Silence traduction Anglais
8,407 traduction parallèle
Birlikte geçirdiğimiz şu vaktin keyfini sessizce çıkartsak olmaz mı?
YOU'RE GONNA BE VERY DISAPPOINTED. CAN'T WE JUST ENJOY OUR TIME TOGETHER IN SILENCE?
Aylarca sessiz kaldın ve ağzından bunlar mı dökülüyor?
Months of silence, and that's what you have to say?
Suç ortağı onu susturmak için vuruyor.
Coconspirator shoots him to silence him.
Konuşmayacağım.
You get my silence.
Sessizlik.
Silence.
Çünkü, sessizlik askerin düşünmesine izin veri.
Because silence allows a soldier to think.
- Sessiz ol!
- Silence!
Tamamen sessiz bir yer mi istiyorsun?
Want to ponder life in complete silence?
Sizi tutuklarim, patronlariniz ogrendiginde sizi susturmak icin birilerini gonderirler.
So I'll arrest you, and when your employers find out, they'll send someone to silence you for good.
Ve sonra da onun sessizliğini satın almak için babamdan mı yardım aldın?
And then you got my dad to help you buy his silence?
Efendim, telsiz susmasını iptal edersek dinleyen herkes mevkiimizi bulabilir.
Sir, if I may, breaking radio silence will broadcast our bearing to anyone out there listening.
Sessizlikte kilitli kalmış ölüyle yan yana yatacağız.
We lay with the dead locked in silence.
Sessiz kalmanın önemini.
The importance of silence.
Görünüşe göre sana sunacağım bir şeyim var. Sessizliğim...
Well, as it turns out, I do have something to offer you... my silence.
Şimdi de, Shelbyville mağarasındaki kurbanlar için bir dakikalık sessizlik.
And now, a moment of silence for the victims of the Shelbyville sinkhole.
Sessiz kalman her şeyi açıklıyor.
Your silence speaks volumes.
McQuaid'in Roger'ı gerçekten susturmak istediğini mi düşünüyorsun?
You really think McQuaid wanted to silence Roger?
Şehrin en büyük uyuşturucu adamıyken bir anda ölüm sesizliğine bürünmezsin. Tabii gerçekten ölmediysen.
You don't go from the biggest drug game in town to radio silence, unless you're six feet under.
- Sessiz kardeşlik yemini?
Bro code of silence?
- Sessiz kardeşlik yemini.
- Bro code of silence.
Sessizlik bunaltıcı olabiliyor.
Silence can be oppressive.
Kişisel başarısızlıklarının farkına varacak kadar akıllı ama düzeltmek için adımları atmayacak kadar isteksiz veya beceriksiz birinin sık sık yaptığı gibi sessizlikten korkup konuştu...
He filled the air with words, terrified of silence, as one often is who is smart enough to recognize his many personal failings but unwilling or unable to take the steps required to fix them.
Babanla yakın olup olmadığını sordum beş dakika boyunca sessizce oturup sonra "olaysız" dedin.
I asked if you were close with your father, and you sat here in silence for five minutes and then said, "Uneventful."
Bence böyle durumlarda sessizlik en güzel cevaptır, değil mi?
I think silence speaks volumes in situations like this, you know?
Dillerini kullanarak kurbanlarının seslerini kesiyorlar.
"Using their filthy tongues, they choke their victims " into silence.
Yani, başka bir cadı onu susturmak için ölümcül bir demleme yaptı.
So, another witch concocts a deadly brew to silence him.
Operasyon sırasında radyo sessizliği bir protokoldür.
Raio silence on the op is protocol.
İletişim sessizde olsun.
Maintain comm silence.
Sana ihtiyacım olursa aniden sessizliğe gömülen küçük bir ıslıkla seni çağırırım.
If I need you... I shall give you a little whistle that suddenly chokes into silence.
Avazın çıktığı kadar susmaya devam et sen!
Carry on with your screaming silence!
Gözlerinde o pırıltı ve derinlik vardı. Öyle ki insanlar bazen sessizliğe bürünürdü.
He has this twinkle in his eye and he has this spirit within him that's so profound that people sometimes are moved to just silence when they see him.
- Sessizlik, insan!
- Silence, human!
Pense ve sessizlik?
Pliers and silence?
Sessizce izleyin.
Watch in silence.
"Derin intikam hissi, derin sessizliğin kızıdır." Vittorio Alfieri.
"Deep vengeance is the daughter of deep silence."
Ağızlarına nesneler koymak da, kurbanları susturmanın sembolik bir yoludur.
Putting objects in mouths is also a symbolic way to silence or gag victims.
"Tüm seslerden nefret ediyorum" "Kuzuların sesizliği" burada, ama ağzında birşey var.
I hate to sound all "Silence of the Lambs," here, but she's got something in her mouth.
Voland'ın vicdan azabı dinmemiş ve Tanrıyla olan hesabını kapatma ihtiyacı duymuş. ve senin, onu bunu yapamadan susturmandan korkmuş.
Voland's remorse that followed, his need to clear his accounts with God, and his fear that you would silence him before he could.
Bir gelişme var mı?
Radio silence. I don't like it, man.
Şimdi karşıma dikilmiş sessizliğinin değerli olduğunu mu söylüyorsun?
So, what, now you think that your silence is worth something?
Sizden korkmuyorum, beni diğer herkese yaptığınız gibi zorla susturamazsınız diyeceğim ve kimse yapmazsa da ben yapacağım ve bana ne yaparsanız yapın ben ortadan kaybolduktan sonra aynı şeyi yapacak başkaları da çıkacaktır umarım.
And I'm not afraid of you, you know. You're not going to bully me into silence like you've done to everybody else. And if nobody else is gonna do it, I will, and hopefully when I'm gone, whatever you do to me, there will be somebody else who'll do the same thing.
Telsiz tamamen susmuş.
Complete radio silence.
Öyle anladım ya da araba sürerken sessizlik yemini ediyorsundur.
Well, I figured it was that or you just took a spontaneous vow of silence on the ride over.
Şimdi sessizlik yeminin geri istiyor musun?
Do you want that vow of silence back now?
Belki de ortağı onu susturmak için öldürdü.
And maybe his partners killed him to silence him.
Bu konuda sessiz olmamı istiyor musun?
Save it. You want my silence?
Ama belki de katil onu yakaladı sessiz kalması için zehirledi ve altınları kendine sakladı.
But perhaps the killer caught on to her, poisoned her to silence her and to keep the gold for themselves.
Sesszlik ve temas eksikliği.
The silence, the lack of contact.
Stray Silence.
Stray Silence.
Sea ba { \ cH89F2FF } g ( Deniz Bavulu ) Gale ( Fırtına )'ya ne dersin?
Silence!
- Radyo sessizliği.
Radio silence.