Silahı al traduction Anglais
2,347 traduction parallèle
Ve şu anda elindeki silahı alıp, kahrolası İrlandalı suratına boşaltmıyor olmamın tek nedeni, sana güveniyor olmasıydı.
And the fact that he saw fit to trust you is the only reason I haven't taken that gun and emptied it into your ruddy irish face.
Silahı al, gel ve benimle buluş ve her şeyi açıklayacağım.
Take the gun and come and meet me, and I'll explain everything.
Silahı al!
Take his gun!
Silahı al.
Get that gun.
Saklı silah ateş alacak James Woods'u öldürecek ve ilk fırsatta silahı alıp Tom'un çantasına atacaktım.
The hidden gun goes off, kills James Woods, and at the first opportunity, I retrieve the gun and plant it in Tom's bag.
O buraya gelip seni öldürmeden önce sen bu silahı al ve kardeşini öldür.
Before he comes here and kills you.. .. take this gun and kill your brother. - What?
Ben de silahı alıp adamı yakaladım. Ama o anda anladım ki, Beckett'le çalışırken her şeye hazırlıklı olmalısın.
Allowing me to take the guy down, but I'll tell you what I realized in that moment- - with Beckett, you gotta be ready for anything.
Ben de silahı alıp oradan ayrıldım.
I grabbed it and got out of there.
Silahı dışarı çıkartmalarını sağlar, onları birbirinden ayırır, gazla etkisiz hale getirir ve silahı alırız.
We get them to bring the weapon out... we split'em up, we tear-gas'em, we take it. Nice.
O silahı alırsan hayatın alt üst olur!
You take that weapon, you're in a world of hurt.
Vandemann'ın elinden arkadaşını kurtarmaya çalışıyor Silahı düştüğü yerden alıp kaçıyorlar.
And that's when Mr Work Boots comes in to the rescue, helps his buddy beat the hell outta Vandemann, and grabs the gun and they split.
- Al bunu. - Salatanın içinde neden bir silah vardı?
Why did you have a salad gun?
Silahımı alıp geliyorum!
I'm going to get my gun.
Yedek bayıltıcı silahımı al.
Here. Take my backup tranq gun.
Silahını alıp, o evi terk etmen gerekiyor.
You need to get your gun and get out of that house.
Silahı al.
Listen, listen, when this is all over,
Silah ateş alır.
It discharges.
Dükkandaki güvenlik kamerası görüntülerini alırız, umarım çocuğun kimliğini belirleriz o da sinirlenir çünkü bir kadını öldüren bu silahla bağlantıIı olduğunu anlar, keçileri kaçırır ve bizi silahı sattığı kişiye götürür.
But, I can chase this, boss. OK? I can get the surveillance footage from the bodega and lD the kid.
Silahını ve rozetini al.
Take his gun and badge.
- Silahını ve rozetini al.
Take his gun and badge.
Al silahı.
He could hurt you, hurt your family. Now take the gun.
Chun için silah alıyorum.
I'm getting weapons for Chun
Denise, silahını al.
Denise, take your gun.
Şeritleri analiz etmek için döküm al ve silahı saptamak için çentiklerin özelliklerini belirle.
Make casts to analyze the striations and kerf characteristics to determine the weapon.
Çok hareket edersen, silah ateş alır.
You move too much, the gun will fire.
Çünkü ben öldürmedim. Silahına uzanıyor, nişan al.
'He goes for a weapon, you take the shot.
İnanabiliyor musunuz, az kalsın silah alıyordum.
Can you believe I almost bought a gun?
Silah alıyorum.
I'm getting a gun.
Her an silahına davranacak gibi yapıyordu. Alıyor, çeviriyor yerine koyup duruyordu.
He was always doing the withdrawing-the-gun business, you know, and flicking it round and flicking it back again.
Sen de onlarca suç mahalinin gedikli uzmanı olarak, cinayet silahını eline alıp neyi amaçladın? İzlerine ulaşmamızı garantilemeyi mi?
So you, being the expert veteran of dozens of crime scenes, decided to pick up the murder weapon to, what, ensure that we had your prints?
Silahını alıp kuleye geri dön ve gördüğün herkesi vur!
Climb back into that gun turret and shoot everything you see!
Muhtemelen komşuların 2. silah sesini duymaları riskini alamadı. Bu sebeple en yakındaki şeyi alıp işini bitiriverdi.
Probably didn't want to risk the neighbors hearing a second shot, and so he grabbed the nearest thing and finished him off.
Silahına ruhsat al!
Register your weapon!
- Kulağa çok tehlikeli geliyor. Silahın alıcılar için test edildiğini ve ölümcül sonuçlar doğurduğunu duyduk.
I've also heard this weapon has been test-fired for potential buyers with deadly results.
Silahı şunun elinden alın.
Take the gun away from him.
Alın o silahı şunun elinden.
Take that thing away from him.
Mancuso'nun silahını alıp, tetiği çektiğinden başka hiçbir şeyi hatırlamadığını söylüyor.
He says he can't remember anything other than getting a hold of Mancuso's gun and pulling the trigger.
Talbot, Mancuso'nun silahını alır ve Scott'u öldürür.
Talbot disarms Mancuso and kills Scott.
Silahı alın.
Secure that weapon.
Renner'i kimin öldürdüğünü bulmak silah alıcıları ve satıcılarından oluşan küçük kara kitabını bulmak için gerekli.
Finding out who killed Renner is secondary to finding his little black book of weapon buyers and sellers.
Alkol alıp kargaşa çıkarmış üzerinde silah bulmuşlar.
Cops found a gun on him.
Silahımı al ve beni dışarı çıkart.
Take my gun and lead me out.
Marv açığa alınmadan önce neyi araştırdığımı biliyor. Suikastler ve silah dağıtımı.
Marv knows about what I was looking into before I got burned - - the assassinations, the arms dealing.
"Nosumi Profesyonel Formül 4." Herhangi bir silah dükkanından alınabilir.
Specifically, nosumi pro formula four.
Yerel bir silah dükkanından bir parti alınmış.
Tracked back to a batch order belonging to a local gun shop.
Göğüsten alınan her silah yarası farklıdır.
Every g.S.W. Is different.
Yasa dışı silah alım satımı için bir kaç kez toparlamış.
He's been picked up a couple of times for buying and selling illegal guns.
Silahını al.
Get his gun.
Beni atlamak olabilir benim silah alıp, dışında nöbetçi öldürmek.
You could jump me, take my gun, kill the guard outside.
silahını alın.
Take his weapon.
Tek bir silah bunu yapmış olmalı, Al.
One gun should do it, al.
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043