Shorter traduction Anglais
1,559 traduction parallèle
Barseloi yolundan gidin.
Take a shorter road to Barseloi.
İki saat fazla sürer ama...
- It will last two hours shorter.
4 santim daha kısa ve...
If only it's two inches shorter...
Nefesimi ne kadar tutabileceğime bakıyordum. Suyun altındayken. Düşündüğümden kısa çıktı.
I was counting how long I could hold my breath... under the water... it was shorter than I'd thought
15 cm'den 1 milim bile kısaysa, paranın yüzünü göremezsin.
If it's one mm shorter than 15cm, you'll never see the money.
Bu itin tasması da kısaltılmalı.
That mutt could use a shorter leash too.
Çocuk yapmam için, boyu 1,73 den kısa olmamalı.
For my offspring, she can't be shorter than 173 centimeters.
Ayrıca boyumun Amerika'ya göre normalden çok daha kısa olduğunu... ve bunun benim için bir avantaj olacağını söyledi.
He also said that I'm petite... only a head shorter than average... But in America, I'd be three heads shorter!
Sen de kısalmışsın.
You're shorter.
Adam ne kadar kiloluysa, ipi o kadar kısa olmalı.
The heavier the man, the shorter the drop you give him.
Boyun ne kadar zayıfsa, ipi o kadar kısa olmalı.
The weaker the neck, the shorter the drop.
Kısa bir süre sonra, güneyi ve kuzeyi istediğimiz zaman ziyaret edebileceğiz.
In a shorter time, we can visit south and north at any time.
Hayat... Bizim sandığımızdan çok daha kısa.
It's almost... it's almost shorter than we want to ever believe.
Gttikçe de daralıyor.
And getting shorter.
Kısa dönemli kampanyalarla müşterilere eziyet etmek yerine teslimatla birlikte faturalandıralım.
Instead of badgering clients with invoices on the shorter term campaigns, I say we bill on delivery.
Şu kısa olanı beğendim.
I think I like the shorter one.
Reed, sandığımdan daha kısaymış.
Reed's shorter than I thought he'd be.
- Bir ayağı diğerine göre daha kısa.
He's got one leg shorter than the other, look.
Ama doktora gidip benim bir bacağım diğerinden kısa dediğinde milyonlann olsa. seni İsviçre'e yollasalar bile eve..... yüksek bir ayakkabıyla gelirsin.
"Doc, I've got one leg slightly shorter than the other," doesn't matter if you got a million pounds, they can send you to Switzerland and all you're coming home with is a big shoe.
Bir bacğım diğerinden kısa diye mi?
Is it the fact that I've got one leg shorter than the other?
Şimdi, "yatmak" yerine kullanabileceğimiz daha kısa bir kelime yok mu?
Now, is there a shorter word for intercourse?
Ne kadar çabuk müdahale edilirse, risk o kadar az olurmuş.
Odds improved with shorter surgery.
Tahminimden daha kısaymışsın.
You're lot shorter than I thought you'd wind up.
Çok karışık bir hal oldu. Ben ve annem hiç...
I thought it would be shorter.
Bu sırada beklemekten daha kısa bir sürede Shaman's çadırına gelebilirsin.
You know, the line's much shorter over in front of the Shaman's tent.
Eğer çölde yürüyüp duruyorsan ve hiç bir yere varmıyorsan ve bir bacağın diğerinden kısaysa, hiçbir yere varamazsın.
If you're walking in the desert and there's no landmarks and you've got one leg shorter than the other, you just go round in circles.
İşte, birkaç gün arayla birçok soygun gerçekleşmiş, sonra bir iki saldırı ardından kısa kısa aralar.
I mean, you know, there's several robberies a couple days apart. And then there's one or two hits, and then an even shorter break.
Sanırım, onu son gördüğümde, benden daha kısaydı.
Well, I think, last time I saw him, he was shorter than me.
"Tatlım, sana söylemiştim".
from now until you are two inches shorter and driving around Florida with your left-hand blinker on.
Daha kısa olanını beyaz zannetmiştim.
The shorter of the two appeared white initially.
Bu dersler mi kısalıyor, yoksa ben mi?
These classes getting shorter, or is it just me?
Çayırkuşunun daha kısa kuyruklusu.
Bit like a skylark with a shorter tail.
Saçım daha kısa.
My hair is shorter.
Daha kısa bir süre var mı?
Isn't there anything shorter?
Hiç olmayabilir de.
Any shorter and they say it might not take.
Evet, bu o. Ama sakalı yoktu ve saçları da çok daha kısaydı.
Yeah, that's him, but he didn't have that beard thing and his hair was a lot shorter.
Söylemeye izinli olduğum şeylerin listesi gittikçe kısalıyor.
The list of things I'm allowed to say is getting shorter.
Gerçekten hiç de kısa değil, ve umarım, anlaması buna rağmen kolay olur.
It is not really any shorter and I hope it is easier to understand.
15 yıl boyunca konuşmalarının kısaldıkça kısaldığına şahit oldum.
For 15 years, I've watched their conversations grow shorter and shorter, until now all they do is eat.
Ömrüm daha kısa.
Life span, shorter.
Çok daha kısa.
A lot shorter.
Ve muhtemelen de kısaltır.
Yeah, and quite possibly shorter.
Yüksek kösele topuklu ayakkabılarla bile kadından bir ayak boyu kısaydı.
Even with high leather heels, he was a foot shorter than she was.
Kentucky, Worsley'e karşı birini arıyor.
Kentucky looking inside for a mismatch against the shorter Worsley.
Metamorfoz kelimesinin kısaltması neydi?
What's a shorter word for metamorphosis?
Bu eski yol kestirmedir. Buradan gideceğiz.
The old road is shorter We'll take it
Bu haftaki zorlu çalışma süreniz cezanızdan düşülecektir.
You guys know that your hard work this weekend will pay off in shorter sentences.
O benden biraz daha kısa.
He was a little shorter than me.
Bütün birimler M-4 kullanır.
It's got a shorter barrel than the m-16.
Bana sorarsanız o fabrikadaki herkes kısa bir süre için sinyale maruz kalmış.
So, they were exposed to the signal? It's my guess everyone in that factory was exposed to it for a shorter period of time than either of you.
Burada yalnızca hedeflenmeyen balık türlerinden değil kaplumbağalardan, deniz memelilerinden, su kuşlarından hatta yer yer balinalardan söz ediyorum.
The sun is at a direct angle to the equator, so its rays travel a shorter distance through the earth's atmosphere... and are less likely to bounce back off ozone and other molecules.