Taciz traduction Anglais
4,190 traduction parallèle
Ama beni aramaya taciz etmeye devam ettiler.
But they kept calling
Ve arkadaşımı da ele verene kadar arayıp taciz ettiler.
and harassing and calling and harassing my friend, until eventually he caved in.
Geçen gece taciz edildiğinizi söylediniz. Bu yüzden onlara ders vermek istedim.
Last night you said you've been harassed, that's why I came to teach them a lesson.
Otelinizin yabancılar tarafından küçük Vietnamlı çocukları taciz etmek için kullanıldığını bilmenizi ve bir şeyler yapmanızı istiyorum.
I want you to do something about the fact that your hotel is being used by foreigners to abuse Vietnamese children.
Gardiyanlar seni taciz etmez.
Guards don't harass you. No rapes.
Sen bir şey yapmamayı seçtin, ve eğer bir daha benimle konuşmaya çalışırsan seni ve onları polise şikayet edeceğim, cinsel taciz olarak.
You chose to do nothing and if you speak to me ever again, I will report you, all of you, for assault.
Pinpon makinesine cinsel taciz mi? Oldu şimdi.
- Sexual assault on a pinball machine?
Weevil okul partisinden ayrıldı, ateşli karısını ve en değerli varlığını evde bıraktı. Bununla beraber gömlek ve pantolon giyip 10 yıl önce bıraktığı motosiklet tayfasıyla buluştu. Ve Güney Kaliforniya'nın zengin, boşanmış kadınını taciz etti.
Weevil left the reunion, dropped off his foxy wife and his "most changed" trophy and, still wearing his dress shirt and slacks, teamed up with the motorcycle gang he left a decade ago to harass the richest divorcée in Southern California?
Lütfen anlamaya çalışın, bu konuyu sizi rahatsız etmek veya taciz etmek için dile getirmedim.
Please understand, I raise this issue not to disturb or harass you.
Onlardan biri de taciz yüzünden New Orleans'a gelen genç bir erkek.
One of them turned out to be a young man who just showed up for solicitation in New Orleans.
Taciz yüzünden cezalısın.
You're being punished for groping.
Bu amca... fiziksel olarak beni taciz ediyordu...
This uncle... He was physically abusing me...
Görünüşe göre onları tehdit etmeye ve taciz etmeye teşebbüs edenlere karşı görünmez sınırları var.
They've apparently got an invisible boundary beyond Which folks who venture get harassed, threatened.
691 00 : 35 : 52,720 - - 00 : 35 : 54,399 Ve Tucker'ın beni sürekli Jesse konusunda taciz etmesinden bıktım.
I just want to go back to yeshiva and be with my friends, and I am sick and tired of Tucker always teasing me about Jesse.
İşyerinde Sarah'yı taciz eden biriyle karşılaştım.
I ran into someone who's been harassing Sarah at work.
Bloom'lar bir yıllık maaşları kadar tazminat ve senin bunu kabul etmen şartıyla hem cinsel taciz, hem de saldırı suçlamalarından vazgeçmeyi kabul ettiler.
The Blooms are willing to drop both the sexual harassment and public-battery charges as long as we give her a year's paid salary and you agree to this.
Görünüşe göre, bu bir cinsel taciz kursu.
Ostensibly, it's a sexual harassment workshop.
"Taciz Şikâyetleri," "Tehlikeli Atık Tasdikleri,"
"Harassment Reports," "Hazardous Waste Citations,"
Çocuklara işkence ediyorsun ve küçük kızımı taciz ettin.
You are a torturer of children, and you abused my little girl!
Sen taciz eder, yağmalar ve senin olanı alırsın.
You rape and you pillage and you take what's yours.
Tamam, tabi ki, tabi ki onu taciz edemezsin.
Okay, obviously... obviously don't rape her.
- İnsanları taciz etme.
- Don't rape people.
Hiçbir taciz veya baskı belirtisi olmadığından emin ol.
Make sure there are no signs of abuse or coercion.
Sözlü taciz, cana kasıt olmadığı sürece nefs-i müdafaa protokolünü uygulamamıza müsaade etmiyor Şerif.
A verbal taunt does not fulfill the protocol for self-defense, Sheriff, only a life-threatening act.
Tamam, bakın ne diyeceğim, bunu alabilirsiniz, çünkü bu bir taciz.
Okay, you know what, you can take this, because this is harassment.
Hayır, elle taciz hiç olmayacak ve bu durum kesinlikle içten içe seni yiyecek çünkü üzerine eğileceğini bileceksin ve göğüsleriyle alay edip sana sataşacak.
No, there'll be no groping at all, and that will absolutely kill you from the inside, because she'll lean over you, knowing, and she'll taunt you with her breasts.
Beğeniden usanmış ve taciz hastalığına bulanmış hâldeyim.
He said, I have been cloyed with applause and sickened with abuse.
Ama bir daha asla bu genç adamın taciz edildiğini duymak istemiyorum.
But I do not want to hear anything further about this young man being harassed.
Teşhirciler, taciz-tecavüzden hüküm giymişler.
Flashers. Sex-cases.
! Sana taciz davası
I. I will file a harassment case against you
Cinsel taciz.
Sexual harassment.
Asistanımı taciz etmekle meşguldün.
You were busy sexually harassing my assistant.
Neyse, Rath'in cinsel taciz davaları bir çuval olmuştur o nasıl davranması gerektiğini öğrendi.
Anyway, Rath has been through a bunch of sexual harassment lawsuits, so he's pretty much learned to behave himself.
Görevden atılma, cinsel taciz?
Dismissal, sexual harassment?
Ya 25 yıl önce Miller başka çocukları da taciz ettiyse?
What if Miller molested other boys 25 years ago?
Amerikan bayrağı gibi giyinmiş bir palyaço Turtle Göleti'nde Derrick'i yakalayıp kayalıkların arkasında taciz etmiş.
Derrick says a clown dressed like an American flag grabbed him at Turtle pond and molested him behind the big rocks.
Seni de taciz etti mi?
Did he molest you, too?
Peki ben de herkese beni taciz ettiğini söylerim.
Well, I'll tell everyone you tried to touch me.
Kendimi hiç bu kadar taciz edilmiş hissetmemiştim.
I've never felt so violated.
Plettinckx'in küçük çocukları alıkoyup taciz ettiği herhangi bir video gördün mü veya sen böyle bir video çektin mi?
Did you ever see or make a video in which a little boy... in which a little boy abducted by Plettinckx was abused?
Daha önce bu tür taciz olayları olmuş mu araştıralım.
We need to check if there is any history of abuse.
Buna "taciz" diyorlar.
They call it harassment.
Bir taciz etmeyin.
They are discreet. They do not bother anyone.
Ailemiz zaten polis tarafından taciz ediliyor komşumuzun kızı tarafından yapılmasına gerek yok.
Our family's already being harassed by the police, we don't need it from the girl next door, too.
- Dostum, beni taciz ediyor.
- Dude, he's been harassing me.
- Eminim, ilk taciz ettiği ben değilimdir.
- I can't be the first he's done this to.
Hiç dayak ya da taciz olmadı.
Not much in the way of beatings or abuse.
Ah, o cinsel taciz semineriydi.
Uh, that was a sexual harassment seminar.
Basın son iki gündür bizi taciz ediyor.
The press have been harassing us the past two days.
Evime gelip beni taciz edip gözümü korkutacağımı sanıyorsanız size karşı resmi bir şikayet raporu dolduracağım.
And if you think that you can intimidate me, harass me like this in my own home, I will file a formal complaint.
-... taciz etmeye başladınız o...
- Fred, calm down.