Spawn traduction Anglais
539 traduction parallèle
Bu cehennem tohumlarından daha fazla yok bende.
I'll have no more of this hell-spawn.
Ama bu büyük kurtarma operasyonlarından kazancın iyi olması, yedi denizden korkusuz denizcileri buraya çekiyor.
But tales of great salvage profits... have drawn reckless men to this dangerous harvest... spawn of the seven seas.
Bu şeytanın evladını görünce tepelere kaçtılar.
They ran to the hills when they saw this spawn of the devil.
Parayı say ve tamam mı bak.
Count it, you spawn, and look.
Bu esnada şehir, binlerce farklı hikaye üretmeye devam ediyordu.
Meanwhile, the city continues to spawn and create thousands of different stories.
Aç şu kapıyı, iblisin soyu!
Open that door, you spawn of the devil's own strumpet!
Aramızda yeri yok onun!
Spawn of evil!
Bu köle tohumu ve tanrısına dünyanın unutamayacağı bir yanıt vereceğim!
I will give this spawn of slaves and his god an answer the world will not forget!
Bu buzdolabı birkaç balık daha görürse... nehirde yüzüp balık gibi yumurtlamaya başlayacak.
If this refrigerator gets more fish in it it'll swim upstream and spawn all by itself.
Bu şeytanın kara büyüsüne boyun eğmeyin.
Don't succumb to the black magic of this devil's spawn!
İçine girmesine izin verdiğin bu kötülükten kendini temizlemeni talep ediyorum.
I charge you to cleanse yourself of this iniquity you have permitted to spawn.
Ve ben onun yozlaşmış kanından gelmiyor muyum?
Am I not the spawn of his his depraved blood?
Dünyadaki ve cennetteki her şeyin sadece yemek yemek... para kazanmak, çocuk yapmak, öldürmek ve ölmek için... yapıldığını mı sanıyorsunuz?
Do you think all the things of the Earth and the heavens have been made for no other reason except we should eat and make money and spawn children and kill and die?
- Aşağılık serseri!
- Hell-spawn!
Bu bana, bir radyo mesajı göndermemin iyi olacağını hatırlattı.
That reminds me, I'd better spawn a radio message.
Havyar dökmek için doğdukları dereye dönmek zorundadırlar.
They must return to that one stream where they were born to spawn.
Kanıtlar yaratığın yumurtlamak için burada olduğunu gösteriyor.
Doctor, evidence indicates the creature is here to spawn.
Buraya bu şekilde geldim, uzayda takip ettiğim Şeytan dölünü izleyerek.
That's how I came to be there, pursuing the Devil's own spawn, which I've chased across the universe.
Bilimci May, onu çoğaltıp bizim acılarımızı çekecek bir kuşak daha yaratmak istiyor.
May, the scientist, wants him to spawn another generation to suffer our agonies.
Ve onları mikroskop altında inceledik?
And the spawn we looked at under the microscope?
Şeytana uyuyorsunuz.
Temptation is the Devil's spawn.
Çekilin yoldan, sizi iblisin dölleri.
Get out of the way, you spawn of the devil!
Belki Yüce Tanrım yoldan çıkmış bu günahkarları affeder!
May the good Lord on high drive out the spawn of Satan!
Aradığım tarzda bir çocuk için burası çok imkansızdı
What kind of child could such a ghetto melting pot spawn?
Kadını buraya getir fırlamasını da Matews hanına ve teşekkürler
Bring the woman here. And her spawn. House them at the inn.
Onları her yıl bu kıyıya gelip eş bulmaya ve yumurtlamaya sevk eden gücün ne olduğunu kimse bilmiyor.
And no one knows what forces bring them to these beaches year after year, to find a mate and spawn in the dark of the night.
Birkaç yılda bir çocuklarını ve kocalarını sanki akıntıya kapılan somon balığı yumurtalarıymışçasına terk ediyorsun.
You leave husbands and children every couple years like you're some goddamn salmon going upstream to spawn.
Bunları ne doğurmuş olabilir?
What could spawn them? Phew!
Sizden bir lejyon dünyaya gelince, hiç kimse karşı duramayacak...
When the whole legion of you will spawn, nobody will be able to resist...
Çekil, Şeytanın dölü!
Back, spawn of Satan!
Kızım, Norman Bates'in evladıyla birlikte.
My daughter is out with the spawn of Norman Bates and Sea Biscuit.
Çocuklarım cehennem zebanileri ve sen de şeytansın.
My life is like death! My children are the spawn of hell and you're the devil.
Şeytan'ın çocuklarını, kötülüğün tohumlarını itham ediyorum!
I denounce thee, spawn of Satan, seed of the Devil!
Çekil, seni cehennem zebanisi!
Back, you damned hell-spawn!
Çocukları da öyle olacak.
They'll spawn grifter kids.
Cumartesi gecesi, cehennem zebanisine bakıcılık yapacak başka bir menajer bul o zaman.
Find another agent that'll baby-sit the spawn of hell on a Saturday night.
Gürültücü hayvanlar.
The pealing spawn.
Her basamağında anormal bir çözüm verecek şekilde tasarlandı.
It is designed so that each step they take will spawn an anomalous solution.
ihtiyar ve simdi arayan onun biricik yavrusu hakkinda konusalim.
We're talking about the old man and the spawn of his loins just happens to call.
Senin çocuk küçük bir şeytan.
Your child is demon spawn.
"Senin çocuk küçük bir şeytan."
"Your child is demon spawn."
Sizler Şeytan'ın Dünya'yı zırva ve pislikle dolduran döllerisiniz.
You are Satan's spawn filling the world with bile and garbage.
Al bakalım, şeytanın kanatlı uşağı!
Take that, you winged spawn of Satan!
Sen nasıl bir şeytansın?
What spawn of Satan- -
Bu gün basit teknikleri kullanarak, bilim adamları midye yumurtası yapabilir.
Today using simple technichs, scientists can make clam spawn.
Bir böcek.
A spawn beetle.
Böcekleri hatırladın mı?
You remember the spawn beetles?
Ama o çocuk, şeytanın çocuğuydu.
But it was the spawn of evil.
Spawn, NeanderthaI man karşı öğleden donra 4 bugün.
Spawn versus Neanderthal man, 4pm today.
Spawn, çizgi roman karakteridir.
Spawn, it's a comic-book character.
Bu en yeni Spawn için, huzurlu dakikalar asla gelmedi.
For this newest Spawn, moments of peace never come.