English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Stadium

Stadium traduction Anglais

1,774 traduction parallèle
Bu adamla birlikteyken öğrendiğim şeyler bir stadyumu doldurabilir.
The ways I have grown since I have been with this man could fill a stadium.
Shea stadyumundan da mı çok?
More than Shea stadium?
Shea stadyumundan da çok.
More than Shea stadium.
Yarın bu tribünlerin hepsi dolacak.
Tomorrow every seat in this stadium's gonna be filled up.
Büyük bir stad.
A big stadium.
Arkadaşlarımla Shea Stadyumu denen küçük bir bara gidip dünyayı sonsuza dek sallamama izin verir misiniz? " Hayır!
May I have permission to go with my mates to a little pub called Shea Stadium and rock the world for the rest of eternity? " No!
Sahil yürüyüşleri sayılmıyor, bayan.
Go to the stadium to see soccer and go to meetings of parents do not mind, madam.
Stadyumdaki harika atmosfer altında maç izleme keyfi bir başka. Ve sahaya ilk çıkanlar :
We're enjoying the great atmosphere of the stadium, but first the lineup :
Bir hafta önce şampiyonluğa odaklanan takım önceki akşam Şehir Stadı'nda 19.000 seyirci önündeydi.
Having locked up the pennant over a week ago, last night in Municipal Stadium in front of over 19,000.
Stadyuma kadar sadece yedi istasyon.
And the stadium is only seven stations away.
Göstermek için stadyum gibi birşeyin yok mu?
Don't you have a stadium show to play or something?
Bu inanılmaz genç adam için, staddaki herkes ayağa kalktı.
And the stadium is standing for this amazing boy.
Yokohama Stadyumu'nda maç izliyorum.
I catch games at the Yokohama stadium.
Bir stadyum dolusu insanın senin için tezahürat yaptığını hayal et.
Just picture a whole stadium full of people cheering for you.
Eminim, Yankee stadyumunda özel bir geziye bayılırlar, oyuncularla tanışmak.. onlardan imza almak..
I'll bet they'd like a V.I.P. Tour of yankee stadium, meet some players, get some autographs.
Tuhaf bir yerde duruyorum.
I was at some square, like in some stadium.
Yıllardır yeni bir stadyum yapmak istiyor.
He's been trying to build a new stadium for years.
Beysbol birinci ligiyle birlikte çalışıyoruz ve her yerel stadyumda bir steroid farkındalığı gecesi düzenlemek konusunda umutluyuz.
We're working with major league baseball to make that happen now where hopefully in each local stadium there's gonna be a steroid awareness night.
Bir çok ölüme sebebiyet veren alkolün satıldığı bir stadyumda steroid farkındalığı gecesi düzenlemeyi çelişkili bulmuyor musunuz?
Do you find it ironic at all to have a steroid awareness night for baseball in a stadium that sells alcohol which is responsible for a lot of deaths as a drug?
Tüm stadyum sana küfrederdi!
The whole stadium would be cursing you!
Şu anda, 20 yıl önce yüzlerce kişinin buraya gelip takımlarını desteklediği Pipit Stadyumu'nda bulunuyoruz.
I'm sitting in the Pripyat soccer stadium where, 20 years ago, hundreds of people would come and cheer on their favorite team.
futbol kulübü herhangi bir kıvılcım olacak mı bir oyun daha oynanacak seyrederken eğleneceksin
Football Stadium, Is any match going to happen there?
Kadınlar, ihtiyarlar ve çocuklardan oluşan bu sıra stadyuma doğru gidiyordu.
There were women, old people, and children walking in a line towards the stadium.
Hadi, stadyumun tepesinden işe başlayın.
Come on! I've got you set up over at the stadium.
giants ve colts şampiyonluk için oynuyorlar yankee stadı.
Giants and the Colts for the championship. Yankee stadium.
Çocukken Dodger Stadyumu'nda JumboTron'un altındaki ucuz koltuklarda otururduk, hatırladın?
You know, like, uh, remember when we were kids, and we used to sit in the cheap seats at Dodger Stadium, under the Jumbotron?
Sekiz buçukta stadyuma geldi.
He shows up at the stadium at 8 : 30.
Bir futbol stadı düşün.
It's a soccer stadium.
Mesela, burası benim ülkem büyüdüğüm yer, dünyanın en büyük futbol stadyumunda çalıyoruz. Sepultura'nın asla başaramayacağını düşünen tüm insanlar burada bizi izliyor. Ve başardık.
My country, the largest football stadium, nobody thought we would save but we did.
Konsere gelişimizi hatırlıyorum, dışarıda çok fazla insan vardı. Ve stadyum Jakarta'nın çok zengin bir kısmındaydı. Birçok politikacı ve para babasının yaşadığı yerdeydi.
I remember that when we go super why there were many people outside, and the stadium was in the rich part of Jakarta, where politicians and the rich lived.
Sonra şehre doğru gittik ve altıncı oyunu Shea Stadı'nda izledik.
We watched game five. Then we drove down to the city, and we saw game six at Shea Stadium.
Ama benim mıntıkadan biri olmadığını biliyorum, benim mıntıkadan kastım Dodgers Stadyumu, laf aramızda seçmelere katıldığım yer.
But, I know he's not in my ballpark, because my ballpark is Dodgers'stadium, where I had a tryout, incidentally.
Yine de hiç değilse topu Dodger Stadyum'unun dışına kadar atmışsın.
But, at least you hit a ball all the way to the outfield at dodgers stadium.
En azından yine de Dodger Stadyumun çimlerinde topa vurdun değil mi?
But, at least you hit a ball all the way to the dugout at Dodgers'stadium.
Ceset, oyuncu yatakhanesinin g-68 bölümü ile stadyum otoparkı arasındaki çöplüğün yakınlarında bulunmuş.
body's found near a dumpster between the players'dorm and the stadium parking lot near section g-68.
Stadyum bilet satıcısıyla konuşuldu.
talked to the stadium ticket clerk.
Bu Pratt, yeni stadyumun yarı parasını ödeyen kişi mi?
same pratt who paid for half the new stadium?
O sabah Savaşçıların stadının oraya mı park etmiştin?
you were parked at warrior stadium that morning?
Yeni bir stada ihtiyacın vardı, değil mi?
you needed your new stadium, right?
Ailem Yankee Stadına vardığında senin adını mı verecekler benim adımı mı?
When my family gets to Yankee Stadium, are the tickets under your name or mine?
Gençliğimde Dan Kolov'un güreşlerini izlemek için Yunak Stadyumu'na giderdim.
When I was young, I'd go watch Dan Kolov wrestle at Yunak Stadium.
Meclise ve hipodroma gidecek kadar benzin bırakın yeter.
Just leave enough gas to take us to the parliament and the stadium.
Otomobil, Reis-i Cumhur'u hipodromdaki törenlere götürmek üzere hareket etti.
The car is taking the president to the Republic Day Celebrations at the stadium.
Öyle el kol hareketleri yapma, burası stadyum değil.
Please control your gestures. We're not in the stadium.
Ne alakası var şimdi stadyumla?
What do my gestures have to do with the stadium?
Bir bağırsam, bütün stat duyacakmış gibi geldi bana.
For one moment, I felt that if I screamed, the whole stadium would hear me.
Fener! Ve aniden, aynı anda herkes, aynı enerjiyle bağırmaya başladı.
And all of a sudden, the whole stadium started screaming with the same energy.
Ben artık muhteşem yeni basketbol stadyumumu inşa etmek istemiyorum.
I no longer wish to build my magnificent new basketball stadium.
Tam bir kovana benzeyen o yeni stadyum'a.
To that new stadium that looks exactly like a hive.
Ben nasıl oldu da küçük bir kız ve ahmak arkadaşı tarafından alt edildim. Benim güzel stadyumum ne zaman bir arı barınağı olarak ilan edildi ve yazılı olan $ 804 milyon doların üçte dördünü benden aldılar.
So, that's how I was outfoxed by a little girl and her half-wit companion when my beautiful stadium was declared a bee sanctuary, and I had to take a third-quarter write down of $ 804 million.
Demek istediğim neredeyse bütün stadyumu ateşledi.
I mean, he's got this whole stadium on fire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]