Shades traduction Anglais
926 traduction parallèle
- O palto epey şekel eder.
that coat's worth a load of shades. Do you still have it?
Kepenkleri indirin!
Pull the shades!
Kanton ve İnci Nehri misali.
Shades of Canton and Pearl River.
" Polis, yoldan geçenler ve müşteriler tarafından engellenmemek için alınacak en az dikkat çekici ve bu nedenle en etkili tedbir storları indirmek ve kapıya şu notu asmaktır :
" The least conspicuous and therefore most effective precaution to prevent interruption by police, pedestrians and clients is to pull the shades and hang a sign on the door :
" Hırsızlar sonra da storları indirip kapıya şu notu astılar,'10 : 00 - 14 : 00 arası sayım nedeniyle kapalı.'"
" The criminals then lowered the shades and hung a sign outside the door, 'Closed from 10 : 00 to 2 : 00 for inventory.'"
Bana bir puro ver, gölgeliği aç.
Give me a cigar and raise the shades.
Gölgelikleri biraz indir.
Lower those shades.
Bacchus'u anımsatıyor. *
Shades of Bacchus!
- Güzel gözlerinizi gölgeliyor.
- It shades your eyes, and I like your eyes.
Jaluzileri indir.
Put down those shades.
- Perdeleri kim indirdi?
- Who pulled the shades down?
Artık pastel tonları tercih ediyorum.
I'm going for pale pastel shades now.
Klasik tonlar.
The classic shades.
Beni çocukluğuma götürdü.
Shades of me childhood.
Yok artık.
Shades of Sherlock.
Tüm gün, güneş girmesin diye perdeler ve ses gelmesin diye de camları kapalı tutuyoruz.
We sleep all day long with the shades pulled down to keep out the sun and the windows shut to keep out the noise.
Pencerelerde panjurlar, konsolun üstünde bir şişe Skoç...
Window shades, Scotch on the dresser...
Benim bilgili bir arkadaşım anlamın altındaki farkı iyi ayırt eder.
My learned friend is sufficient of an artist to appreciate the difference in shades of meaning.
Her çeşitte ve ölçüde model geldi.
They came in all shades and sizes.
Paul, yan komşusunun gölgeliklerinin sıkı sıkıya kapalı olduğunu söylüyor.
Paul says today the shades next door are pulled down tight.
- Bu gölgelikleri çekme şansın var mı?
Any way to pull these shades?
Bundan sonra güneşliğin kapalı ve kapının kilitli olduğundan emin olun.
Well, from now on, be sure and pull the shades and lock the door.
Bunlar geçmişin gölgeleri.
They are but shades of the things that have been.
Henüz üzerinde görmediğim birkaç renk tonu daha var.
Well, there are a few shades that I haven't seen her in yet.
Bu adamın sürekli perdeleri çekmeden soyunduğunu mu söylüyorsunuz?
You say this man keeps getting undressed... without pulling down the shades?
Evin panjurları kapalı.
The shades are all drawn in the apartment.
Gördün, çünkü panjurlar açıktı, koridorda yürüdü, sokağa, arka bahçeye çıktı.
You could see because the shades were up and he walked along the corridor and the street and the backyard.
Panjurlarını indirip arkalarına saklanmaz mıydı?
That he wouldn't pull the shades down and hide behind them?
- Pencede gölgelik yok...
- There arent any shades on the window...
Kendimize kocaman otel odası tutacağız dedi. Perdeleri açmayacağız bile dedi.
He said we'll get ourselves the biggest hotel suite in the hotel and we ain't even gonna raise the shades.
Elbette, muhtemelen perdeleri çekikti.
Of course, they probably had the shades pulled.
- Pembe tonları için iyi.
- That's all right for pink shades.
Gölgelerin arasına giriyor, arkadaşları ve yakınlarıyla vedalaşıyor.
He is entering into the shades. He bids farewell to friends and relations.
Güneş gözlüklü adam.
That guy in shades.
Güneş gözlüklü olanmış.
it was the one in shades.
Güneş gözlükleri ne iş?
So why the shades?
Projektörlerin sürekli üzerinde olması, bir kızın cildine zarar verebilir.
There are certain shades of limelight that can wreck a girl's complexion.
Jaluzileri kapa ve otur.
Pull the shades down and sit.
Perdeleri çek, iğneleri topla, ışıkları kapat ve kapıyı kilitle.
- You pull down the shades? - Yes. Turn off the lights and lock the doors.
Zaman akıyor ve öğlenin gölgeleri uzamaya başlıyor. Ve kuşlarla dolu bir kafes gibi, hayatımız da iniltiyle dolu.
The day it decays, the shades of the afternoon they lengthen and like a cage full with birds, our life full with laments.
Siyah bir şeyler yani.
You know, various shades of black.
Ben gözlerin her zaman ruhun aynası olduğunu söyler ve kirpikler yukarıdaysa...
I always say that the eyes are the windows of the soul, and if shades are up, then...
Perdeleri de hep kapalı tutmak gerekecek.
We'll have to keep the shades down.
Bazılarımızda çok az bir belirsizlik olsa bile hepiniz kalmamız gerektiğini kabul edersiniz.
Even with slight shades of opinion, you all agree that we must stay.
Ayaklanma başladığında en ufak bir görüş farkı yoktu.
When the FLN rebellion began, there were no shades at all.
Smolensk adına, bu da ne?
Shades of Smolensk, what is that?
Perdeleri çek, olur mu?
Pull the shades, will you?
Jaluzileri kapa ve mikrofonları sök.
Pull the shades down and rip out the mikes!
- Abajurlar.
Lamp shades.
Perdeleri çekin.
Pull down the shades.
- Güzellik Tanrıçası Afrodit bile gölgende kalır.
Shades of Aphrodite, goddess of beauty!