Suç bende traduction Anglais
247 traduction parallèle
Suç bende.
It's my own fault.
O halde suç bende.
Then the fault's with me.
Suç bende.
The blame is mine.
Demek suç bende?
So the fault is mine?
Size saçma geliyorsa, suç bende mi?
Is it my fault it just didn't make sense?
Sanırım suç bende.
I'm afraid it's my fault.
Suç bende.
- Yes, I was.
Suç bende.
It's my fault.
Suç bende değil, şu Josefina fıstığı var ya, balkona bir çıktı...
It's not my fault. This morning, crazy Josefina showed her chest on the balcony...
- Saçma, suç bende.
- Bull, it's mine.
- Suç bende.
- It's my fault.
- Suç bende!
- It was my fault!
Suç bende.
It was my fault.
Yanlış bir adım atalım, hemen kaldırımı suçlarız. Suç bende değil, ben çok asilim.
Just a little misstep, blame it on the sidewalk, it can't be me, I'm graceful.
Suç bende değil. İşte topallıkla ilgili sevdiğim şey de bu. Eğer topallıyorsanız insanlar hemen bakar.
That's why I like with a limp, you know, if you limp, some people go ooh, that's not right, a guy who limps don't do that, unless he just got the limp.
Tüm suç bende mi yani?
Are you blaming it all on me?
Bütün suç bende.
I am to blame.
Gerçi suç bende değil esprin harikaydı.
Though it's not my fault you're so witty.
Suç bende çünkü hastalığımı gizledim.
I am to blame. Because I hid my sickness.
Kusura bakmayın, suç bende!
I'm sorry, sir, my fault!
Suç bende değil.
It's not my fault.
- Suç bende.
- I am to blame.
Suç bende.
It's all my fault,
Ama suç bende değildi ki.
- Look. It wasn't my fault.
Peki suç bende değilse nerede?
But if the blame does not rest with me, with whom does it rest?
- Suç bende.
- lt's my fault.
Ne yani, suç bende mi?
Oh, so now this is all my fault.
Amirleri onu yanlış bilgiyle işe göndermiş sonra da "Suç bende değil" demişler.
Our people send her in with the wrong information then say... "Hey, not my fault."
Suç bende değil ki, bakmadan yola atladınız.
It's not my fault, you jumped on the road.
Suç bende. "Dost olalım" konuşmasını yapan bendim.
It's my own fault. I had to make the big "let's be friends" speech.
— Efendim, suç bende değil.
He told me he was Jewish.
Suç bende, onu buraya ben getirdim.
It's my fault. I.... I opened the door.
Bütün suç bende, onu yanlız bırakmamalıydım.
It's my fault for leaving her in the john!
Suç bende yani öyle mi?
So I'm to blame then.
- Bütün suç bende.
- I blame myself entirely.
Suç bende.
And it is my fault.
Kesinlikle! Bütün suç bende!
Exactly, it's all my fault.
- Yani, suç bende mi?
- So now this is my fault?
Genç kızlar, beni seviyorsa, suç bende değil.
Man, listen, the young ladies feel me, it's not my fault.
Suç bende Sayın Yargıç.
I'm to blame, Judge.
Suç bende.
It was mine.
Bende de suç var.
I feel like I'm to blame, too.
Ama sorun çıkarsa suç parfümde, bende değil.
But if there's any trouble, blame Indiscret, not me.
Suç bende.
I'm so sorry.
Siyasi suç işleyen Lehlinin bende olmayan bir şeyi vardı.
She, a Pole, committed for a political offence, had what I lacked
Ama suç bende değil, değil mi?
Hey, well, that's not my fault, is it now?
Suç biraz da bende, Bayan Kimberly.
I'm partially to blame, Miss Kimberly.
Bende de suç vardı.
The blame was mine, too.
Suç bende.
My fault.
Harika, böylece bende senin suç ortağın olmuş oluyorum.
Great! So that it makes me an accomplice to a hijacker.
Ziyanı yok. Bende de suç var.
Don't worry. lt's me, too.
bender 52
bende seni seviyorum 38
bende 490
benden 238
benden bu kadar 130
bende de var 25
benden uzak dur 398
bende seni 17
bende yok 35
bende var 92
bende seni seviyorum 38
bende 490
benden 238
benden bu kadar 130
bende de var 25
benden uzak dur 398
bende seni 17
bende yok 35
bende var 92
benden ne istiyorsun 357
benden hoşlanıyor musun 28
benden olsun 24
benden sana 27
benden nefret ediyor 82
benden korkuyorsun 19
benden korkma 17
bende geliyorum 21
benden hoşlanıyorsun 20
bende mi 29
benden hoşlanıyor musun 28
benden olsun 24
benden sana 27
benden nefret ediyor 82
benden korkuyorsun 19
benden korkma 17
bende geliyorum 21
benden hoşlanıyorsun 20
bende mi 29