.
Rica ederim.
Bitte schon.
Teşekkür ederim. Daha sonra.
Ja, danke schon, danke schon.
- Teşekkür ederim.
- Danke schön.
- Bitte schoen.
- Bitte schön.
Teşekkür ederiz.
Danke schon :
"Daha iyi hissediyor musun?" İyi misin?
"Schon besser"? Feel better?
Lütfen yardım eder misiniz?
Kannst du bitte helfen? Danke schon.
Schön, dich zu sehen.
Schon, dich zu sehen.
Çok iyi.
Schon, dich zu sehen.