Skippy traduction Anglais
297 traduction parallèle
Bak sen bizim eli uzun Skippy'ye.
Well, if it ain't the light-fingered Skippy.
- Merhaba Skippy.
- Hello, Skippy.
Mutlu yıllar, sevgili Skippy
Happy birthday, dear Skippy
Denememe izin ver, Skippy.
Let me try it, Skippy
Skippy, oraya giremezsin.
Skippy, you can't go in there.
Skippy'ye çok yukarıya nişan aldığını söylemiştim.
I told Skippy he was shooting too high.
Tanrım, Skippy, nasıl gidiyorsun?
Gee, Skippy, how come you're goin'?
Bir kaşıklık fıstık ezmesi için borcum nedir?
How much do I owe you for a finger-full of chunky Skippy spread?
Skippy Dee :
Skippy Dee :
Şu anda ihtiyacım olan son şey Bay Skippy'nin yorumları.
One thing I don't need right now is the world according to Skippy here.
- Skippy, kaskını unutma.
Skippy, don't forget your helmet.
Bana Skippy de.
Call me Skippy.
Skippy. Çık git.
Skippy.
Harikaydın Skippy.
Good one, skippy.
Ve takım kaptanı Skippy Pollack.
And team captain Skippy Pollack.
Tebrikler Skippy.
Congratulations, Skippy.
Şey, bana kalırsa... Burada Jif ve Skippy var.
Well, I would say, in my opinion, it's right up there with Jif and Skippy.
- Skippy nasıl?
- And how's Skippy?
Eminim siz de Skippy'yle eski günlerinizi hatırlarsınız.
Surely you and Skippy must remember from your own experience.
Tamamen.
You're damn skippy.
Skippy Chunky fıstık ezmesi aldın.
Skippy Chunky.
Bıcırık'ı da götürebilir miyim?
Can I take Skippy?
Götürebilir miymiş? Bıcırık'ı otobüste yanına alamazsın. Hayır!
"Can I take...?" No, you can't take Skippy on the bus.
Bıcırık'ı merak etme.
And don't worry about Skippy either.
- Evet ama sadece Bıcırık var.
- Yeah, but I only have Skippy.
- Seni lanet zıp-zıp.
- You damn skippy.
Misha, Skippy'yi biraz tut.
Misha, take care of Skippy.
Ne yazık ki elimizden kurtulup Moskova'ya kaçtı Ve orada kardeşi Mikhail Ve yılanı Skippy'nin yardımıyla suç işlemeye devam ediyor.
Unfortunately, he slipped through our fingers and escaped back to Moscow... where he continues his criminal activities... aided by his brother Mikhail and pet snake Skippy.
- Büyük Skippy'ye ne dersin?
- How about Big Skippy?
- Bayılırım.
- I love Big Skippy.
- Küçük Skippy'ye?
- And Little Skippy.
Kim merhum takım arkadaşımız Skippy için bir iki kelime söylemek ister?
Who would like to say a few words on behalf of our dear departed teammate, Skippy?
- Skippy için güzel bir şeyler söyleyeceketik.
- Saying something nice about Skippy.
Skippy bir dosttu ve bizim pivotumuzdu.
Skippy was a pal and our centre.
- Yaşlı Skippy'yi kesinlikle özleyeceğim.
- Boy, I sure am gonna miss old Skippy.
Kim Skippy'nin yerini doldurabilecek kadar iri olabilir?
Who's big enough to replace Skippy?
Lanet olsun, Skippy hayır, o sadece çuflamaya devam etti.
Damn skippy. He just kept chugging along.
Söylesene Skippy, neden hep şu pezevenk muhabbetini yapıyorsun?
Say, Skippy, why... why you always talkin about this pimp stuff, man?
- Kapa çeneni, Skippy.
- Shut up, Skippy. - Shut up.
- Bak, kalkmamız gerek, kardeş. - Evet.
- Look here, Skippy, we gonna have to cut on out, bro.
Biliyorsun pezevenk Skippy, eğer Hunter Üniversitesi'nden atılmasaydın, Vietnam'daki bütün bu güzellikleri kaçırmış olurdun. Kıçımı öp, zenci.
Now, if you hadn't flunked out of Hunter College, pimp daddy Skippy... you would've missed all this good shit down in Vietnam.
Ben iyiyim, bebek.
I'm Skippy, baby.
Ben Skippy'im, bebek.
I'm still pimpin'.
Skippy, senin binaları bağlayan dar sokağa 3 metre mesafede pozisyon almanı istiyorum.
Now, Skippy, I want you to position yourself... approximately ten feet from the alleyway.
Hey, Skippy.
Say, say, Skippy.
Hemen atlıyorsun.
Hey, you're damn skippy. All right, men.
- Tanrı aşına, öyle mi, Skippy.
- For Christ's sake, can it, Skippy.
- Gerçekten, Skippy.
- Really, Skippy.
Sağ olasın Skippy.
Thanks, Skippy.
Ben şahidim.
Damn skippy.
İyi misin Skippy?
- You okay, Skippy?