English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Sopa

Sopa traduction Anglais

2,050 traduction parallèle
Yaşlanan profesyonel golfçu, sopa taşıyıcısına aşık olur, ortalık karışır.
This aging pro falls in love with his caddy and all hell breaks loose.
Taşo, derhal cetvel şeklinde bir sopa istiyorum.
Stony I want a ruler immediately.
Bakın, ince bir sopa, tuz ve tebeşir getirdim.
See, I've brought birch twigs, powdered salt and a fresh block of chalk.
3 numaralı sopa küçük mü gelir buraya ne dersin kardeşim?
So what do you think 3 from here little, bro.
Canın sopa istiyor galiba?
You really want a good smacking?
Dae Shik'in suçsuzluğunu iddia eden arkadaşına, 100 sopa vurulmalı ve ücret de ödemeli.
The comrade who claimed Dae Shik's injustice should've been beaten up 100 rods and charged money as well.
Sopa burada kalacak.
The riding crop stays here, bro.
Sopa satan birinin sözü.
That's a great line coming from the guy selling the sticks.
- Sopa taşıyor musun?
– You carry a stick?
Elinde sivri sopa olan zenci görünce hemen eşcinsel mi oluyor?
You see a black man with a sharp stick and it's supposed to be a spear?
Sanki o köpekbalığı beni deri sopa çiğner gibi çiğniyordu.
It's like that shark was gnawing on me like a rawhide stick.
Ona bir sopa verin ve ona biraz vuruş çalışması yaptırın.
Get him a bat, and get him some batting practice.
Gidelim bu sopa yemiş şeytan evinden.
Let's leave this whack devil house.
Kulüpte sopa kiralıyorlar.
You know, they rent clubs up at the clubhouse.
- Şuna bakın, sihirli bir sopa.
- Look at you, with your magic stick.
Dostunuzla yan yana temiz havada yürüyüş yapmak bir sopa fırlatmak gibi basit eğlenceler.
Simplejoy of walking side by side with your buddy out in the fresh air... throwin'a stick.
Parkta Marley için bir sopa fırlattım...
Threw sticks for Marley in the park.
Doygun bir sopa yeterli olacaktır.
A waterlogged stick will dojust fine.
Erkeklerin eşlerini sopayla dövmesi yasalara aykırı değil sopa başparmaklarından kalın olmadığı sürece.
It's not illegal for a man to beat his wife with a stick unless the stick is thicker than his thumb.
Sopa dövüşünde harikasın, Sun Wu-Kung.
Most excellent stick fighting, Sun Wukong.
Silahlı saldırı, bıçaklama haneye tecavüz. Elinde bir sopa ile birlikte üzerinize saldırabilir.
People shot, cut by broken bottles, blows to the head.
Küçükken Barbie kafasını top, gövdesini de sopa yapardım.
When I was a kid, Barbie's head was the ball and her body was the bat.
- Şu çocuğa güzel bir sopa çekin.
- Give the boy a real spanking!
- Sopa mı yemek istiyorsun?
- You want some?
Ne zaman moralim bozuk olsa, Ona sopa ya da şişe gibi cisimlerle vurmak oldukça eğlenceli olurdu.
Whenever I'm stressed, it would be fun to hit her with things like bottles or wooden stick.
Bana bir sopa ver Mel.
Cójeme a stick.
O dokuzluk demir başlı sopa bana ait.
That's my 9-iron.
Sopa emerim ama beni bu bile gay yapmaz.
I could suck knob and still be straight.
- AY, QUIERE SU SOPA...
- Ay, quiere su sopa...
Sopa ve ipin var mı?
Ah, so you have a rod and line?
Bunu yapan, eline bir sopa alıp onu yakan sersemin biri değil.
I don't mean the idiot who found a burning stick and kept it going.
Pantolonu aşağı indirilmiş kalçaları, sopa darbeleriyle kanar bir haldeydi.
His trousers were pulled down, his buttocks bleeding from cane strokes.
( Sopa zemine düşer )
[Bat Falls On Floor]
- Sopa işe yarar demiştim.
- I told you the bat trick would work.
Yani benim de sopa numarasını bulmam dört yıl sürdü.
I mean, it took me four years to figure out the bat trick.
Ama sen de onu sürekli olarak güzellik yarışmalarına sokmak, ona diksiyon çalıştırmak ve sopa çevirmeyi öğretmekle meşguldün.
And you were always too busy putting her in pageants and coaching her speeches and teaching her baton twirling!
Düşük zekalı bir sopa çeviricisinin düşünce tarzını da anlayabilirim.
I can certainly comprehend the thought process of a sub-mental baton twirler.
Elinde sopa olan adamın kuralları da koyduğunu öğrenmiş.
He learned that a man with a club made the law.
Oraya uzanabileceğim sopa gibi bir şey olsaydı tezgâhın altından sekizlik bir sopa karşıma çıksaydı... "
If only I had a stick or something that would extend my reach like the eight stick-like objects that are behind this counter. "
Bana arka taraftan bir sopa getir. - Hayır!
- Get me a club from the back.
Bir kızın elinde oklava yerine sopa görünce korktun mu?
Saw a bat instead of a rolling pin in a girl's hand and got scared?
- Bir sopa çok sivri olabilir!
- A stick can be pretty sharp!
Kızlar senide aradığında, hayır. ama sen benim cebimden, kızları aradığında, o zaman arkadaşım değilsin, .. senin için yeni arkadaşlar ve, yeni ilişkiler, ama benim için yeni düşmanlar, ve taze yaralar,... artık arkadaşın değilim, güzel kızlar senin için ve kardeşlerinden sopa, yemek benim işim.
No, calls from girls come to your phone, but when you call girls, it's from my phone, I'm not your friend then, for you new friends and new relationships, for me new enemies and fresh wounds,
Herhangi bir silahımız var mı? Sopa? Başka birşey?
I thought I said not to come.
Eline bir sopa aldı.
He's got a bat.
Bu onursuz davranışı yüzünden çarşının ortasında bir kazığa bağlandı, ve gelen geçenin vurması için yanıbaşına bir sopa bırakıldı. Ama geçmişteki erdemlerini hatırlayan, hiçbir Kazak ona vurmadı.
But not a single Cossack took the club to Shilo, for all could remember his high deeds.
Kıçına sopa bağla.
Stick a rod to your ass.
Ya da 1.55 ila 1.73 boyunda biri boyu 12 cm, eni 10 cm. olan bir sopa kullanıyordu.
Or someone between 5'7 "and 5'11" wielding a 5-foot metal pole with a 10-centimeter diameter.
Kızı tavlamak için 9'luk demir sopa gerekmiyordu.
Put it this way, didn't need a nine iron to take a whack at her.
Sopa Taşıyıcılar Kulübesi
Caddyshack.
- Ama sopa dağıtılan gün gitmem.
But I don't go on bat day.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]