Sunil traduction Anglais

Kiran, Sunil'in gelip seni alması gerekmiyor muydu?

Sunil was supposed to have come to pick you up.

Sunil tarzını çok güzel bir şekilde gösteriyor.

Sunil has a wonderful style to announce his arrival!

- Sunil'in buralarda bir yerlerde olduğunu biliyorum.

- I know Sunil is somewhere around -

- Ben Sunil'in nerede olduğunu biliyorum.

- I know where Sunil is.

Sunil, teröristler, bakanın küçük kızını kaçırdılar.

Terrorists have kidnapped the little daughter of our Minister -

Sunil, ekibinle birlikte başardığın görevden gurur duyuyoruz.

Sunil we are all proud of the task executed by you and your unit.

Bay Sunil seni aradı.

Mr. Sunil had telephoned for you.

Sunil onu almaya gelmediği için aşkın ateşi içini kavuruyor.

The fire of love is flaring since Sunil didn't come to receive her.

Sunil'in yerine geçmek isteyen biri olmalı.

He must be wanting to play in Sunil's place.

Sunil'den başka biri varsa onu bilelim.

Let us know if there is anybody else besides Sunil.

- Sunil ile görüşme.

Stop meeting Sunil -

Sunil seni hak etmiyor.

Sunil doesn't deserve you.

Nasılsın, Sunil?

How are you Sunil?

Sunil'in evlenmesine itirazım yok.

- I've no objection to Sunil's marriage -

Sunil tamamen deli.

Sunil is completely mad.

Hakem Sunil'in işaretini beklemekte.

Umpire Sunil's signal is being awaited.

Hakem Sunil işareti verdi.

Umpire Sunil has signaled.

Ve Sunil'in ağzına pastadan veriyor. Ve ışıklar sönüyor.

And Sunil inserted the cake in her mouth and the lights have gone off.

Sana, Sunil ile görüşme demedim mi?

Didn't I tell you to stop meeting Sunil?

Tamam, Sunil ile görüşmeyeceğim.

I won't meet Sunil.

Sunil'in üst katlarda olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun?

Did you think that I didn't know that Sunil is hiding up there?

Sunil'in orada olduğunu bilmiyordum.

I didn't know that Sunil was there.

Hey! Yavaş ol, Sunil.

Take it easy Sunil.

Doğru bir şey yapmadın, Sunil.

You didn't do the right thing -

Sunil'in kanı değil, benim kanım.

This is not Sunil's blood but mine..

Sunil arkamdan vurduğunda başım kanamıştı.

- which flowed when Sunil's stone hit me.

Şimdi de ben Sunil'i bekliyorum.

Now my stones are waiting for Sunil.

Sunil'i ver.

Let me speak to Sunil.

- Evet, Sunil gelmişti.

- Yes Sunil had come.

Bu, Sunil'in düğün davetiyesi.

This is Sunil's marriage invitation.

Doktor, Sunil nasıl?

Doctor how is Sunil?

Tanrım, lütfen Sunil'in hayatını bağışla.

Lord please protect my Sunil's life.

Gitmiyorum, Sunil.

I'm not leaving.

Hayır, Sunil.

No Sunil.

Bayan Malhotra olarak.

You will go as Mrs. Sunil Malhotra.

Sunil seni kandırdı.

Sunil has cheated you -

- Sunil, bir dakika... bir dakika.

Just a minute-just a minute -

Sunil, kurtar beni.

Save me.

Benim Sunil'im asla değişmez.

My Sunil will never change -

Bu önemli mesajı Sunil'e iletmem lazım.

It's very important to convey this message to Sunil -

Sadece kontrol et ve söyle Sunil Malhotra burada kalıyor mu!

Just check and tell me if Sunil Malhotra is staying here!

Sunil'in patronu!

- I see-Sunil's boss!

- Sunil nasıl?

How is Sunil?

Sizin Sunil'iniz.

- Your Sunil -

Sen Sunil'in nereye gittiğini söylüyordun.

You were telling me where Sunil has gone -

Sunil de evlenmeden önce çok endişeli görünüyordu.

Sunil too appeared worried before marriage.

Çünkü Sunil ve Kiran'ın nerde olduklarını biliyorsun.

To know the whereabouts of Sunil and Kiran.

Sunil bana yemin ettirdi.

Sunil has made me take an oath.

Sunil düşündüğümden daha akıllıymış.

Sunil proved to be smarter than I had thought.

O kim? Şu şişko Sunil mi?

Oh, not that fat Sunil.

Sunil yapma şunu!

Sunil, don't do that.