Taşındı traduction Anglais
8,706 traduction parallèle
Sanırım işi bıraktı ve evinden taşındı.
I guess she quit her job and they moved out of their apartment.
Cesedin taşındığını mı söylüyorsun?
Are you saying that you think the body was moved?
Kendi aracından taşındığını mı düşünüyorsun? Sürücüyü görebilirsin ama kim olduğunu anlamazsın.
You think she was moved in her own vehicle? Well... [sighs] I mean, you can see a driver, but you can't see who it is.
Aslında ben taşındıklarından beri Joy'u bayağı iyi tanıdım.
Actually, I've gotten to know Joy quite well since they moved in.
Altı ay önce yanımıza taşındı.
She moved in with us six months ago.
Hem de yıllardır. Nereye taşındığını biliyor musun?
Not for years.
Yani taşındın.
So you moved on.
Ama düşündüm, düşünüp taşındıktan sonra, senin için harika bir son buldum, kardeşim.
But I think, after much deliberation, I've come up with the perfect ending for you, sis.
Hayır. Taşındı o.
No, he moved.
Andy'den boşandım ve Liberya'ya gittim... ROBERTS ULUSLARARASI HAVAALANI... ve oraya taşındım.
I got a divorce from Andy and I went to Liberia... and I moved there to stay.
Sonra annem gelip sahilde bir ev almaya karar verdi ben de o ailenin yanından annemin evine taşındım ama o yaptığım her şeye kusur buluyordu.
and she just... I could never do anything right.
Buraya yeniden taşındım.
Well, I just moved back to town.
Çok taşındım.
I moved a lot.
Sonra da cesetleri restauranta taşındı ve mağazalardaki mankenler gibi yerleştirildiler.
I think that the victims were lured to the tax office and killed, and then, their bodies were brought to the diner and set up like-like mannequins in a store display.
Geçen sene New York'a taşındı. Daireyi internetten kiraya veriyor.
He moved to New York last year, rents out the condo through an Internet service.
Sonra 1944'te tekrar Fransa'ya taşındım.
Then I moved back to France in 1944.
Londra'ya taşındım.
I ended up in London.
Buraya birkaç ay önce taşındınız, değil mi?
You moved to this area a couple of months ago, didn't you?
Doğrusu, oradan uzaklaşmak için taşındık.
He's not a friend. In fact, we moved to get away from that place.
Derek başkente taşındı.
Derek lives in DC.
Stefan Savannah'ya taşındı... ve oto tamirci oldu.
Stefan moved to Savannah and became an auto mechanic.
Çünkü bana, artık bildiğim yalanlarınla Hamptons'a taşındığın an harekete geçmişsin gibi göründü.
Because it seems to me you put those wheels in motion the moment you got to the Hamptons, with lies I'm now fully aware of.
Tüm kasaba New York şehrine taşındığın için koca bir pislik olduğunu düşünüyor.
The whole town thinks you're a giant asshole For moving to new york city.
- Batı Hollywood'a bayılırım. Neden taşındınız?
Okay, what time do they want us over for lunch?
Birçok insan bana buraya neden taşındığımızı sordu.
We packed up and here we are. And that is the official reason why we moved here.
Dostum, zaten eski karımla evlisin evime taşındın sabah parmağını neredeyse karaciğerime kadar sokacaktın.
Dude, you already married my ex-wife, you moved into my house, and earlier today you had your finger halfway to my liver.
Tek yatak odalı, tek banyolu boşanmış adam dairemden ayrılıp Diane'in evine taşındım.
I moved out of my one-bedroom, one-bath, typical divorced man's apartment, moved into Diane's place.
Nick, yani kocam öldükten sonra ev çok büyük gelmeye başladı. Ben de alt kata taşındım.
Well, after Nick, uh, my husband, died, the house just felt too big, so I moved downstairs.
8 yaşındayken Silverhöjd'e taşındın, sonra ebeveynlerin boşandı.
You moved to Silverhöjd when you were 8 years old, then your parents separated.
Öyleyse... burdaki toprakla fişekteki toprak uyuşuyor mu bir bakmam lazım eğer uyuşmazsa bu cesedin taşındığını kanıtlar.
So... I need to see if the dirt from here matches the dirt in the shell. If it doesn't, that proves that the body was moved.
Absaroka ilçesine ne zaman taşındın?
When did you move to Absaroka county?
Thorvin senin buraya taşındığını biliyor muydu?
Did Thorvin even know that you'd moved here?
Buraya ona yakın olmak için mi taşındın?
Did you move here to be closer to him?
En iyi arkadaşımdı ama taşındılar.
He was my best friend, uh, but he moved.
Gestapo * daha yeni taşındı ve... daha müstahkem * değil.
The Gestapo just moved in, and it's not as fortified as it will be.
Tel Aviv'e taşındı.
She moved to Tel Aviv.
Kale de seni arıyordum, o zaman buraya, kasabaya taşındığını öğrendim.
I checked for you at the castle, and that's when I learned that you'd moved here, to town.
Baba bize taşındı, ahbap.
Baba's moving in with us, dude. Yeah!
Otis'in ninesinin yanlarına taşındığını duydun mu?
Oh, hey, did you- - Wait, hear that Otis's grandma moved in with him?
Sangolo'ya taşındığımızda on yaşımdaydım.
I was ten years old when we moved to Sangolo.
O orospu çocuğu ben ve kardeşim buraya taşındığımızdan beri zayıf anımızı kolluyor
Son of a bitch has been gunning for me and my brother since we moved back here. He won't believe us.
Sadece başka şehre taşındı.
Well, he's... he just left town.
Bu şehre yeni taşındım ve pek arkadaşım yok.
I just moved here and don't know many people.
Buraya taşındığımdan beri kendimi çok yalnız hissediyordum.
I've felt pretty alone since moving here.
Aile planlaması için New Jersey'e taşındığımdan beri istemediğim birşey için hiç bu kadar uzağa gitmemiştim.
I haven't gone this far for something I didn't want since Planned Parenthood moved to New Jersey.
Kendi dairesine taşınmamı istedi taşındığım zaman da resmimi taşındığım zaman da resmimi bile kabul etmiyor?
She asks me to move in, and then won't even let me have my painting?
Taşındım.
I moved in.
Diğer kızlar da isimlerini değiştirip, taşındılar.
Other girls changed their names and moved away.
Dairende kiminle yaşıyorsun? Çünkü Karl taşındı, değil mi?
So who's in that flat of yours now, cos Karl's moved out, hasn't he?
Üvey ailem buraya yeni taşındı.
You never told me that you had friends in the neighborhood.
Kalbini tekrar kazanacak kadar düzenbaz ve ölümünde gülümseyecek kadar zalimsen bu ailenin ismini taşımaya layıksındır.
If you're guileful enough to win back his heart and cruel enough to smile at his killing, then I'll know you're worthy of the family name.