Tanıdım traduction Anglais
22,078 traduction parallèle
Sizi kitabınızdan tanıdım.
I recognized you from your book.
Seçim şansı tanıdım.
I gave you a choice.
Benim tanıdığım insan saf, mavi gökyüzü gibi.
The person I know is too pure-hearted
Bu muhteşem yanıp sönen ışıkları nerede görsem tanırım.
I'd know those magnificent flashes anywhere.
Tanıdığın var mı aralarında?
Do you know any of them?
Bunu yaparsam yazımın şemalini muallağa düşürmüş olurum bu sayede yeni tanıştığı punk rock basçısının üstüne işemesine izin verdiğinde Clementine'in bakış açısına girebilirim.
Well, if I did that, then I'd be introducing a soupçon of narrative Anschauung, which would allow me to get inside Clementine's head when she allows the punk rock bassist she's just met urinate on her britches.
Kısaca telefonlar açtık, tanıdığımız herkesi aradık,... bakanı bilgilendirdik, Beyaz Saray'ı bilgilendirdik,... diğer bakanlık ve teşkilatları bilgilendirdik,... dünyayı ayağa kaldırdık, ve bu yazılımın aslında ne olduğunu,... bulmaya çalıştık.
Basically, light up the phones, call everybody we know, inform the secretary, inform the White House, inform the other departments and agencies, wake up the world, and figure out what's going on with this particular malware.
Tanıdığım herkes İran anlaşması konusunda heyecanlanmıştı.
Everyone I know is basically thrilled with the Iran deal.
Kızlar, sizi Luke Danes'le tanıştırayım.
Girls, I'd like to you meet Luke Danes.
- Tanıdığım herkesi tanıyorsun.
- Everyone I know, you know.
Keşke ben daha büyük ve olgunken tanışsaydık. Ama seni o zamanlar tanımasaydım şimdi olduğum kişi olamazdım.
That as much as I wish we'd met when I was older and more mature, if I hadn't had you with me then, I wouldn't be the person I am today.
Bayan Gilmore tanıdığım en nazik, en iyi kadın.
It's exciting. Mrs. Gilmore is so kind, the nicest woman I've ever met...
Tanığa sorunuz var mıdır?
Do we have any questions for this witness?
Birçok açıdan seni herkesten daha iyi tanıdığımı düşünüyorum.
In a lot of ways, I think I know you better than anyone.
Normalde etkilenirdim ama seninle tanıştığımdan beri çıtayı oldukça yukarı taşıdın.
I'm glad you're pleased. Normally I'd be impressed, but since I've met you, well, you've set the bar so high.
Bu tarihi tanıdın mı?
Do you recognize that date?
Onu tanıdın mı?
Do you recognize him?
- İyi fikir. Tanıdığın birileri var mı?
That would be good.
Kendimi açıkgöz bir insan sarrafı zannederdim ama seni yanlış tanıdığımı kabul etmeliyim, Libby Masters.
You know, as shrewd a judge of character as I consider myself to be, I have to admit I have seriously misjudged you, Libby Masters.
Böyle bir vuruş kavramı sana tanıdık mı geldi, Art?
Are you familiar with the concept of a stand-off, Art?
Sizi bir yerden tanıdığımı düşünüyordum.
I thought I recognized you.
Seni iyi tanıdığımızdan, Bob nişanlını derinden sevdiğini anlamak bizim için kolay.
Knowing you as we do, Bob, it's clear to us both that you deeply love your fiancée.
Duyarlılığın için minnettarım ama seni tanıdığımı sanmıyorum.
Oh, I appreciate the sentiment, but I'm not sure I do know you.
Tanıdığımız insanların hiçbiri bu riske girmez!
None of our human familiars will risk it!
Benim tanıdığım kadın bu değil.
This is not the woman I know.
Ondan daha uzun süredir tanıdığım kişi.
The person I've known even longer than that.
Tanıdığımı sanıyordum, belki de yanılmışım.
I thought I did, but maybe not.
Onu hayatım boyunca tanıdığım en iyi kızdan aldım.
I got this from finest girl I ever had.
Tanıdığım en cesur adam sensin.
You are the bravest man I know.
Tanıdık bir yerde buluşalım.
I suggest we meet on neutral ground.
Başlamak istediğin zaman söyle seni ekibinle tanıştırayım.
Just let me know when you'd like to start, and I'll introduce you to your team.
Tanıdığı herkes ile konuşuyorum.
I'm speaking to everyone that knew him.
Babamı tanıdığımı sanıyordum.
You know, I thought I knew my dad.
Tanıdığım bir adam burama dokundu.
This man who I know.. he touched me here.
Seni dostum Wayne Lowry ile tanıştırayım.
I'd like you to meet my friend, Wayne Lowry.
- Tanıdığım en iyi hacker sensin.
- You're the best hacker I know.
- Tanıdığın tek hacker benim.
- I'm the only hacker you know.
Tanıdığım herkesten daha güçlüsün.
You're stronger than anyone I know.
Tanıdığım mı?
My person?
Tanıdığım meşguldü.
My person was busy.
Eskiden tanıdığım ve sevdiğim o çiftanlamın kraliçesine ne oldu?
What happened to the queen of the double entendre that I used to know and love?
Hastalar dışında kadınlarla nadiren tanışırım.
I hardly ever met women, except as cases.
- Tanıdığımız biri mi?
Is it anyone we know?
- Tanıdığımız biri mi?
- Is it someone we know?
Bunu tanıdınız mı?
You recognize this?
Westside'da tanıdığım ünlü bir konuşma terapisti var.
I know a great speech therapist over at Westside.
- Laboratuvarda tanıdığım biri var.
I know somebody in the lab.
Dışişleri Bakanımızla tanıştığınızı varsayıyorum.
I assume you've met our foreign secretary?
Onları şimdi tanımlamam lazım.
We need to I.D. them right now.
En azından birini tanımış olurduk.
Well, I'd like to know at least one person out here.
Ben de o sabahın sonunda o ana kadar tanıdığım herkesten farklı olduğunu anladım. Eğer dikkatli olmazsam başıma bela olacağını biliyordum.
- And I knew by the end of that first morning that he wasn't like anyone I'd ever met, and that if I wasn't careful, I was gonna be in trouble.