Sergeant traduction Anglais

Mevcut teori o ki, Çavuş Gleason Long'un aleyhine olan bazı deliller sunacaktı.

So, working theory is that Sergeant Gleason was gonna provide evidence against Long.

Şöyle ki kırmızı kısımlar Çavuş Gleason'ın vücudunda ve kıyafetlerinde iplik bulduğum kısımlar.

So... the red is where I found fibers on Sergeant Gleason's body and clothes.

Bu da çavuşun arabası.

So this is Sergeant Gleason's car.

Demek ki Çavuş Gleason'ın Mitch'e getireceği delil kilime sarılı falan değildi.

Okay, so... the evidence that Sergeant Gleason was bringing to Mitch wasn't on the rug or wrapped up in it.

Ama hepsinin ipliklerini kontrol ettim ve bunlardan hiçbiri çavuşun arabasındakiyle eşleşmiyor.

Okay, it seems like there's something sewn into all of these, but I tested the fibers and none of them are the one that Sergeant Gleason had.

Siz önemli değilsiniz komiserim.

It's not what you believe, sergeant.

Komiserden başka türlü iş teklifi alamayacağıma göre.

Like there's any other reason the sergeant's offering me a job.

Bak, aslında Çavuş benimle konuştu ve evet, ona bilgi vermem karşılığında bana para teklif etti ama böyle bir şey yapacağımı düşünmüyorsun, değil mi?

Look, the truth is that the Sergeant talked to me, and, yeah, he offered me money to give him information, but you don't think I'd do something like that? I'm not a traitor. Ricky, you know I would never do that, right?

Çavuş!

Sergeant!

Çavuş'a arazimizde petrol araması için izin vermiştim.

I've given the Sergeant permission to run patrols on our land.

Mouch ve Muavin Platt.

Mouch and Sergeant Platt.

- İşimiz bittiğinde haber veririm Komiser.

I'll apprise you when we're finished, Sergeant.

Çavuş Colborn davanın zaten çözülmüş olduğunu ona kimin söylediğini hatırlamıyor.

Sergeant Colborn couldn't recall who it was that told him that the case had already been solved.

Teğmen Lenk ve Çavuş Colborn'un aradığı kabinin içinde, Yerde bir anahtar bulduk.

It was on the floor when we found it, next to a cabinet that Lieutenant Lenk and Sergeant Colborn had been searching.

Teğmen Lenk ve Çavuş Colborn Calumet ilçesi memurları mı?

And Lieutenant Lenk and Sergeant Colborn are officers of Calumet County?

O sıralar ifadeleri alınan teşkilatınızın iki diğer üyesi Teğmen Lenk ve Çavuş Andrew Colborn'dü, değil mi?

And the other two members of your department who had their depositions taken about the same time were Lieutenant Lenk and Sergeant Andrew Colborn, correct?

Çok ilginç, içindeki delillerle birlikte 2002 senesinde laboratuvara gönderilen nakliye formunu dolduran kişi o zamanlar çavuş rütbeli olan Dedektif James Lenk'ten başkası değil.

Interestingly enough, the transmittal form that goes with the evidence in 2002 to the crime lab is filled out by none other than, at that time, Detective Sergeant James Lenk.

Ekim 2005'te, James Lenk ve Manitowoc İlçe Şerif Departmanının bir diğer kıdemli memuru, Çavuş Andrew Colborn bu davaya dâhil edilmiş ve ifade vermeye çağırılarak Bay Avery'nin mahkûmiyeti ile ilgili kendi eylemleri ve yaptıkları işlemler konusunda sorgulanmışlardı.

In October 2005, James Lenk and another ranking officer of the Manitowoc County Sheriff's Department, Sergeant Andrew Colborn, both were pulled into the lawsuit, questioned about their own activity and conduct with respect to Mr. Avery's imprisonment.

Kim görevlendirildi dersiniz?

And who do we get? We get Sergeant Andrew Colborn.

Ne ilginçtir ki, kendisine gidip bakması ve Teresa Halbach'i araması söylenen iki yerden Çavuş Colborn sadece bir tanesine gidiyor.

And it is interesting that of those two places that Sergeant Colborn is asked to check out and inquire after Teresa Halbach... he only goes to one. Goes to Steven Avery's home.

Manitowoc İlçe Şerif Departmanından Teğmen Jim Lenk Manitowoc İlçe Şerif Departmanından Çavuş Andy Colborn ve Manitowoc İlçe Şerif Departmanından Dedektif Dave Remiker.

Sergeant Andy Colborn from the Manitowoc County Sheriff's Department and Detective Dave Remiker from the Manitowoc County Sheriff's Department.

Evet. Peki sizce de, sizin gözetiminiz altındayken Teğmen Lenk ya da Çavuş Colborn'ün Toyota'nın anahtarını o eve yerleştirmeleri çok zor olmaz mıydı?

- And would you agree with me that it would've been very difficult... for Lieutenant Lenk or Sergeant Colborn to have planted a Toyota key in that residence under your watch?

Teğmen Lenk ya da Çavuş Colborn'ün o gün siz görmeden anahtarı oraya yerleştirmek için fırsat bulduklarını düşündünüz mü?

[Kratz] Did you believe that either Lieutenant Lenk or Sergeant Colborn had an opportunity out of your eyesight to plant that key there?

Aynı zamanda Çavuş Colborn de Steven Avery'nin evini aramak için gönüllü olmuş.

Sergeant Colborn also volunteered to be one of the searchers of Steven Avery's residence.

Çavuş Colborn, o ilk gün yani kayıp şahıs soruşturmasının başladığı 3 Kasım günü Bay Wiegert sizden yardım istedikten sonra Steven Avery ile aranızda bir diyalog geçti mi?

Sergeant Colborn, that first day, that is, the first day of the missing persons investigation, the 3rd of November, after Mr. Wiegert asked for your help, did you have any conversation with Steven Avery at that time?

Çavuş, 8 Kasım'da bu manzarayı gördünüz mü?

Sergeant, did you see this image on the 8th of November?

Şunu sormak istiyorum Çavuş Colborn, siz, Teğmen Lenk ya da Memur Kucharski, o anahtara dokundunuz mu?

Let me ask you, Sergeant Colborn, did either yourself, Lieutenant Lenk or Deputy Kucharski touch that key?

Çavuş Colborn, anladığım kadarıyla bir kamu davası kapsamında ifade vermeniz istenmiş.

Sergeant Colborn, you were asked, as I understand, as part of a civil lawsuit, to provide what's called a deposition.

Çavuş Colborn, size şunu sormak istiyorum o aramanın Bay Steven Avery ile ilgili olduğundan haberiniz var mıydı?

Well, let me ask you this, Sergeant Colborn, do you even know whether that call was about Mr. Steven Avery?

Çavuş Colborn'e başka sorum yok Sayın Hâkim.

That's all I have for Sergeant Colborn, Judge.

Çavuş Colborn, 1994 ya da 95 yılında bir rapor yazsaydınız... -... rapor neyle ilgili olurdu?

Sergeant Colborn, back in 1994 or'95, if you would've written a report... what would it have been about?

Çok teşekkür ederim Çavuş.

Thank you very much, Sergeant.

Çavuş Colborn bugün tanık sandalyesinde epey bir süre kaldı.

[female reporter] Sergeant Colborn was up there for quite some time today.

Zor bir gün oldu. Çavuş Colborn de birkaç gündür epey zorlandı.

This was a hard day and there have been some hard days for Sergeant Colborn.

Çavuş Orth, Avery'lerin arazisine ilk giren emniyet görevlisi siz miydiniz?

[Kratz] Sergeant Orth, were you the first law enforcement officer - that was on the Avery property itself?

Peki Çavuş Orth, siz oraya vardıktan sonra bulunduğunuz yerden herhangi bir emniyet görevlisinin veya vatandaşın araca girip girmediğini veya dokunup dokunmadığını görebildiniz mi?

Now Sergeant Orth, from your arrival, would you have been in a constant position to determine whether any law enforcement officer or citizen entered or disturbed that vehicle?

Şimdi sizler, jüri olarak Bay Avery'yi suçsuz bulmak için, sizin polislerinizin Manitowoc İlçesi Şerif Yardımcılarının Teğmen Lenk ve Çavuş Colborn'ün 25 yaşındaki bir fotoğrafçıya denk gelip onu öldürdüğünü, cesedini parçaladığını, kemiklerini yaktığını ve hepsini Bay Avery'ye tuzak kurmak için ayarladığını söylemek niyetinde misiniz?

Now, are you, as the jury, in order to find Mr. Avery not guilty, willing to say that your cops, that your Manitowoc County sheriff's deputies, Lieutenant Lenk, Sergeant Colborn, came across a 25-year-old photographer... killed her, mutilated her, burned her bones, all to set up and to frame Mr. Avery?

Delil yerleştirmekle suçlanan emniyet mensuplarından biri, Çavuş Andrew Colborn bugün bir bildiri yayınladı.

Sergeant Andrew Colborn, one of the law enforcement officers accused of planting evidence, released a statement today.

Hiçbir çavuşu, subayı dinlemeyeceksin.

You don't listen to no sergeant, no officers.

Gidiyordum ama Sergeant Som benden onun yerine vardiyasını almamı rica etti.

I almost did, but Sergeant Som asked me to take his shift. He needs to take his son to the hospital.

Sergeant Som'ın ve seni evine ben bırakacağım.

It's Sergeant Som. And I'll be driving you home.

Çavuş. - Burada kalıp bu insanlara yardımcı ol.

Sergeant, stay here to help them.

Teneffüsten sonra acıkıyorum başka sorun var mı mızıkçı?

I get the munchies after free period. - Any more questions, Sergeant Buzzkill?

Çavuş Biber, meyvelere işaret ver!

Sergeant Pepper, cue the fruits!

Chris, bu Çavuş Franco Rodriguez.

Chris, this is Sergeant Franco Rodriguez.

Komiser yardımcısı Nelson aradı, Pinto ölmüş.

Sergeant Nelson just phoned. Pinto's dead.

Çavuş, şu birliği düzene sokun.

Sergeant, bring that rabble to order.

Oh, Yüzbaşı Tulloch.

Oh, Sergeant Tulloch.

- Yüzbaşı.

Sergeant.

- Ah, Yüzbaşı Tulloch, Doktor Hamilton.

Ah, Sergeant Tulloch, Doctor Hamilton.

Seninle ya da eşinle telefonda konuştuktan sonra Baldız'ın hakkında soruşturma yapmak için buraya gelmesi gereken Yüzbaşı Dedektif Tulloch adına burada bulunuyorum.

I'm here on behalf of Detective Sergeant Tulloch. Who I believe spoke to either you or your wife on the phone. She was enquiring about your sister-in-law.