Tag traduction Anglais

Belki ben de sizinle gelebilirim.

- Maybe I can tag along.

İkiniz de yüklenin, iki tane çekin.

There's two of you? Tag-team that bitch and make two of them.

Peşime takılmak istiyorsan, Emirlerime uymalısın.

You wanna tag along, you gotta follow my orders. You got it?

Sakıncası yoksa ben de peşinize takılabilir miyim?

If you don't mind, can I tag along?

Peşinize takılmak için yalvarttın beni.

And made me beg to tag along.

Sağ tarafını korumazsan darbeyi indiririm.

Drop your right and I'll tag you.

Big Brother isimliğini görebiliyor.

Big Brother can see your name tag.

Poşete koyup etiketle.

Bag it and tag it.

Bunun bir bedeli olacaktır.

That comes with a price tag.

Bunun bedeli ise daha ağırdır.

It comes with a much bigger price tag.

İsimlik takan koca bir adam olduğun için üzgünüm.

Sorry you're a grown man who wears a name tag.

Bir kaç ayak takımının devrimine katılmak da olamaz.

And neither is joining some rag-tag revolution.

Yaka kartında "Corina" yazıyor, fakat gözleri "Al beni Carl" diyor.

Her name tag said, "Corina," but her eyes said, "Take me, Señor Carl."

Evet, bu bir fiyat etiketi.

Yeah, it's a price tag.

Sonya, etiketi değiştiriyorum.

Sonya, I'm moving the tag.

Kulağını işaretleyip göç yollarını mı izlemek istiyorsun?

You want to tag its ear and follow its migration patterns?

Yukarıdaki, kesekâğıdını takıp işi bitirmemi istiyor.

Someone up there wants me to bag it and tag it.

Pegasus sadece yüksek hacimli ve pahalı ameliyatlarla ilgileniyormuş.

Pegasus is only interested in high-volume, high-price-tag procedures.

Yüksek hacimli, yüksek fiyatlı. Pegasus fazlalıklardan kurtulduğu için ben de aynısını yapıyorum.

High-volume, high-price-tag,'cause when Pegasus trims the fat, so do I.

Evet, eski, isim etiketi hilesinden. Annem de yapar.

Yes, the old clocking of the name tag trick.

Bana bir köpek tasması alıp künyesine bilgilerimi yazdılar.

Well, they got me a dog collar and they put all my information on the tag.

Bulmuşsun, şu arkamdaki etiketi kesebilir misin?

Oh, good. Um, can you cut this tag off?

Evet, bunlar etiket, kimlik şifreleriniz gibi. Bu şekilde farklı olduğunuzu anlıyorlar. Tamam.

Yes, this is, an encrypted ID tag, it's how they tell you apart.

Bu sonuçların hiçbiri kimlik etkiketleriyle eşleşmiyor.

None of these results match the ID tag.

324b21.

It's your ID tag.

Özellikle de yeşil yakalı.

Especially a Green Tag.

Benim künye numaram!

His tag number!

Ön plakası yok.

No front tag.

Etikete göre bu, sensin.

Tag, you're it.

Özgürlüğe bir fiyat koyamaz mısın?

Can't you put a price tag on freedom?

Yani tabii koyamazsın.

I mean, you can't put a price tag on freedom.

Künyesine göre, olabilir.

Uh, he can, according to his name tag. Oh!

Peşinden gidiyoruz.

Tag, we're it.

Şu Akademi yemeği olayında Hallie ve benimle birlikte takılmak istiyormuş.

- Yeah, she, uh... this whole Academy dinner thing, she wanted to tag along with me and Hallie.

Bizi etiketleseler iyi olur.

They better tag us, then.

Veyron serisinin en sonuncusu, polikarbon tavanlı, öncekilerden daha fazla güçlü, ve 2 milyon dolarlık fiyat etiketli.

It's the latest in a long line of Veyrons, with a polycarbonate roof, more horsepower than ever before, and a price tag of over $ 2 million.

İşareti tanıdın mı?

Recognize the tag?

Karl, guten tag.

Karl, guten tag.

"Ben de gelemez miyim?"

Can I tag along?

Ben de gelemez miyim?

Can I tag along?

Hâlâ güvenlik etiketleri üzerinde mi?

Still had the security tag on them?

Belki de sen ve delikanlı takım olabilirsiniz.

Perhaps you and the lad could tag-team up.

Hindi gününü dönüşümlü olarak idare ediyorduk.

This tag team turkey day became our routine.

Haiti'den gelen kardeşlerim. Onlara laser tag öğreteceğim, değil mi çocuklar?

They're my little brothers from Haiti, and I'm about to go school'em in some laser tag.

Sloganı... Arkadaşlarını yakınında, düşmanlarınıysa yatağında tuttu.

The tag line was, keep your friends close and your enemies in bed.

Birisi içeriğiyle oynarsa ve bu etiketten önce kaydedilen görüntüler ile canlı görüntünün yerini değiştirirse mümkün olabilir.

The only way that it's possible is if someone tampered with the feed and replaced the live image with footage that was recorded before that tag was made.

- Dahil olmamı ister misin?

Would you like me to tag in?

Ev devletinmiş.

The house has a government tag.

Fiyatına bak.

Ooh, look at that price tag.

Sen bana bırakırsın.

You could tag out.

Evet, ama ben senin etiket numaranı biliyorum.

- Yes, but I know your tag number.