Skill traduction Anglais
3,150 traduction parallèle
Yeteneklerin etkileyici. Ama sonuç almayı ummak beyhude.
Your skill is impressive, but it is of no consequence.
Yani hayallerinde bir iş var ama o işi yapacak yetenekleri yok...
You mean they have a dream, and they can't fulfill it because they haven't got the skill or...
Yani, benim kullanışlı bir yeteneğim olsaydı umuyorum ki onu kullanıyor olurdum.
Uh, if I had a really good skill, I'd hope that, that I'd use it.
İşletme yöneten insanlar, belirli bir beceri düzeyiyle doğarlar.
People who run businesses are born with a certain skill set :
Sen, benim yeterli beceri düzeyine sahip olmadığımı mı sanıyorsun?
You don't think I have the right skill set?
Olmak zorunda değilsin zaten çünkü benim beceri düzeyim yeterli.
Look, you don't have to, okay? Because I have that skill set.
Şans veya yetenek oyunları?
Games of chance or skill?
"Yetenek ve incelikleri izlerken, eleştirmen kendine şöyle sormak zorunda kaldı..."
"Watching the skill, the nuance," "this reviewer was forced to ask himself,"
Ne şans ki pek fazla unutulmayacak bir kabliyet.
Lucky for me, it's a skill that never goes out of style.
Öz torunum da olsa yeteneği yoksa şirkette kalamaz.
Even if you are a good worker, if you don't have skill, you can't stay at the company.
Ruh, yetenek ve disiplin.
Spirit, skill and discipline.
Pictionary oynayarak gerçek zeka ve yetenek anlasilamaz.
Pictionary is not a true test of any real intelligence or skill.
Benim teşhis yeteneğim bile yetersiz kalıyor.
I can't see its data with my ID skill.
Çifte kılıç yeteneğini tasarlayan kişi o.
because he designed the Dual-wielding skill.
Yeteneğinizi kullanın.
Use your skill.
Yeteneği olmayanlar, ve diğerleri, özellikle sen, Amber, kaslarınızı kullanın.
Those of you who don't have skill, and that's the rest of you, particularly you, Amber, use your muscle.
Çok ilginç yetenekleriniz var.
You guys have interesting skill sets.
Sonra düşündüm. Ağlamayı kesmeyen bir karın sürekli seni ayartmaya çalışan üç salak arkadaşın ve yarışmalar konusunda büyük bir ustalığın varsa n'aparsın?
And then I thought what do you do if you got a wife who won't stop crying, three idiots who won't stop bribing you, and a universally beloved skill for gamesmanship?
Açıkçası, bunu sadece üstün yetenekliler yapabilir.
With a refined sense, that only a high skill would make possible
Yeteneğinin orijinalliğini aynı malzemelerle gösterebilirsin onlara.
You can show them the difference your skill introduces with the same ingredients
Master Splinter taught them every single skill they need to be one lean mean green incredible team!
♪ Master Splinter taught them every single skill they need ♪ ♪ to be one lean mean green incredible team! ♪
Eminim senin gibi akıllı programlar bu tarz tehlikeli işlerin büyük beceri ve sabır gerektirdiğini biliyordur.
I'm sure a wise program like yourself understands that such dangerous work requires great skill and patience.
Yeteneklerini kullanarak kendine güvenli bir yer bul... -... ve gerekirse orada kal. - Hayır, sakın.
Use that skill set to identify a secure location and stay there if necessary.
Bu işte hiç bir zaman kullanmak istemeyeceğin bir meslek yeteneği.
There's a job skill you hope you never have to use.
Bütün çabanı şöyle böyle olduğun golfe vereceğine....... başka şeylere baksaydın daha iyi olmaz mıydı?
If your skill as a golfer is just so-so, then shouldn't you have something else to show on the golf course?
Büyü yeteneğim yaklaşık 900 hasar veriyor.
My magic skill will reach 900 soon.
Bu benim hünerlerimi aşar majesteleri.
This is beyond my skill, sire.
Bu bir yetenek testi sorusu anlamına gelmiyordu.
That wasn't meant to be a skill-testing question.
Neyse ki hekimimin hünerleri sayesinde bugün hâlâ ayaktayım.
And it is only thanks to the great skill of my physician that I am still alive.
Adamınız kocamı alt etme konusunda büyük bir yetenek gösterdi.
Your man showed great skill to beat my husband.
Yargıladıkları hırsızlarla aynı özelliklere sahip bir grup olduklarını fark ettiler.
They noted that between them, they had the same skill set as the thieves they were trying.
Tahmin iyi olabileceğin yetenek gibi bir şey değil ki.
You can't be bad at guessing. It's not a skill.
Çiftleşme, bizim temel beceri setlerimizden sadece birisi.
As a pairing, it's one of our core skill sets.
Bu benim yeteneğim.
It's my one skill.
İşkenceci olarak yeteneğin eşsizdi, biliyorsun, değil mi?
Your skill as a torturer was unparalleled, did you know that?
Ne kadar iyi olduğunu görelim.
I want to see your skill.
Hekimlik yeteneklerin hâlâ duruyor.
Your skill as a physician is still valid.
Yeni bir beceeri öğrenmeye çalışmak için... çiftliğin diğer tarafına gitme vakti geldi artık.
Now it's time to mosey on over to the other side of the farm to try to master a new skill.
Bundaki becerimizi test etmek için, bir saman yığını etrafında geri geri bir tur tamamlamak zorundaydık.
So, to test our skill at this, we'd have to complete a backwards loop around a haystack.
Bu hünerde ustalaşmak için, sessizliğe ihtiyacımız var.
To master this skill, we need silence.
Birini dinliyorken ve sinirin tepene çıktığı zaman.. ... bu beceri o öfkeni yutmana yardımcı olacak.
When you're listening to someone and anger fills you up this skill will help you relieve that anger.
İnsanları rahat ettirmek gibi bir yeteneğim var.
I do have some skill in making people feel that way.
Kendisi Mütehassıs'tır. Başkalarının gücünü çalıp kullanabilir. Başkalarının gücünü kendi kullanımı için Hüner Avcısı ile çalabilir.
He's a Specialist. using his Skill Hunter!
Hayalet olduğumdan beri gözcülük yapmakta ustalaştım.
Ever since I was a ghost, my skill to stand guard has been excellent.
Böyle bir yetenekle mi hayaletleri yakalayabileceğini sanıyorsun?
Do you think you can catch those ghosts with that kind of skill?
Bir yetenekse, Helium'a öğret.
If it's a skill, teach it to Helium.
Çiftlik hayvanlarını kapsayan bir yetenek sınavı.
A test of skill involving farm animals.
Pilotların bariz cesaretleri, profesyonel yetenekleriyle birlikte olağanüstü teknik becerileri ve yer personelinin göreve bağlılıkları 332.'nci filonun kendisine, hem de Silahlı Kuvvetlere büyük bir itibar sağlamıştır.
By the conspicuous gallantry, professional skill and determination of the pilots, together with the outstanding technical skill and devotion to duty of the ground personnel, the 332nd has reflected great credit on itself and on the Armed Forces of the United States.
Çabuk bozulabilir bir özellik bu.
It is a perishable skill.
Araba patlamalarından kurtulmak özel yeteneğim oldu sayılır.
Surviving car bombs seems to be a special skill of mine.
Tabii ki yetenek gerekiyor ama golf oynayanlar birer atlet değil.
Sure, it's a skill, but golfers aren't athletes.