Solucan traduction Anglais
3,776 traduction parallèle
Ona psişik solucan diyorduk.
We've just been calling it a psych worm.
Bu çok kararsız bir durum ve psişik solucan vakasında olanların tekrar etmesini göze alamayız.
This is a highly volatile situation, and we can't afford a repeat of the psych worm incident.
Psişik solucanın niye kaçtığını açıklar.
It would explain why the psych worms escaped.
Tam düşündüğüm gibi - enfeksiyon, bir çeşit solucan.
It is just as I thought - the infection is a sort of worm.
Tabii, solucanın onun beynini emmesinden kim hoşlanmaz ki?
Sure, who wouldn't like to have a little fucking worm sucking his brain?
Sözünü tutmazsan, bacak arandaki solucan kurusun. Yemin et.
Only if you swear that the worm between your legs may wither if you break your promise.
Solucan gibi sürün.
Slither, little worm.
Her ne kadar senin "solucan" değerlendirmenin üstüne çıkmam zor olsa da...
While your technical assessment of them normally being "worms" is difficult to improve upon...
Solucan deliğini açtığımızda tam olarak doğru koordinatlarda olmak zorunda.
He has to be at the exact coordinates where he arrived when that wormhole opens.
Bambu solucanı.
Bamboo worm.
Kainatın sırları solucan deliğinde yatıyor.
The secrets of the cosmos lie through the wormhole.
Derin komadan hatırladığım ilk şey, bazen "solucan gözünden dünyanın görüntüsü" dediğim şeydi.
My first recollection from deep inside the coma was that I was - - it's what I sometimes call the earthworm-eye view of the world.
Moğol Ölüm Solucanı mı?
A Mongolian Death Worm? Extremely rare.
Çok az insan Moğol Ölüm Solucanı'ndan haberdardır.
Very few people know about the Mongolian Death Worm.
Ölüm Solucanı'nı bul, kim ne öderse iki katını veririm.
You find the death worm and I'll give you double what anybody else was looking to pay!
Dün gönderilen maile göre Ölüm Solucanı bu gece açık artırmayla satılacak.
Yes! According to this email sent yesterday, Death Worm is gonna be auctioned off tonight.
Heybetli Moğol Ölüm Solucanı! Millet, Velma'yla tanışın.
The formidable Mongolian Death Worm!
Korkulan Moğol Ölüm Solucanı bu mu?
Meet Velma. That's the feared Mongolian Death Worm?
Velma, yıkıcı güçleri insan yapımı hiçbir füzeyle kıyaslanamayan üç bin yaşında bir Moğol Ölüm Solucanı'dır.
Velma is a three thousand year old Mongolian Death Worm who's destructive powers can outmatch any human made missiles.
İyi işti. Evet, şimdi tek yapmamız gereken Ölüm Solucanı'nın parasını ödememek ve katil büyükanneyi erimeden buradan kaçırıp gitmek.
Yeah, now all we gotta do now is not pay for the Death Worm, kidnap killer Grandma and get the hell out of here without getting liquefied.
Daha önce de dediğim gibi, Velma eve ihtiyacı olan tatlı bir Ölüm Solucanı.
As I was saying, Velma is a sweet old Death Worm who needs a home.
Kafamı sikik bir solucan oyuyormuş gibi sanki.
It's like a fucking worm boring through my skull.
Mesajı Pul'un IP'sine kadar izledim ama ne zaman hamle yapmaya kalktıysam beni solucan deliğine gönderdi.
I traced the email back to Scales'I.P., but when I tried to break through, it sent me into a wormhole.
Bacaklı solucan Jonathan da sana katılacak mı?
Is that worm with legs Jonathan going to be joining you?
Ayı şekerler, solucan şekerler.
Gummi bears and gummi worms.
Ayı mutluya, solucan üzgüne.
Bears sad, worms happy.
- Solucan şekerlere benziyor.
Looks like a gummy worm.
Victor'un karıştırıcıya solucan koymasına yine mi izin verdin?
Did you let Victor put worms in the blender again?
Veya o solucan deliğinden düşmüş gelecekteki Gurjit'tir.
Or he's future-Gurjit fallen through the wormhole.
Ayaklarına girecek bir solucan illa vardır.
Some kind of worms will go in your feet.
Alexei Volkoff, Amerika'daki bir hapiste yatan güçsüz bir solucan.
Alexei Volkoff is a powerless worm in a U.S. penitentiary.
Bir bağırsak solucanının gururlu babası oldun.
You are the proud father of a tapeworm.
Balık tutarken bile solucan kullanmam ben ama içimde bir tane var, öyle mi?
I-I don't even fish with worms, and I have one inside of me?
Solucan çıkarmaya çalışıyorum.
I'm trying not to worm out of this man.
Gerçi senin içinde solucan fabrikası var.
Although in your case, you're like a worm factory.
Praziquantel vermeye başlayalım, solucan bir-iki günde ölür.
- Yeah. We'll start him on a run of praziquantel, and, uh, the worm should be dead in a day or two.
Bilgisayar ağından solucanı temizledikten sonra tabii, ahmaklar!
Right after you idiots deworm the entire computer network.
Ama ikinci kısım, yani verdiğin kodu kullanarak solucanı temizleyip bir kez olsun kahraman olduğum kısım olmadı.
Part two, where I use your code to kill the worm and kind of be the hero for once, that didn't happen.
Çünkü artık solucan ana bilgisayar veri bankasına girdi.
Because now the worm is in the mainframe databanks.
Solucan ana bilgisayardaki şifreli dosyalara ulaşacak olursa...
If the worm gets into the mainframe's encrypted files...
Çünkü solucan, ana bilgisayarı sezgisel bir varlığa çevirdi.
Because the worm has transformed the mainframe into a sentient being.
Bahse varım o asap bozucu solucanı öldürebilirim.
I bet I could kill that pesky old worm. How?
- Bilgin olsun diye söylüyorum Cyril Figgis solucanı nasıl halledeceğini biliyor.
Well, for your information Cyril Figgis knows how to beat the worm.
- Bilgisayar solucanını!
The computer worm. What...?
Solucan ajan listesinin şifresini çözüyor.
The worm is decrypting the agent list.
Solucan gizli görev listesini çözüp bu hain eylemin arkasındaki kişiye o listeyi yolladıktan sonra sahadaki bütün ISIS ajanları açığa çıkacak.
And once the worm decrypts the cover list and uploads it to whoever is behind this foul deed every ISIS agent in the field will be exposed.
Minik solucanım listeyi benim sunucuma yükler yüklemez.
Once my little worm uploads the list to my server...
Solucanı durdurabilecek misin?
Can you stop the worm or not?
Ölüm Solucanı'yla ilgili bir şey buldun mu?
Did you get anything on the Death Worm?
Yani Cayden'la şu Brikim denen herif başlangıçta Ölüm Solucanı'nı birlikte çalmışlar.
So Cayden and that Brikim dude stole the Death Worm to begin with.
Bu pozisyonda yatıyorsun, kaymaklı sütün kokusuna ve sıcaklığına gelen solucan da tırmanıp ağzından çıkıyor.
You just lay in this position - and the tapeworm, attracted to the smell... - Oh, God.