Taksi traduction Anglais
9,107 traduction parallèle
Sana taksi çağırayım mı?
Should I call you a cab?
Taksi yok, metro yok, stres yok. Sessiz sokaklar ve vahşi hayat var.
There's no cabs, no subways, no stress, quiet streets and actual wildlife.
Bu muhitte özellikle öyle görünürken ve kokarken bir taksi bulmada sana iyi şanslar.
Good luck finding one in this neighborhood, especially looking and smelling like you do.
Taksi şoförü arıyor ve telefonunu bulduğunu söylüyor ben de genelde kaldığın oteli arıyorum ama orada değilsin.
The cab driver calls and says he found your phone, so I call the hotel you usually stay at, and you're not there.
Evet, taksi için de para verir, vaktini ayırdığın için de...
Yeah, he'll pay for your cab out there and back, and your time.
- Taksi çağırırım.
I'll call a car.
O taksi şoförü sen misin?
You the cab driver?
Bisiklet taksi şirketi mi kuruyorsun?
Are you starting a pedicab company?
Bak, hadi bir taksi tutalım.
Look, let's just get a cab.
Bir saati içinde yeni bir taksi yollayacaklarmış.
Dispatch is sending a cab in an hour.
biz... küçük bir taksi...
We... have a little cab...
- Taksi.
- Cab.
Bir taksi çağırıp, uçağa atlayıp, eve gitmeni istiyorum.
I want you to call a cab, get on a plane, go home.
Taksi durduruyorum.
I'm hailing a cab.
Şimdi seni çevirelim ve bi'taksi çağıralım.
Uh, now let's turn you around and get you in a cab. How'bout...
Ayrıca taksi şoförünün duyduğuna göre eskiden orada yaşadığını söylemişsin.
Oh, the cab driver overheard you say you used to live there.
Taksi lambanı yakarsan erkekler senin aktif olduğunu anlar.
Turn your taxi light on, so guys know you're available.
Taksi Gabi sürüş için hazır.
Taxi Gabi's ready fo'a ride.
"Gabi, tekrar aramıza dön". "Gabi, taksi ol".
"Gabi, get back out there". "Gabi, be a taxi".
Evet, taksi, okul otobüsü değil.
Yeah, a taxi, not a school bus.
Taksi lambanı açmalısın, bebeğim!
You've got to turn your taxi light on, baby!
Neden istasyondan taksi çağırmadık ki?
Oh, why on earth didn't we get a taxi from the station?
Eve kesinlikle taksi çağırıyoruz.
Well, we'll get a taxi home - that's for sure.
- Hizmetli ya da taksi sürücüsü olarak.
As servants and taxi drivers.
Hadi, taksi tutacağım.
Come on, we're taking a cab.
Şehir merkezine, Turlington'a gitmek için nereden taksi bulabilirim?
Do you know where I might get a cab to the Turlington, downtown?
L.A.'da bulamayacağın iki şey vardır Ulusal Lige çıkmış bir Amerikan futbolu takımı ve taksi.
Two things you won't find in L.A... an NFL football team and cabs.
Jake sana taksi çağıracağım.
Jake, we're calling you an uber.
Evet, efendim içtik ama arkadaşımız bize taksi çağırmaya gitti ve...
Well, yes, sir, we have, but our friend went to go call us a car, so...
Baba sana bir taksi çağırayım.
I'll call you a taxi, Dad.
Taksi!
Taxi!
Evet, bize taksi çağırmayı deneyebilirsin.
Yeah, you try getting us a cab.
Okyanus manzaralı oda olsun sabah ilk iş olarak da istasyona taksi ile götür.
A room with an ocean view and a cab to the station first thing.
Hayır, bir daha arabaya ihtiyacın olursa taksi çağır.
No, I'm telling you the next time you need a ride, call a cab.
- Çoktan sana taksi çağırdım.
I've already called you a cab.
Taksi!
Taxi! Taxi!
- Taksi metreyi çalıştırıyor, hepsi bu.
- He's running the meter, that's all.
"Hey, Moz," bir metro uğultusunda onun kükremesini duyuyorum ya da bir taksi kornasında onun kahkahasını.
"Hey, Moz," in the roar of a subway going by or his laugh in a taxi horn.
Ne oldu? Taksi tutarim.
What has happened?
Sen taksi tut.
Get a cab.
Taksi şöförü bile güvenliği nasıl etkisiz hale getirebileceğini biliyor. Roket bilimi değil.
Even a cab driver can figure out how to incapacitate a guard.
Sanırım ülkemizde taksi şoförlüğü yaparken çok şey öğreniyorsun.
I suppose you learn a lot about our country driving a cab.
DJ, sana bir taksi çağıralım, güzel konforlu bir otel bulalım. Ne dersin? Hayır!
DJ, my man, what do you say we call you a cab, get you in a nice, comfy hotel... no!
Babası taksi şoförü, annesi ise çamaşırhanede çalışıyor.
His father drives a cab, and mother works at a laundromat.
Taksi falan çağırabilirim.
I can call you a cab or something.
Taksi sürmüyorsan tabii.
Unless you're driving a taxi.
Santa Fe'de bir zenciyi alacak taksi bulmakta zorlandım.
I had trouble finding a taxi in Santa Fe that would pick up a negro.
Mavi Su Taksi sevkiyatı ile ilgili.
Blue Water Taxi dispatch.
Bir soğutucu aldın ve sonra taksi durağına götürüp bıraktın.
I saw you pick up the cooler and drop it off at the taxi.
Polisler geldiğinde, taksi durağında çalışıyormuşsun gibi davran.
When the cops show, just act like you're working at a taxi dispatch.
Taksi!
taxi!