Servant traduction Anglais
4,189 traduction parallèle
Bir uşağın karısının 3 gögsü mü olur?
Does a servant's wife have three udders?
Nita, kusursuz hizmetçi kız.
Nita, the servant maid impeccable.
Hizmetçi Robert.
It is the servant Robert.
- Evet. Hizmetçi Robert kaybolduğunda, onu bulmak için en küçük bir girişimde bulunmayan sana mı?
You, who when the servant Robert went missing, made not the slightest attempt to find him?
Fakat Nettie bir hizmetçi ile evlendiği için, babası Decimus onları mirasından tamamıyla çıkardı.
But because she'd married a servant, her father Decimus cut them off completely.
Ne kadar sadık bir hizmetkar olursan ol kimse espriden anlamayan bir dilsiz ile yola çıkmak istemez.
You know, it doesn't matter how loyal a servant you are, no one enjoys the company of a humorless mute.
Casterly Kayası'nda, hizmetçi kızı muhafızlarıma dövdürdüğümü söylemiştin.
You told him I had my guards beat that servant girl at Casterly Rock.
Tanrım, ışığını bu kuluna bahşet.
Lord, cast your light upon this man, your servant.
Ben de şimdi karısının hizmetkârıyım.
And now I'm his wife's servant.
Bir kereste tüccarının yanında yatılı hizmetçi olarak çalışacaksın.
You'll be a live-in servant for a lumber trader.
Bir hizmetçinin felsefesi budur.
That's the servant's credo.
Hizmetçi felsefesi.
The servant's credo.
Yatılı hizmetçi olarak çalışıyordum ve kaçtım.
I was a live-in servant and I ran away.
Adım Oshin, yeni yatılı hizmetçinizim.
I'm Oshin, your new live-in servant.
Gördüğün gibi, Siemens şirketinin bir çalışanıyım.
You see, I am a servant of the Siemens Corporation.
Ama kocam size hizmetçilik teklif etmiyor ki.
- Oh, but... Well, my husband is not offering you a servant's position.
Sence Vali düşmanlarımıza mı çalışıyor?
You think vali is a servant of our enemies?
Büyük efendinin mütevazı hizmetkârı.
A humble servant of the great master.
- Buraya sürekli gelir herkese kölesi gibi davranır bütün şapkaları tek tek dener.
- She comes in all the time, treats everyone like a servant, tries on all the hats one by one.
İnsanların sadık kulu Subodh Mehta'yı kim tanımaz!
Who doesn't know the loyal servant of the people, Subodh Mehta.
Ama seni uyarayım, sıkıcı bir devlet memuruyum ben.
But I should warn you, I'm just a boring, old civil servant.
Sıkıcı bir devlet memuruyum demiştin, değil mi?
Nothing but a civil servant, right?
- Uşak bir kızdı.
- She was a servant girl.
İçine dölümü akıttığım bir kölenin piç evladısın sen.
You're the bastard son of a servant girl I spilled my seed into.
"Kutsal Hizmetkar, buraya yerleş. Çünkü burası Kutsal Topraklar."
"Humble Servant, settle here, for this is holy land."
Ben mütevazi bir kulum. O nereye giderse, ben de onu takip ederim.
I am God's humble servant, sir, where He leads, I will follow.
Affedersiniz de, Ben hükümet için çalışırım, sizin için değil.
Pardon me I'm a government servant not yours.
Saygılı bir hizmetkar olsam efendimin ihtiyaçlarını dikkate alırdım.
If I was a dutiful servant, I'd consider the needs of my patron.
Bir hizmetkâr.
A servant.
O bir hizmetçiydi.
She was a servant girl.
Tanrı'nın bir hizmetkarıyım sadece.
I am but a servant of God.
Sen ve kızın bundan böyle benim korumam altındasınız fakat size asla birer hizmetçi muamelesi yapmayacağım.
You and your daughter are now under my protection, but I will never treat you as a servant.
- O bir Elf katil,... ve yakında Goth Azul'un hizmetkarı olacak.
And soon will be the servant of Goth Azul.
Sen benim sadık hizmetkarımsın, Keltus.
You are my loyal servant, Keltus.
Ve yemin ederim ki, Tanrım hayatımın geri kalanını sadık hizmetkarın olarak yaşayacağım.
And I swear to you, God... I shall live the rest of my days as your unfailing servant.
Tanrım, lütfen, bu içkiyi elimden al, aciz bir kulun olarak yalvarıyorum.
Lord, please remove me, your humble servant, this cup.
Ben Tanrı'nın hizmetkârıyım.
I am the Lord's servant.
Hizmetçi kadın
The servant girl.
Tanrim bu hizmetkarini affet
Lord, forgive your servant!
Hizmetkarini duyuyo musun?
Do you hear your servant?
En sadik yandasin Uriah'in her seyini aldin
You took everything from your most loyal servant, Uriah.
Tanrım, kulunu bağışla!
Lord, forgive your servant!
Kulunu duyuyor musun?
Do you hear your servant?
En sadık hizmetkarın Uriya'nın her şeyini aldın.
You took everything from your most loyal servant, Uriah.
Adamlarıma yolu göster.
Lead my servant to him.
Hizmetkarım senin emrinde.
My servant is at your disposal.
Yani gönüllü köle?
You mean a social servant?
Siz bir kamu görevlisisiniz.
You are a public servant!
Her zaman en sadık hizmetkâr oldun.
You have always been a most loyal servant.
- Hizmetçiye mi benziyorum?
- Do I look like your servant?
Serseri, ben senin uşağın değilim.
Rascal. I am not your servant.