Stephanie traduction Anglais
2,240 traduction parallèle
Ben buralarda değilken Stephanie'yi oyunun içinde tutmak akıllıca olur.
And while I'm away, I think it'd be wise to bring Stephanie into the fold.
Peşinde olduğun o değil mi? Normal olabilmek için Stephanie'ye yaklaşmak istedin değil mi?
She's just your way in, isn't she, to get close to Stephanie Powell in your quest for normalcy?
Stephanie, lütfen buyur.
Stephanie, please come in.
Ters giden bir şey mi var Stephanie?
Is something wrong, Stephanie?
Stephanie!
Stephanie!
- Ben de Stephanie.
- Hi, I'm Stephanie.
Stephanie.
Stephanie.
Stephanie'yi de alıp bize katılsana bugün.
Why don't you and Stephanie join us?
Jim, Stephanie, sizinle tanışmaktan çok memnun olduğumu söylemeye geldim.
Listen, Jim, Stephanie, I just wanted to say, it was lovely meeting you two.
Erkekler bazen saçma şeyler yaparlar. Özellikle de aşık olduklarında...
Umm, men will do some pretty crazy things when they're in love, Stephanie.
- Stephanie bana tekmeyi bastı.
- Stephanie kinda... kicked me out.
Stephanie'ye ne olacak?
What about Stephanie?
Stephanie çok iyi bir kız.
Ohh. Stephanie's really a good girl.
Her şey yolunda mı Stephanie?
Is everything all right, Stephanie?
Tebrikler Stephanie.
Well done, Stephanie.
Üzgünüm Stephanie.
I'm sorry, Stephanie.
Stephanie benim eski bir öğrencimdi.
Stephanie was a former student of mine.
Stephanie'nin şöyle dediğini hatırlıyorum. "Hadi şempanze alalım."
It was clearly Stephanie sort of saying, "Let's have a chimp."
Bir noktada Wer ile Stephanie arasına girebileceğini anlamıştı.
I think he figured that he could just get in between Wer and Stephanie on some level.
Stephaine'in tamamen kendisiyle olmasını istiyordu.
He wanted Stephanie all for himself.
Stephanie disiplinle ilgilenmeyen türden bir anneydi.
Stephanie being the kind of mother she was, was not very concerned about discipline.
O zamanlar, Nim Stephanie Lafarge'nin evindeydi. Benim ilk görevim de ona bebek bakıcılığı yapmaktı.
At the time, Nim was in Stephanie Lafarge's house, and my first job was to basically baby-sit.
Bu hayvan her gün duvarlara tırmanıyor,... ve ortalığı darmadağın ediyordu.
This animal climbed the walls all day. He ripped apart Stephanie's house all day.
Stephanie psikanaliz mezunuydu.
Stephanie was a graduate student in psychoanalysis.
İyi bilim dediğim bu deneyi Stepranie'nin evinde yapamayacağımı anlamıştım. Bu deneye yardımcı olmuyordu.
I realised that I could not do what I call good science in Stephanie's home.
Stephanie, Nim'i Herb'den uzaklaştırmakla tehdit etmeye başladı.
Stephanie began to threaten to take Nim away from Herb.
Nim'i Stephanie'nin elinden almanın zamanı gelmişti.
I definitely initiated the move out of Stephanie's house.
Stephanie'nin evinden alınması ile ilgili bir tepkisi yoktu.
So, there was no reaction at having taken him out of Stephanie's house.
Burada, Stephanie'nin evindeki şempanzeden farklı bir şempanze olmuştu.
He certainly was a different chimpanzee in this mansion than he was with Stephanie.
Stephanie arabadan inerken Nim'e bakıyordum onu görmüş ve anında hatırlamıştı. Yüzündeki ifade...
I happened to be looking at him when Stephanie got out of the car, and he saw her and he recognised her right away, and the look on his face was just,
Stephanie, lütfen girme pek de havasında değil gibi.
Stephanie, please don't go in there, he's not in a good mood.
Stephanie, içeri gel.
Stephanie, come in.
Bir dakika.Stephanie nerede?
Wait a minute. Where's Stephanie?
Stephanie, daha yeni serum aldın.
Stephanie, you were just injected.
Stephanie, alo?
Stephanie, hello?
Stephanie- - Sevgilin mi?
Stephanie- - is that your girlfriend?
- Stephanie.
- Stephanie.
Tamamdır, Stephanie'yi evine yolladım.
All right, I sent Stephanie home.
Stephanie'nin tek kişilik gösterisinden sonra ortalarda göremedim.
After Stephanie's one-woman show, I never saw her again.
Zamanda yolculuk, Stephanie.
Time travel, Stephanie.
Stephanie Powell...
Stephanie Powell...
Sağ ol, Stephanie.
Thank you, Stephanie.
Stephanie'den daha büyük.
It's bigger than Stephanie.
- Bir dilek tut, Stephanie.
- Make a wish, Stephanie.
Bugün Stefani'nin saçını gördün mü?
Did you see Stephanie's hair today?
Benim yerime Stefanie ile gidiyormuş.
He's taking Stephanie instead.
Önce Stefanie'ye sormuş, ve...
- He asked Stephanie first.
- Stephanie!
Uh, Stephanie!
Bilmiyoruz Stephanie.
We don't know, Stephanie.
Lobide seni Shane ve Stephanie ile David ve mezeler hakkında konuşurken gördüm.
I saw you in the lobby with Stephanie and Shane talking about David and appetizers.
Stephanie?
Chug chug chug chug... Stephanie?