Tanklar traduction Anglais
1,519 traduction parallèle
- Narkoz tankları sızıntı mı yapıyor?
- Are the nitrous tanks leaking again?
O diyor ki, yakında tanklarımız ve kordonlu şapkalarımız olacak ve bize Halkın Ordusu diyecekler!
He says we'll have tanks soon, and caps with braid, and we'll be called the People's Army!
Tanklar.
The tanks.
Burda geri çekilen düşman tankları war..... çevreyi tara 2-4-9er-8.
We got enemy tangos retreating..... vicinity grid 2-4-9er-8.
Liberty-6, düşman tankları war..... 7-6 hattından geri çekiliyoruz...
Liberty-6, we got enemy tanks..... retreating grid 7-6...
- PateIIa, bu bizim tanklarımızdan mı?
- patella, that one of our tanks?
Liberty-6, Bizim alanımızda düşman tankları war.
Liberty-6, we got enemy tanks on our flank.
Düşman tankları delta hattında.
Enemy tangos at phase line delta.
PateIIa, bu bizim tanklarımızdan biri miydi?
PateIIa, was that one of our tanks?
( BoyIar ) Bizim tarafımızda düşman tankları war.
( BoyIar ) We got enemy tanks on ourflank.
AI Bathra'daki tanklarımız arasındaki bütün iletişimin bir kasedi war.
There's a tape of all communications between our tanks that night in AI Bathra.
Düşman tankları!
Enemy tangos!
Bizim hattımızda düşman tankları.
Enemy tanks in ourlines.
Düşman tankları delta hattında...
Enemy tangos atphase line delta...
Düşman tankları bizim tarafımızda.
Enemy tanks on ourflank.
( Serling ) Patella, bu bizim tanklarımızdan biri miydi?
( Serling ) Patella, was that one ofour tanks?
Bütün Sabre elemanları, bütün tankları durdurun, ışıklarınızı yakın!
All Sabre elements, stop all tanks, turn on yourlights.
Tekrar ediyorum, bütün tankları durdurun ve ışıklarınızı yakın.
I say again, stop all tanks and turn on your lights.
O gece, uh, 25 Şubat..... hatlarımızda düşman tankları wardı.
That night, uh, 25 February..... there were enemy tanks in our lines.
Tanklar efendim!
Tanks, Sir!
Demokrasi öldükten sonra tanklar ve kurşunlar hüküm sürdü
The tank and bullet ruled As democracy died
Tanklar ha?
Tanks, huh?
Babamın oksijen tankları.
Oh... Dad's oxygen tanks.
Amacımız, onların plazma soğutma tanklarından birini patlatmak olmalı.
I believe our goal should be to puncture one of the plasma coolant tanks.
"Bilinen görüntüler..." "... tankların üzerinde kızlar, sokaklarda öpüşen ve dans eden insanlar... "
We know the pictures - girls on tanks, people kissing and dancing in the street...
Sanırım o kişi kazara yakıt tanklarından birini boşaltmış olabilir.
I think the person might have emptied one of the fuel tanks.
Ana yakıt tanklarının yedeğidir diye tahmin ediyorum.
I'd imagine it's a basic back-up to the main fuel tanks.
Tankları denize boşaltmak konusunda şirketle hiç aynı fikirde değildim.
I never agreed with the company... about flushing our tanks at sea.
Bu görüntüde Lexo elbisesi otomatik tankların ağır saldırılarına karşı duruyor ve aynı şekilde onlara karşılık veriyor.
As seen in this footage against these automated tanks the Lexo suit stands up to heavy punishment and returns it in kind.
Tankları uçuruyorlar!
Blasting the tanks!
Tankları havaya uçuruyorlar!
Tanks blown sky high!
Ne diye tanklarını sınıra gönderiyor ki?
Why the hell is he sending tanks to the border?
Soğutma tankları olmalı.
Must be the cooling tanks.
- Bay Justin, tankları hazırlayın.
- Justin, get those tanks prepped.
Diğer mürettebatla yer çekimi tanklarına gidin. İşimiz neredeyse bitti.
Doctor, if you'll just follow the rest of the crew to the grav tanks, we're almost underway.
280 litre oksijenim kaldı var. Oksijen tankları bozuldu.
We've got 218 liters of gas left, sir, and then we've got nothing.
Hava tanklarında buluşalım.
- We'll meet at the air tanks.
Oksijen tankları patladığında dördümüz kurtarma gemisine ulaştık ama yangın başladığında Corrick hala güvertedeydi.
When the O2 tanks ruptured, four of us made it to the lifeboat. But Corrick was still on board the Goliath when the fire broke out.
Sana tüm o tankları satmıştı.
He sold you all those tanks.
- Denge tankları ne durumda, pompacı? - İyi.
Ballast in order, Pumps?
Denge tanklarını doldurun.
Blow the ballast tanks.
Denge tanklarını doldur.
Blow those ballast tanks.
- Evet? Denge tanklarını doldur.
Blow all ballasts from the forward tanks.
Sokaklarda tanklar var.
There are tanks in the streets.
Oğullarımızı ve kızlarımızı öldüren Sırp misket bombalarını, Hırvat tanklarını, Müslümanların top mermilerini kimler sağladı?
'And who supplied the Serb cluster bombs,'the croatian tanks,'the Muslim artillery shells'that killed our sons and daughters?
Dikkatli ol kafanı tankların üzerinde kırma.
Don't crack your skull open on the tanks.
O tankların içinde piştim, anlıyor musun, o boktan bataklığın içinde... Ve konuşma biçimin beni sinirlendiriyor, kimliğimi mi istiyorsun?
They cooked me alive in the tanks, I rotted in the swamps... and I fought on the front lines, so you could ask for my documents?
Kuzey Afrika'da altında o tanklar yerine bir atın olsaydı vurulup eve gönderilmezdin.
If you'd had a horse under you in North Africa instead of one of them tanks you wouldn't have got shot up the way you was and sent home.
ÖSB tanklarını alalım ve...
Let's get the SCU tanks and...
67 dakika sonra Rus Uzay İstasyonu'nda Kozmonot Andropov ile buluşacaksınız. Tanklarımıza sıvı oksijen ikmali yapacak.
Now 67 minutes later, you're gonna dock with the Russian space station to meet cosmonaut Andropov who will refuel the shuttles with liquid O2.
EVA'larla gidebiliriz, ancak oksijen tankları tükenmek üzere.
Starboard cargo porthole's blown. We could go in with the EVAs, but there's not much left in the life-support packs.