Sıkma canını traduction Anglais
729 traduction parallèle
Sıkma canını!
Don't bother!
Yo, sıkma canını.
GEORGE : No, don't bother.
- Sıkma canını, Wesley.
Don't let it bother you so, Wesley.
Sıkma canını.
Don't be upset.
Sen sıkma canını.
Don't let it bother you.
Sıkma canını, Marjorie.
Don't get bitter, Marjorie.
Sıkma canını.
Don't take it so hard.
- Sıkma canını, bu hiçbir şeyi değiştirmez.
It won't change a thing.
Sıkma canını.
Don't bother
- Sıkma canını.
- Don't bother.
- Sıkma canını kimse mükemmel değildir.
- Well, nobody's perfect.
- Sıkma canını.
- Never mind.
Sıkma canını, gel burada ateşin yanında biraz ısın.
Keep yourself nice and warm here by the fire.
Sıkma canını, Tom.
Don't be a square, Tom.
Canını sıkma, hâlâ ağzını burnunu dağıtırım.
Don't worry, I'll still kick your ass.
İşler kötü gittiğinde canını sıkma
Don't let it bother you When things go wrong
Hiçbir zaman canını sıkma
Don't let it bother you If now and then
Gökyüzü griyse canını sıkma
Don't let it bother you If skies are gray
Canını sıkma.
Don't let it bother you.
Sen canını sıkma.
You don't need to bother.
Benim yüzümden canını sıkma.
Don't bother about me.
Daha hızlı koşuyorsun diye canını sıkma.
Just because you can run faster, you don't gotta eat yourself.
- Canını sıkma niyetinde olduğumu sanma Bay Castle.
- Don't think I'll annoy you with my intentions, Mr. Castle.
Onunla canını sıkma.
Don't bother about him.
- Hiç canını sıkma.
- Don't let it worry you.
Lütfen canını sıkma, hayatım.
Please don't look so upset.
Lütfen canını sıkma.
Please don't bother.
Canını sıkma!
Don't bother!
Bunlarla canını sıkma.
Don't let that worry you.
İyi geceler. Parayı verdiğinde bu mesele tamamiyle kapanacak. Ayrıca canını sıkma.
Good night, and don't fret.
- İyi, canını sıkma. - Sıkmıyorum.
- Well, don't bother.
Artık bu konu için Jody'nin canını sıkma.
Now, don't you bother about him at all.
Tatlım, sen hiçbir şeye canını sıkma.
Now, honey, don't get yourself all worked up about nothing.
benim için canını sıkma, Yüzbaşı.
Don't bother about me, Captain.
Sıkma canını.
Don't bother.
Onu sadece hastane kurallarını ihlâlden yargılayabiliriz. "İzinsiz dışarı çıkma." Resmî olarak tek bildiğimiz bu.
We can only try him for breaking hospital rules. For being AWOL - that's all we know about officially. "Officially," my eye!
- Benim sana söylediklerimle canını sıkma.
Don't bother yourself over what I think.
Bunun için canını sıkma.
Don't worry about it
İçkini bitiremedin diye hiç canını sıkma.
Don't even bother to finish that drink.
Canını sıkma.
Don't bother.
Canını sıkma canım.
Don't bother, dear.
Sen bu meseleyle canını sıkma.
Don't worry yourself about it.
O hâlde canını sıkma, devam et.
In that case, knock yourself out!
Kızım hakkında endişe ediyorum, ama o bana canını sıkma diyor.
I'm worried about her, but she tells me not to bother.
Canını sıkma.
Don't get bored.
- Kimsenin canını sıkma.
- And don't be boring! - But why am I annoying you?
Canını sıkma Bibì. O parayı pokerde benden kazanmıştın zaten. Hadi.
Comfort yourself Bibì : that was the same money you just won from me with poker.
Canını sıkma söylemesine gerek yok.
Don't bother him, he's not used to it.
Sen canını sıkma.
Don't worry about it.
- Canını sıkma.
Don't bother.
Hiç canını sıkma.
Don't let that worry you.