English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Sirenler

Sirenler traduction Anglais

215 traduction parallèle
"uzay gemisinin öncüleri şerefine sirenler çalacak,..."
"in honour of the pioneers of the spaceship..."
- Leydim sirenler çalıyor.
- Sirens, milady.
Düşünebiliyor musun polis, sirenler, tüm bunlar, sadece arka farlarımdan biri sönük olduğu için.
Can you imagine a thing like that? Cop, sirens, the whole works! One of my tail lights went out.
Gemi sarsıldığında sirenler çalmaya başladı.
When she keeled over. the siren was screamin'.
Bir gün sirenler çaldı ve herkes kaçıştı, yalnız biz kaldık.
One day a siren went off, every body ran for it, and we were left alone.
Sirenler'e dikkat et!
Beware of the Sirens!
Sirenler çalmaya başladığında onları umursamadık.
When the sirens began, we paid no attention to them.
Sirenler çalmaya başladı.
Let's run.
( Sirenler çalıyor )
( Sirens wail )
Sirenler... Buraya gelin. Bir saattir yukarıdasınız.
You've been there for an hour, pay!
Limanda çalan sirenler sona ermemiştir.
The sirens haven't finished singing in the port.
Sirenler yok, düdükler yok, hiçbir şey yok.
No sirens, no whistles, no nothing.
Sirenler.
The sirens.
Saat dokuz gibiydi sanırım, sirenler çalmaya başladı. Anneme seslendim ve merdivenlerden inip geldi.
And when the sirens went, it was somewhere around nine o'clock, I think, I called my mother and she came down the stairs.
Aşağıdaysa, sirenler eşliğinde girilen hava saldırısı sığınakları korkunç bir rutin hâline geldi.
In the ground, the anxiety to find shelters against raides aerial, it was changedded into one feared daily routine.
Sirenler!
A siren!
Bir baktık, alarm verilmiş. Düdükler, sirenler, askerler koşuşturmaya ve kamyonlara doluşmaya başladı.
An alarm has been raised - whistles, sirens, soldiers start running and getting into some lorries.
[Sirenler]
[Sirens Blaring]
[Sirenler parlıyor]
[Sirens Blaring]
[İniltiler, ağlamalar ] [ Sirenler parlamaya devam ediyor]
[Whimpering, Sobbing ] [ Sirens Continue Blaring]
[Sirenler parlamaya devam ediyor]
[Siren Continues Blaring]
Bu sirenler senin için.
Those sirens are for you.
[Sirenler]
[Sirens Wailing]
Polis falan. Sirenler ile.
With the police or something.
Her tarafımda alevler var, sirenler çalıyor, duman.
There's fire all around me. The klaxons, smoke.
Sirenler olacak, her yerde muhafızlar, köpekler ve her türlü pislik.
There'll be sirens screaming, patrols everywhere,... dogs, you name it. The whole shootin'match.
[Sirenler]
[Sirens]
Kırmızı ışıklar görürsem veya sirenler duyacak olursam önce onlar gider.
Any red light shows, any sirens, they get it first.
Sanırım sirenler çalmaya başladıktan sonra panik yapmamayı öğrenmem gerek.
I guess I have to learn how not to take a crap when the sirens go off.
Sirenler, kornalar, çığlıklar.
Sirens, horns, screaming.
Hayır, ne zaman TV'yi açsam, sirenler çalmaya başlayacak.
No, every time I turn on a TV, sirens are gonna go off.
Sirenler, alevler, dumanlar, cesetler, dolan mezarlıklar, ağlayan aileler, eğlenceli şeyler yani!
Sirens, flames, smoke, bodies, graves being filled, parents weeping, exciting shit!
Sirenler.
Sirens.
Fakat sirenler uyandırdı.
But the sirens woke me up.
Coplar, sirenler, donuna kadar aramalar...
You know, the nightsticks, the sirens, the strip-searches...
Ama birazdan sirenler çalacak... Evimiz de şehrin öbür ucunda.
The siren will go off any moment now and... we live at the other end of town.
Sirenler!
Hooters!
Yataklarından kaldır onları, sirenler çalıyor.
Roust them out of bed, sirens blaring.
Ama Odysseus, o kadınlar tarafından uyarılmıştı, sirenler, çok güzel şarkı söylemeler- - bunlardan herhangi birisin duyan herhangi bir erkek, rahatça tuzağa düşebilir.
But Odysseus had been warned that these women, the sirens, sang a song so beautiful that any man who heard it would be lured to his death.
Şey, bu mükemmel olurdu, Sirenler'in adasını geçmek zorunda olmasaydık.
-... and shelter from the storms. - Well, that'd be perfect. Except we'd have to pass the island of the sirens.
- Yani bizi Sirenler'den geçirebileceğini mi düşünüyorsun?
So, do you think you can get us past the sirens?
Sana seni Sirenler'in adasından geçireceğimi söylemiştim, değil mi?
I told you I'd get you past the island of the sirens, didn't I?
Sirenler, beni dinleyin.
Sirens, listen to me.
- Sirenler çalarken beni hatırladı.
- He me during the alert.
Sirenler çalmaya başladığında oldu. Bu tür şeyler olabilir.
It happened when the sirens Things like this happen.
Sirenler çalıyor.
But what do you think you'll find there?
Sirenler beyler...
Alarm!
- Sirenler çalıyordu.
Ah!
[SİRENLER]
[AIR RAID SIREN WAILS]
Sirenler yok.
No sirens?
Sirenler mi?
Sirens?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]