English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Soruyorum

Soruyorum traduction Anglais

7,581 traduction parallèle
Merakımdan soruyorum, bu bilgiye nereden ulaştın?
I'm curious. Exactly how did you come by this information?
Soruyorum çünkü, polisi çağırabilirdim, biliyorsun.
'Cause I could call the cops, you know..
Jessica, sana soruyorum.
Jessica, I'm asking you.
Hikaye açısından soruyorum, amacınız neydi?
HYYCHCOCK : I'm asking from a story point of view, what was the intention?
İnsanlar genellikle bunu sormaz, biliyorum ama ben soruyorum.
I know people don't usually ask these things, but I do.
Sana sadece buraya gerçekten bağlı olup olmadığını soruyorum.
I'm just asking you if you are really invested in this.
Sana sadece bir soru soruyorum.
I'm just asking you a question.
Kolkata'ya kadar soruyorum.
I am asking up till Kolkata.
Onun için soruyorum.
That's why I'm asking you.
Sana son kez soruyorum, nerden aldın bu gücü?
I'm asking you one last time, where did you get these powers?
Ben ona ne sipariş etmek istediğini soruyorum o da bana "boğazımdaki dilini" diyor.
I ask him what he wants to order, and he says, "Your tongue in my throat."
Hepinize soruyorum. Alfa statünüzden feragat ediyor musunuz?
I ask each one of you, do you renounce your alpha status?
Bu yüzden tekrar soruyorum.
So I'm asking you again.
- Ben toplantıyı soruyorum.
I've been asking for a meeting.
Benimle çıkmayı isteyecek bir sürü vardır dünyada, ama ben sana soruyorum.
There are lots of girls in the world who'd love to go out with me, but I'm asking you.
Emin olmak için soruyorum.
Just so we're on the same page here...
Bunu hem arkadaşın hem de eğitmenin olarak soruyorum.
You know, I'm just... asking as your friend and as your trainer and stuff.
Fotoğrafta sergilenen tahrip edilme biçimi kesin bir kimlik tespitini şu an imkânsız kılıyor. O yüzden soruyorum : Hiç değilse neden bu sefer Savannah Simms olmasın?
The nature of the mutilation portrayed in the photograph... made a definitive identification impossible at this time... and so I'm asking, "Why can't it just be Savannah Simms, just this once?"
Sivri zeka, sana adam gibi soru soruyorum.
Don't get smart. I'm just asking you a motherfucking question, all right?
Gerçekten soruyorum, ne yapacağız?
Seriously, what are we gonna do?
Ama soruyorum, bu adamlar inandıkları şey için gerekeni yapabilirler mi?
But I ask... are these men willing to go as far as you and I for what they believe?
Ben senin nasıl olduğunu soruyorum.
- I was asking about you.
Tamam, her zaman bir şey yaparken herkese fikrini soruyorum.
That's... probably why I'm always asking everyone's opinion on things.
Yine soruyorum. O notları bize verdiğin zaman niçin doğruyu söylemediniz?
Now, again... why didn't you tell us the truth when you gave us those memos?
Merakımdan soruyorum, bir şeyi unutacak olsam bunu nasıl yapardım?
Just out of curiosity, if I were to let something go, how would I do that?
Meraktan soruyorum Penny bu deney bizi birbirimize âşık ederse Gary Con için beni Lake Geneva, Wisconsin'e götürür müsün?
Just out of curiosity, Penny, if this experiment does make us fall in love, would you drive me to Lake Geneva, Wisconsin for Gary Con?
Ben kendinle yemek yemiştim de, ondan soruyorum.
'Cause I've had that dinner.
Meraktan soruyorum, neden Leonard'tan tavsiye istemedin?
Uh, just out of curiosity, why didn't you ask Leonard for advice about this?
Eğlencesine soruyorum, neden?
But just for fun... why?
Ben nereden geldiğini soruyorum.
We want to know where it's coming from?
Ama size ölüm kalım sorusu soruyorum.
But it's a question of survival.
Gerçekten soruyorum.
I'm really asking.
- Öylesine soruyorum.
- I'm just asking.
- Sadece soruyorum.
- I was only asking.
Zoe, emin olmak için soruyorum. Dün seni yemeğe davet ettiğimde, seni seviyorum dediğimde beni duydun değil mi?
Zoe, just... just to be clear : you did hear me yesterday, when I, uh, asked you out to dinner, told you that I loved you, the whole shebang?
Hayır George, öylesine soruyorum.
No, george, i'm simply inquiring. But is, uh,
Bir daha soruyorum, diğer mahkûma ne yaptınız?
Again, what have you done with the other prisoner?
Bu soruyu ben de kendime sık sık soruyorum.
I ask myself that question a lot.
Ben de sana nasıl yardım etmemi istediğini soruyorum. Ne şekilde yardım etmemi istiyorsun?
And now this is me asking you how to help you, how is it that you want me to help you?
Utana sıkıla soruyorum ama her zamanki bakıcım...
I hate to ask, but my regular sitter's down...
Aynen, bunu soruyorum.
Yeah, that's what I'm asking.
Açlık grevinden beri kendime ne soruyorum biliyor musun?
You know what I've been asking myself ever since the hunger strike?
Öylesine soruyorum, ne demiştin?
I'm just asking. What is it?
Ben de onu soruyorum.
That's what I'm asking.
Sadece soruyorum.
I'm just asking.
Bananı sevip sevmediğini soruyorum, söylemiyorsun.
I asked you if you loved your father, you don't tell me.
Tekrar soruyorum, insanın söyledikleri önemli midir?
So again, does what a man says matter?
Sadece soruyorum.
Well, I'm just saying.
Nasıl yapacağını soruyorum?
How's all I'm asking.
Emin olmak için soruyorum... Vampirlerin gerçek olmadığını biliyorsun değil mi?
Just making sure... you do know that vampires aren't real, correct?
Çok fazla soru soruyorum.
I ask way too many questions.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]