English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ S ] / Sıçayım

Sıçayım traduction Anglais

2,564 traduction parallèle
- Ağzına sıçayım.
- Shit.
- Hay sıçayım!
Shit.
Ağzına sıçayım.
Shit!
Sıçayım, adamım burası cidden yüksek.
Damn man, that's really high.
- Ağzına sıçayım.
Shit.
- Sıçayım.
- Fuck me.
Sıçayım, belki de garezimden dedim.
Fuck, I don't know, maybe it was out of spite.
- Sıçayım.
- Fuck.
Sıçayım.
Shit.
Hay sıçayım!
Atchoo! Shit on it! What?
Hay sıçayım!
Agh, shit on it!
Hay sıçayım!
Shit on it!
Sıçayım böyle işe!
Shit on the bloody thing!
Ben de sıçayım ama...
Yes, shit on the bloody thing.
- Sıçayım böyle işe!
Oh, bleeding hell!
Hay sıçayım!
Shit! Shit on it!
Hay sıçayım!
Oh! You shitting tit!
Hay sıçayım, sıçayım!
Ow! Shit on it! Shit on it!
Ağzına sıçayım seni orospu çocuğu!
Screw you, you son of a bitch!
- Ağzına sıçayım!
Fuck!
Hay sıçayım!
Shit!
Sıçayım, şimdi de ben ağılıyorum.
Holy crap, now I'm crying.
Sıçayım.
Crap.
Sıçayım deme.
Don't say crap.
Hay sıçayım.
Oh, crapballs.
Şansıma sıçayım!
Fuck me!
Hay ağzıma sıçayım.
Oh, fuck me.
Ağzına sıçayım!
Shit! Shit.
Hay sıçayım!
Yeah.
Ağzına sıçayım!
Shit.
Sıçayım ya.
Oh, bollocks.
Hay sıçayım be Francis.
Shit, Francis.
- Ağzına sıçayım.
No shit.
Sıçayım ya!
Uh... goddamn it!
Ağzına sıçayım.
Shit.
Çay alır mısın?
Cup of tea?
Çay poşetini sıvımıza yerleştirdiğimiz zaman, bitkinin içerdiklerini dışarı çıkarttığınızı görebilirsiniz. tüm çeşniler çözeltinize karışır, ve bu göktaşına yaptığımız şeyin aynısı.
When we place the tea bag into our liquid, you can see that you're extracting out all the herbs and all the flavors into your solution, and this is what we're doing with our meteorite.
Hangisi daha büyük bir Henrietta Lange efsanesi bilmem. Egzotik çay takıntısı mı yoksa kadehlerce tek malt içebilmesi mi?
I don't know which is the greater Henrietta Lange legend, her obsession with exotic teas or her capacity for single malts.
Charlie, Çay Partisi'nin kuruluşunu, aynı öğrencileri anladığım gibi anlıyorum.
It's an applause line, and he's going to win his primary by double digits. Charlie, I understood the Tea Party in the beginning, just like I understood the SDS.
Mike, bize neden Çay Partisi hareketine katıldığını anlatır mısın?
Mike, tell us why you became involved with the Tea Party movement.
Lipton çayımız var.
We have Lipton's.
Çay yapar mısın bize.
We will be requiring tea.
- Çay yapar mısın bize.
We'll be requiring tea.
Eminim ki bilinçaltım bu işi çoktan çözmüş, ayaklarını masaya dayayıp çayını içiyordur.
I'm sure my subconscious has already worked this out and has it's feet up with a cup of tea.
Sormam lazım bunu, çayın içinde ne var?
I got to ask. What's with the tea?
Orası çayımı içtiğim ve gazetemi okuduğum yer.Bu benim rutin'im.
That's where I have my tea and the paper. It's my routine.
çayını getirdim. bir tane de buz attım, yani ne sıcak ne de soğuk dökmene yada fırlatmana karşı bir önlem.
Put an ice cube in there so it's not so hot, in case you spill it or it gets thrown.
Pekâlâ, arabanda kız çocukları için yapılmış çay takımı ve pofuduk tavşan oyuncağı vardı yani bir kızın olduğunu farz ediyorum.
Okay, you had a little girl's tea set in your car and a stuffed rabbit toy, so I'm thinking you have a daughter you love.
Çay alır mısınız?
WOULD YOU LIKE SOME TEA?
Çayım nerde?
Where's my tea?
Acaba çay alır mısın?
Would you like some tea?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]