Skateboard traduction Anglais
481 traduction parallèle
- Bir kaykay da almıştın.
- You get a skateboard.
Michael Fennell.
And on skateboard, Michael Fennell.
Kayak yapan bir çocuğun resmini çizdim.
I MADE A PICTURE OF THE GUY ON THE SKATEBOARD.
Ne tür bir kadın Estelle yaşında kaykay yapar?
what is a woman estelle's age doing on a skateboard?
Anne, Kelly kaykayımın üstüne park etmiş.
Mom, Kelly parked on my skateboard.
Peki ya kaykay üzerindeki bir buzdolabına girsek ve Kirby bizi çekse?
How about we're in the refrigerator... on a skateboard and Kirby can pull?
Kyle, şu kaykaylı serseri.
Kyle, that skateboard punk.
Kaykaylı serseriler alışveriş merkezinde olay çıkardı.
Some skateboard punks started a riot at the mall.
Kendime yeni bir kaykay ve bir deri ceket alacağım.
I'm getting a new skateboard and a leather jacket.
Güzel kaykay, Bud.
Nice skateboard, Bud.
Otto, kay kayımla Springfield geçidinin üzerinden atlayacağım.
Otto, I'm gonna jump Springfield Gorge on my skateboard.
Bay Murdock, kardeşim kay kayıyla Springfiel geçidinin üzerinden atlayacak.
My brother's gonna jump Springfield Gorge on a skateboard.
Danny, kaykayını da bırak.
Danny, drop your skateboard.
Hey, Homer, kaykayımı gördün mü?
Hey, Homer, have you seen my skateboard?
- And Barbara Mandrell'in ( Bir aktrist ) pateni.
- And Barbara Mandrell's skateboard.
Demek kaykayda beni alt edebileceğini sanıyor, ha?
So he thinks he can out-skateboard me, huh?
Hey, bu kaykayı dolabına topla.
Hey, put that skateboard in your locker.
Kaykayın.
Here's your skateboard.
Artık bir kaykayım yok.
I don't have a skateboard anymore.
Oz'a geldiğimden beri Baro sınavından önceki gece ettiğimden daha fazla dua ettim. Oğlum kaykaydan düştüğü zamankinden de çok.
Since I got to OZ, I've prayed more than the night before my bar exam, more than the day my son fell off his skateboard.
Sen kaykay şampiyonusun.
You're the skateboard champ, right?
Çocuklardan uzak ilaç şişeleri yanmaz pijamalar araba koltuklarındaki çocuk koltukları ve kasklar bisikletler, kaykaylar, beyzbol kaskları.
Childproof medicine bottles and fireproof pajamas, child restraints in car seats and helmets, bicycles, skateboard, baseball helmet.
Bir daha kaykay istediğinde bunu hatırla.
Remember this the next time you want a skateboard.
Bütün olanlardan sonra, zavallı bir Kızılderili üçkağıtçıyı yarım akıllı bir kaykaycının sözlerine dayanarak cinayetten tutuklayacak mısın?
You're gonna arrest some two-bit Indian hustler for murder, based on the desperate testimony of this skateboard-riding half-wit.
Önce kaykay yapan kartaloz bir çukulata sandım seni.
You know, at first, I thought you was old-ass Raisinet riding on a skateboard.
Kay kayım.
My skateboard.
Kay kayımı kırdılar!
They broke my skateboard!
Hey, dostum. Kay kayımın üzerinden geçtin.
Hey, man, you ran over my skateboard.
Olay yeriyle ilgisi olabilecek skateboard yerleri ve gitar dükkanlarını araştırın hemen.
You know what? Get a picture at every skateboarding place and guitar shop... that's anywhere near that Broadway and- -
Bahse girerim kaykayla, bir numara bile yapamazsın.
I'd wager that if you were on a skateboard, you wouldn't have spilled a drop.
Suç ortağın kaykay yapan bir fare mi?
You're saying that your partner was a midget on a skateboard?
Kaykayımla 360 derece döneyim derken duvaya çarptım.
I was trying to do a 360 on my skateboard, and I ran into a wall.
Seni küçük velet, sen kaykaya binemezsin.
You little punk, you can't skateboard.
Dr. Greene, dokuz yaşındaki bir çocuğun larenksine kaykay çarpmış.
Dr. Greene? I've got a 9-year-old who got hit in the larynx with his skateboard.
Ve büyük ödül ellerinizle bir kay kayla şehirde dolaşmak zorunda olmamanız.
AND FIRST PRIZE IS THAT YOU DON'T HAVE TO SCOOT YOURSELF AROUND TOWN ON A SKATEBOARD WITH YOUR HANDS.
Ben şimdi oyuncak mağazasına gidip kendime bir kaykay alıyorum!
I'm goin'to the toy store and buy me a skateboard!
Turbo motorlu kaykay.
The Turbo-Engine Skateboard!
- Kaykayın sesi!
- -it's his skateboard!
- Conan-kun'un kaykayı!
! Conan-kun's skateboard!
Kaykay'dan düştüm.
I fell off my skateboard.
Şu iki küçük kaykaycı serseri.
Yeah, these two little skateboard punks.
İn o kay-kayın üzerinden.
Get off that skateboard!
- Kay-kay rampam.
- My skateboard ramp.
Kaykay kamyon kazası ve itfaiye vanası.
Skateboard... truck accident... and a fire hydrant.
Bu eyalette motosiklete binerken bile kask takmıyorlar, kaykaya binerken niye taksınlar?
Don't need helmets to drive a motorcycle in this state. Why a skateboard? - You got a little limp.
- Onu kaykaydan ittin. Hayır
- You knocked him off his skateboard!
Ama daha önce...
- But first, Peter, look out for that skateboard.
- Kaykayımdan düştüm.
I fell off my skateboard.
Kaykayından mı düştün?
Did you fall off your skateboard?
Kaykaydan kafa üstü düşmüş olmalı.
Must've taken a header off the skateboard.
Bunu kaykayda mı yapmış?
He did all this on a skateboard? - Trying a crazy stunt, no doubt.