English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Screw

Screw traduction Anglais

13,139 traduction parallèle
Bu Dr. Timmins içindi ama boşver.
These were for Dr. Timmins, but screw him.
Sana girsin!
♪ Screw you. ♪
Salla.
Screw it.
Hangisi daha çok koyuyor bilmiyorum.
I wonder what's more of a "screw you" - -
İşi batırdık ve Bay Boss'un toleransı düşüktür.
We screwed up, and Mr. Boss has a low tolerance for screw-ups.
- Siktir oradan, Todd.
- Screw you, Todd.
Aksi takdirde, tekrar yerine takın.
Otherwise, screw it.
Ama deneyimlerime göre ne zaman başına berbat bir şey gelse sorumluluk alıp onunla en iyi şekilde başa çıkıyorsun.
But in my experience, when you screw up and get caught- - something I've done a lot- - it's usually best to take responsibility and deal with the consequences.
- Kalbim mal değil, asla yanılmaz!
So screw it. I don't believe you.
Evet galiba bir vidaya takılmış.
Yup, think you got snagged on a screw.
- Bekle. Tamamdır, vidayı çıkartacağım.
All right, I'm gonna back the screw out.
İstediğin kadar incilden alıntı yap,... ama benim olanın dışında beni mahvetmeye çalışıyorsun.
Quote the Bible all you want, Court, but you're just trying to screw me out of what is mine.
Başlarım şimdi!
Screw it.
Aylardır yeni numaramız üzerine çalışıyoruz ve tüm aileye özel bir "bu da size kapak olsun" la kulübede ilk kez seslendireceğiz.
We have been rehearsing our new number for months, and we will debut it at the cabin as a special holiday "screw you" to the family.
Her zamanki gibi işin içine edersem çocuğa ne olacak?
I mean what happens with the kid if I screw things up like I normally do?
"Şerif Bölge Savcısına davayı batırmamasını söylemişti çünkü Avery'nin bu suçtan mutlaka hüküm giymesini istiyordu."
"The sheriff told the DA not to screw this case up because the sheriff wanted Avery convicted of this crime."
- Boş ver, Goldenmire'a kendim giderim.
- Screw it, I'll go to Goldenmire myself.
- Canın cehenneme Milo!
Screw you, Milo!
Ellerinden ne gelirse yapıyorlar.
Anything to screw with me, they do.
Şimdi bana avukat atanması için hâkimi ikna etmeye çalışıyorum ki bir hata yapmayayım.
Now I'm trying to get the judge to give me a lawyer... so I don't screw up.
Bir Başkan eşiyle yiyişecek olsaydın, bu kim olurdu?
If you had to screw a First Lady, who would it be?
- Boşver onu.
- Screw that.
Boş versene, yine de harika.
Screw that, it's still awesome.
Kusursuz rekorumu bozmamı mı istiyorsun?
Yeah, you want me to screw up my perfect record?
Siktir edin!
Screw that.
Onunla evlenmeden önce eski günlerin hatrına bir kaç sayı yapayım falan mı dedin?
Just one last screw for old times'sake, before you go and settle down with somebody else?
Benimle taşak mı geçiyorsun?
Screw with me?
Bak ben senle nasıl taşak geçiyorum!
I can screw you right back, langer!
Bir çaksana.
Screw, please.
Boşver bu herifleri.
Screw those guys, anyway.
- Boş ver onu.
- Screw him.
O nedenle bu kadar çok batırıyoruz.
That's why we screw up so much.
Biliyor musun? Elinden geleni yaparsın ama yine de batırırsın.
Well, you know what, you do everything you can, and still screw up.
Siktir ordan!
Screw you!
Kötülük etmek adına bir yere gitmeyeceği gibi..
Like he's not going to screw up.
Bu okuldaki herkesin canı cehenneme.
Okay, screw everyone at this school.
Umarım şarkıyı beğenirsin yani canın cehenneme
I hope you like the song so screw you
Hiç bir kızın seni işinden siktir ettiğini gördün mü?
You ever had a girl screw you out of a job?
Ben bir vida kadar değilim Bu geç uyandı ve bir şey düştü için ödenen!
I'm a screw up that woke up late and fell on the thing you paid for!
- Yürü git be. 1 sene geçti.
- Screw you, it was a year ago.
Sen yürü git.
Screw you.
Dandik bir müfettiş ve zayıf bir adamım ama babalık işinde iyiyimdir.
I'm a lousy agent, and I've been a weak man, but that I didn't screw up.
- Lanet saatinin canı cehenneme.
Screw your damn clock.
İşi batırma.
Don't screw it up.
Canın cehenneme Evan!
Screw you, Evan.
İstediğini elde etmek için yalan söyleyip, kandırıp, yatarak insanları kullandın mı?
Lie, screw, fuck, use people to get what you want?
Ne olursa olsun.
Screw it.
İçine etmek yeterince verimli değil.
Screw ups aren't so efficient.
O hâlde her işi batırdıkları gibi o işi de batırmışlar.
Well, then they screwed that up, just like they screw up everything.
Screw it.
Ah! Screw it.
Başlarım Ty'a.
Screw Ty.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]