English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ T ] / Tagged

Tagged traduction Anglais

722 traduction parallèle
Erik, ağa etiketli somon takıldı. Üç tane.
Erik, there was some tagged salmon in the catch, three of them.
Beni ne zaman istesen hep yanında oldum
Whenever you wanted me I tagged along
Beni ne zaman istersen hep yanında olacağım
Whenever you wanted me I tagged along
İkincisi, üç yıl komutanlıktan sonra "resmi" bir iş yapmak istemiyorum.
Second, after bossing men around for three years, I'd like to stay away from any job that has "official" tagged to it.
Bu nedenle 49.50 dolarlık pudralığı çaldın.
So you stole a compact tagged $ 49.50.
Çocuklarına köpek ismi koyan başka birilerine rastladın mı?
Did you ever hear so many dog's names tagged on to children?
Devletiniz her şeyi kategorize etmiş, endekslemiş, etiketlemiş.
Your state has everything categorized, indexed, tagged.
Görevliyiz bir süreliğine.
We got tagged. Period.
İlk rauntta herkes vurulabilir.
Anyone can get tagged in the first round.
Başta, Sally beni yanında taşıdı sonra da peşine takıldım. Ben yeterince büyüyüp ikimiz birlikte gidene kadar.
At first, Sally carried me... and then I tagged along... until I got old enough... and we went together.
Kimliği saptanabilir olanlar etiketlenecekler.
Those that are identifiable... will be tagged.
Kişisel eşyalar etiketlenip, bir memura verilecek.
Their personal effects will be tagged and given to an officer.
Onun kumar oynadığı kişiydi. Yalnız takılırdı.
She's the one who gambles, he just tagged along.
Müthiş bir kroşe.
Oh, he tagged the champ!
Şampiyon zorluyor cidden.
A hard right. The champion really tagged him.
Korsanlardan korunmak için, 1 71 5 donanmasının peşine takılmış.
It tagged along with the 1715 fleet for protection from pirates.
Buraya babalarının peşine takılıp gelmişler, sırf itaatsizliklerini göstermek için, ve botlarına kadar uzanan yeşil elbiseler giymişler!
They tagged after their father here, just to make a show of disobedience, and they put on those green dresses to boot!
Elim sende!
I tagged you!
Şampiyon çok iyi vurdu.
Apollo, the champion, really tagged him.
Balboa darbe aldı.
Balboa's tagged.
Ray Brenner ile ilk tanıştığımda özel kuvvetlere katılalı 2 hafta olmamıştı.
[Hannibal Narrating] The first time I tagged up with Ray Brenner... he couldn " t have been more than two weeks out of Special Forces training.
Sıradaki egzersizin amacı Wilkes'e yakalanmadan buradan, köprüye ulaşmak.
The object of the next exercise- - Get from here to the bridge without being tagged by Wilkes.
Künyelenip Everglades'e salınacak.
He's gonna be tagged and released in the Everglades.
Babam öğretim için, Londra'ya gidince bende arkasından gittim.
So when my father went to London to teach, I tagged along.
Biri Sally Turbino'yu mıhlamış.
Somebody tagged Sally Turbino this afternoon.
İşaretlendim.
i got tagged.
Az önce yumruk yedim.
I just got tagged. Ouch.
Ama işaretlendiler.
But they're tagged.
Herşeyi tekrar etiketledim.
i re-tagged everything.
Bu arada, önce resmi olarak elden geçmelisin.
By the way, these aren't official until they're tagged.
Anlamadım.
Tagged?
Yani, "elden geçmek", böyle işte. "Elden geçmek."
You know, tagged, like "tagged," you know?
Tam olarak kaç tane fişledin?
How many have you tagged, exactly?
O malzeme daha etiketlenmeden alınıp götürüldü.
They scooped that stuff out of here before it even got tagged.
O kadar keder dolusunuz ki, halkın ömür boyu mızmızlanıyor.
You so much grief bagged and tagged that your people moan all their lives.
O kirmizi isareti görürsem hiç de sasirmiycam.
I wouldn't be surprised if they red-tagged me already.
Koşucuya takıldı.
He tagged the runner.
Ona burada takıldı.
He tagged him here.
Çünkü aşk hayatım tamamen karıştı.
Because my love life just tagged DOA.
Hepsi vahşi bir şekilde öldürüldü.
Fuckin'tagged-on-the-toe dead.
Ama eğer üyelik fişlenmiş birini - komünist olarak fişlenmiş - seçerse ve bizim kurumumuza karşı bir delil yoksa, ve onu bana okumana gerek yok, yazılmasında yardımcı olmuştum, onu seçilmiş pozisyonundan indirme hakkımız olmaz.
But if the membership saw fit to elect a man who had been tagged - tagged, mind you, as a Communist - and no proof was presented under our constitution, and you don't have to read it to me because I helped write the article, we would be not allowed to discharge him from his elected position.
Beni onların fişlendiği sınıfa koyma.
Don't put me in their class that they're tagged.
Ama benim Komünist Parti'sine karıştığıma, yahut bir parçası olduğuma dair bütün lekelemelerin silinmesini ve benim hiç bir şekilde böyle bir bağlantım olmadığının açıklanmasını istiyorum.
In a class that they're tagged, I said. But I want to have, if you will, sir, the record cleared that there are no aspersions made in any way that I am associated with or controlled or any part of the Communist party.
Ceza yiyeceksin.
You're going to get tagged.
Lanet olsun, Orange vurulmuş!
Shit. Orange got tagged?
Ben birkaç polis geberttim.
I tagged a couple of cops.
Ben Batı Virjinya daki her otobüs durağı ve köprüyü etiketlerdim.
I'd have tagged every bus and bridge in Wheeling, West Virginia.
Bay Andrew Marsh, bağlanmış ve avlanmış.
Mr. Andrew Marsh, bagged and tagged.
Çantalanmış, İşaretlenmiş, incelenmiş, hepsi buradaydı.
Bagged, tagged, processed, right here.
Biraz dinlen, kardeşim!
Billy! BILLY : You're tagged, bro!
Silahları kanıt odasından aldık ve işimiz bittiğinde yerine koyduk. Ve silahlar biz işimizi yapmadan önce el konulup fişlendiği için onları kontrol etme ihtimalleri yok.
And since they're impounded and tagged before we do our jobs, there's no way to check'em.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]