Thirty traduction Anglais
5,942 traduction parallèle
- Abartma abi, daha otuz olmadık.
We're not even thirty, man.
Kirli 30'ludan biri yabancı bir ülkenin lideri.
One of the dirty thirty is the leader of a foreign country.
Kirli 30'luyu avlamaya devam edeceksek, bunu daha zekice ve sessizce yapmalıyız.
If we continue hunting the dirty thirty, we have got to do it smarter, quieter.
Sadece 30 saniyen kaldı!
You've only got thirty seconds left!
Otuz dakika?
Thirty minutes?
Yarım saat kalıp gidin.
Stay here for another thirty minutes.
Başkan Seo'nun iyiliklerinden dolayı Seo Eun Gi'yi korumaları gerektiğine inanıyorlar. 30 yıldır böyle düşünen insanları ikna etmek kolay olmayacaktır.
Persuading the members who want to stay loyal to the late president by keeping Director Suh around won't be easy because they have had that mentality for thirty years.
30 saniye kaldı!
Thirty more seconds!
38?
Uh, thirty-eight?
Sadece sekiz yüz otuz bincik.
Eight hundred and thirty thousand of them, to be exact.
Otuz gün.
Thirty days.
Otuz güne kadar burası gibi on tane çocuk fabrikası için paramız olacak.
Thirty days from now we'll have enough cash to rent ten of these kid factories.
Sekiz yüz otuz bin dolar.
Eight hundred and thirty thousand bucks.
Otuz iki karton bisküvi.
Thirty-two cartons of biscuits.
30 milyon won?
Thirty million won?
30 milyon won mu?
Thirty million won?
Haksız yere kovulmuşken görevimin başına dönmeyi talep etmem için 30 günüm var.
If it's ruled that I was fired unjustly... I have thirty days to request for reinstatement, right?
Cevabına dayanarak, sanırım telefonu kapamandan önce otuz saniyem var.
By your response, I'm guessing I have about thirty seconds before you hang the phone.
30 saniye!
Thirty seconds!
Şimdi de... 45 saniye kaldı!
Next is... Thirty-five seconds left!
31 hamle sonra kaybedeceksin.
You lose in thirty-one moves.
Kızıl tepenin üstünde 30 at.
Thirty white horses on a red hill.
- Otuz saniye.
Thirty seconds.
- Otuz saniye!
Thirty seconds!
Otuz dakika içinde ana salonda genel toplantı yapılacak.
General meeting in the main hall in thirty minutes.
Bütün koloniciler otuz dakika içinde ana salona gelsin.
Attention. All colonists report to the main hall in thirty minutes.
Bütün koloniciler otuz dakika içinde ana salona gelsin.
All colonists please report to the main hall in thirty minutes.
Önümüzde otuz gün ve 30.000 mil var.
We have thirty days and 30,000 miles.
Aslında, otuz gündür bu akşam buraya getirecek birini arıyordum kim olursa.
You know, I spent the last thirty days... looking for somebody, anybody... to come here tonight.
Bu otuz yıl önceydi Montana.
That was thirty years ago, Montana.
Otuz gün ve 30.000 mil gökyüzünde Bay Doğru'yu aradıktan sonra aradığım erkeğin benimle aynı katta oturduğunu fark ettim.
After thirty days and 30,000 miles of searching the skies for Mr. Right... it turns out he was living across the hall the whole time.
Mükemmel bir odam var senin için, Bay Çapulcu. 34 numara.
I have the perfect room for you, Mr. No Bags! Thirty-four.
Islah zamanının 30. saniyesinde infaz memurum bir sigara molası aldı.
Thirty seconds into my rec time, my CO took a smoke break.
15 kilo.
Thirty pounds.
30-9-9-14, pişir şu ahmakları.
Thirty-niner-niner-14, cook these fools.
Soldan sağa 39. "Edmond Dantes'nin alter egosu."
Thirty-nine across. "Alter ego of Edmond Dantés."
38 yıldır evliyiz ve hiçbir şeye değişmem o yılları.
We've been married thirty-eight years. And I wouldn't trade them for anything.
Ama oğluna kalbini, tüm cömertliğiyle açmazsan 39. yılımıza giremeyeceğiz.
ut if you can't find a generous place in your heart for your own son, We're not going to make it to thirty-nine!
Beyazım ve otuzumu geçtim.
I'm white and over thirty. I don't get in trouble.
Baban 30 garip yıl boyunca kendini harap etti.
Your father tore himself up over it, thirty some-odd years, but..
30 yıl veya daha çok görevde kalındığından uşak pozisyonu nadir açılır.
Butler positions rarely open... as most stay on for thirty years, or more.
Hepiniz, eyalet hapishanesinde.. -.. 30 güne mahkum edildiniz.
You're all sentenced to thirty days... in the countyjail.
Bu yargıç seni 30 gün eyalet hizmetine mahkum etti.
That judge just sentenced you... to thirty days in the county workhouse.
Yaklaşık 25-30 kişi geliyor.
Got about twenty five to thirty, coming.
Bu kadar çocuğun okula gitmesi ve derslerine.. ... odaklanması mümkün olacak.
Twenty-five to thirty kids will be able to go to school... and focus on their lessons.
Bu öğlen ne yapacağız ki ya da yarın? Ya da önümüzdeki 30 yıl?
What'll we do with ourselves this afternoon or, the day after that, or for the next thirty years?
Gatsby ile Daisy serin alacakaranlığı yararak ölüme doğru sürerken 30 yaşın vurduğu ağır darbenin acısı kayboldu gitti.
The formidable stroke of thirty died away. As Gatsby and Daisy drove on through the cooling twilight... towards death.
Otuz saniye.
Thirty seconds.
133 gün önce.
A hundred and thirty-three days ago.
30 yıl dokumacılık işi yaptım. Sonra yaşlı Don işten çıkarılıverdi.
Thirty years in the textile industry and then old dandy Don got downsized.
30.
Thirty.