Switch traduction Anglais
8,276 traduction parallèle
Muhbirinizin verdigi kod bir yazilim guncellemesi icine saklanip yazicinin isi termostatini devredisi birakiyor.
See, your C.I. gave us code hidden inside a firmware update that disengages the thermal switch of a printer.
0 termostat murekkep isiticiyi kontrol edip asiri isinmasini onleyen bir parca.
That switch regulates the temperature of an ink fuser, you know, keeping it from overheating.
Yerleri değiştirelim.
Switch places.
Annemde de vardı. Ama o caz duyardı. Hiç kesintisiz ama.
My mom had it too, except for her, it's jazz that she just couldn't switch off.
Marko, manuel'e geç.
Marko, switch to manual drive.
Düğmeye basmanın vakti geldi çünkü seni temin ederim sonraki nesil ve ondan sonraki nesil bastığımız için bize şükran duyacak.
Time to flip the switch, because I guarantee you the next generation and the one after that will be grateful that we did.
Çantaları değiştirmenin Fitz'in değil benim planım olduğunun farkındasın değil mi?
You do realize that it was my plan - to switch the box... not Fitz's?
Hala oturduğun sandalyeyi başka biriyle değiştirme şansın var.
You still do have the opportunity to switch seats with someone else.
Bu düğmeyi görüyor musunuz?
Do you see this switch?
Bu düğmeye ne zaman bassam kolumdan kafa tasıma doğru bir şok alıyorum.
E-every time that I-I push this switch, I get a shock that runs right up my arm and into my skull.
Başka düğme görebiliyor musunuz?
But do you see any other switch?
Yani özetle, kaliteli bir ışık düğmesi öyle mi?
So, essentially, it's a glorified light switch?
Üzerinde tek bir anahtar var, değil mi?
There's just the single switch on it, right?
- Başka bir geceye alabilecek miyiz, bakalım.
- Just try to see if we can switch it to another night.
Kanalı değiştirebilirsin.
You can switch it.
- Fünye.
It's a detonator switch.
O da ölü adam fünyesi.
And that's a dead man switch.
Ama biz markayı değiştiremeden bu olumsuz yorumlardan dolayı perişan olmuştuk. - Saçmalıktı.
Before we could switch brands, we were swamped with this tidal wave of negative reviews.
Bilgisayarı kapatmaya çalışırsan, interneti kesmeye çalışırsan, odandan çıkarsan resimler internete düşer.
If you try to shut down... If you try to switch off the router... If you leave the room, the pictures go online.
Bir sıfırlama tuşu.
A reset switch.
Geriye kalanlar yer altına geçti. Aç ve tükenmenin sınırında. Ta ki bir gün bir grup bilim insanı bilgi toplamak ve bir şeyler bulabilmek adına yeryüzüne çıkana dek.
The rest went underground... starving, nearing extinction till one day a group of scientists returned to the surface to gather information, piece together whatever they could, and they found something... a possible reset switch... something started in your time, finished in mine... a last resort.
- Diğer düğme aşağıda kasanın yanında.
Like a sub. And the other switch is down there by the vault.
- Ama o düğmeye basan kişi...
But whoever throws that switch...
Her neyse bu, açıp kapama düğmesi yok ki.
Whatever this is, it doesn't have an on and off switch.
Bunun yerin 911'i aramak isteyen olursa biz de kurşun zehrini devreye sokarız.
If any of you decide to call 911 instead, Well, then we switch to lead poisoning.
Sanki kafasında şalterler atmış gibiydi.
It was like a switch had been flipped in him.
Eyalet polisi, sanki direksiyonda o varmış gibi yanındakiyle yer değiştirmeye çalıştığını söyledi.
Staties say he was trying to switch seats with the passenger, make it look like he was driving.
- Sana cidden "kapatma düğmesi" lazım.
You seriously need an "off" switch.
Ne yapacaksın, genetik kimliklerini değiştirecek misin?
What are you going to do, switch their genetic IDs?
Birinin beni yeniden çalıştıramayacağından tam olarak emin olamazsın.
You can't be completely sure that someone can't switch me on again.
Değişiklik yaptık.
We just made the switch.
Elektrik şoku düğmesine geçersen sevinirim.
I'd appreciate you manning the shock switch.
Ama kendime zarar verdirtmeye kalkarsa bas sadece düğmeye.
But only hit the switch if he makes me hurt myself.
Dur, düğmeye basacağım.
Stop. I'm gonna hit the switch.
İşler sarpa sararsa şuna basacağım.
If things go bad, I hit this switch.
Anında değiştirmene ihtiyacım var.
I need you to switch immediately.
- Değiştirmemi ister misin?
Want me to switch away?
Alan tanığa değiştir.
Alan, switch to the witness.
Neden ışıkları için bir düğme yok burada? Bazen benden nefret ettiğini düşünüyorum Luke.
Why is there no light switch?
Yatağın altında ve dolapta canavar var diye ışıkları açık bırakırlar. O halde burada neden hiç lamba anahtarı yok?
Monsters under the bed, in the closets, so they keep the lights on, but why no light switch at all?
Her makinenin kapatma tuşu vardır.
Every machine has an off switch.
Şalterleri attıracağım... yakalayıp Hepsini yola getireceğim
♪ I want to flip the switch ♪ ♪ I want to capture all these guys ♪ How lame.
Şalterleri attıracağım
♪ I wanna flip the switch ♪
Şalterleri attıracağım
♪ I want to flip the switch ♪
Yer değiştirmemiz gerek. Böylece ödül avcısı gibi seni içeri sokabilirim.
Gotta switch places with you if I'm gonna pass you off as a bounty.
Tekrar başlatma düğmesi?
A reset switch?
Sonra gelip sana yardım ederim.
If you would like to switch, I will help you.
- Üzerinde tek bir anahtar var, değil mi?
There's just the single switch on it, right?
Toplumun büyük yeniden başlatma butonu.
Society's great reset switch.
Neden hiç lamba anahtarı yok?
A taskmaster. Why is there no light switch?
Kahretsin!
Gotta switch places with you if I'm gonna pass you off as a bounty.