Sever traduction Anglais
14,727 traduction parallèle
Günahlarımızdan, sanki bir parçamızmış gibi kopamıyoruz.
We cannot separate ourselves from sin any more than we would sever a limb from our bodies.
O bizi sever.
He does like us.
O koltuğu çok sever kendisi.
He likes that seat.
Böyle giyinmeyi kim sever?
Is it how anyone likes to dress?
Herkes asacı kızlarla dalga geçmeyi sever.
Everybody likes to make fun of the baton girls.
Bebek bu eşyaları sever.
Baby loves this stuff.
- Sever mi?
- He would?
Tekila sever misiniz?
Do you enjoy the taste of Tequila?
Kız kardeşimiz köpekleri çok sever.
Our sister loves dogs.
Evet, muhabbetimi sever.
Yeah, she likes to have me around. You know.
- O filmi herkes sever.
- Everyone loves that movie.
"İsa seni sever," büyük harflerle.
"Jesus loves you", all in capitals.
Tekila sever misin?
Do you like tequila?
Çikolatayı herkes sever, Frank.
Everyone likes candy, Frank.
Tanrı tesadüfleri sever.
God feel random.
- Chicago'yu sever misin?
- Do you like Chicago?
- Electric Light Orchestra sever misin?
- Hey, you like Electric Light Orchestra?
Rege sever misin?
Hey, do you like reggae?
- Elvis Presley sever misin?
- Hey, you like Elvis Presley?
- Sever misin?
- Yes?
Aileden varlıklı, suçlu Karen Bird, bisiklet sürmeyi hayır kurumlarına bağış yapmayı sever, dini eğitim alırdı.
Karen Bird, the silver-spoon delinquent, enjoyed riding her bike, donating to charity, and participating in religious education.
Kaplumbağalar beni sever.
The turtles like me.
Hindistan cevizi sever misin?
You like coconuts?
Biraz kiloludur, elmalı pasta sever.
I mean, she's slightly overweight and likes apple pie.
Amerikan yerlileri hayvan adlarını çok sever.
Native Americans love to be called animals.
Konserve yemekleri sever misin?
You like canned food?
Leta Lestrange okumayı sever mi?
Does Leta Lestrange like to read?
Bir şeyleri atmayı sever.
He likes to throw everything.
Lanet bilimleri vücut ve zihin arasındaki köprüyü ayırmaya çalışıyor.
Your bastard science works to sever the bridge in between the body and mind.
Herkes Seretse'yi sever.
Oh, everybody adores Seretse.
sen sever misin?
Don't you?
Sence bütün efsane âşıklar böyle mi sever?
Do you think all legendary lovers loved like this?
Sen onun babasısın, her koşulda seni sever.
You're her daddy. She gonna love you no matter what.
- Yaptıklarıyla böbürlenmeyi sever.
He loves bragging about how great he is.
# Sever halkını ve denizi #
She loves the sea and her people
Noel, hediyeler vermeyi sever, Jeremy.
Christmas is about giving, Jeremy.
Onlar... Hepsi sever.
They... they all like that.
kim sever, Daha yoğun bir şeyler arıyorlar, Ve sonra bunu sadece... bir fırsat olarak kullanıyorlar.
who, like, are looking for something more intense, and then they just use that as... as an opportunity to fulfill their own sick fucked up fantasies.
Kahve sever misiniz?
You do like coffee?
- Bir sürü krem peyniri sever.
- He likes lots of cream cheese.
Sever misin?
Do you like it?
Çoçuklar onu sever.
The kids love him.
Bu arada, eğer karpuz aromalı kızarmış tavuk sever olduğunuzu söylersem,
Meanwhile, if I say you're a watermelon-flavored fried chicken lover,
- Yumurta dolması sever misin Martha?
Do you like Devil's Eggs, Martha?
Golfü ve kumarı sever.
He likes golf and gambling.
Bu ülke yıkıcı şeyleri sever.
This country buys out the subversives.
Sosyal medya sorumlusu, bazen başını belaya sokmayı sever.
She's a social media manager and likes getting into trouble sometimes.
Şunu söylüyorum seni ahmak, Almanlar Amerikan şeylerini sever.
What I'm saying, you moron, is that Germans - love American stuff.
Ya da yavru kedileri, kediler, kedileri sever misin?
Or kittens, cats, you like cats?
Böylece tırnaklarını sökerken bana direnemeyeceksin ve sonunda da parmaklarını koparacağım.
That way, you won't be able to resist when I remove your fingernails and, eventually, sever your fingers.
Çocuklar onu sever.
The kids love him.