Through traduction Anglais
157,389 traduction parallèle
Hepimiz aşık oluyoruz, azıyoruz, zarar görüyoruz. Bir şekilde üstesinden geliyoruz.
We all love, and we all get horny, and we all get hurt, and then we come through the other side.
Hormon patlaması yaşanır.
A rush of hormones blasts through us, making us stronger...
Alarm verildiğinde lobektominin ortasındaydık.
I was midway through a lobectomy when the alarm went off.
Ateşten geçebiliriz.
We can get through the fire.
Ateşin içine attım.
I dove through a wall of fire.
Hayatta kalmayı başaracak. Bacağı da kurtulacak.
She's gonna make it through this and keep the leg.
"Eğer ona azap verirsen, o sadakatini kaybeder."
"If you take him through misery, he'll lose his faith."
Daha önce siste hayatta kalmayı başardım.
I've survived running through the mist before.
Pekala, onu oraya götürürsem bana anlatacak mısın?
All right, if I get him there, could you talk me through it?
Demirin etrafından düz bir çizgi,... çizerken cerrah bıçağını kullan.
Use the scalpel as if you were drawing a straight line through the rebar.
Nedenini bilmiyorum, fakat kelimeler kelimeler bani acıdan kurtardı.
I don't know why, but the words... the words would take me through the pain.
Ve atlattım.
And I got through it.
Hatta en kötü koşullarda bile.
Even through the worst of times.
Onun sayesinde, Doğa Ana O'nun aşkını sana gösteriyor.
Through him, Mother Nature shows you Her love.
Filmi yarısında durdurdular ve bize şöyle dediler, " İşte olay bu.
They stopped the movie midway through, and they were, like, "Look, this is what I'm talking about."
Yürüyerek içinden geçebiliriz.
We can wade through it.
O masal bitmek bilmeyen geceleri atlatmamı sağladı.
That tale got me through the endless nights.
Feryatlarının koridorlarda yankılandığını duyabiliyordum. Birinin onu durdurması için yalvarıyordu.
I could hear his cries echo through the halls, begging for someone to stop her.
Gerçekten gitmek istiyorsan... koruma büyüsünü bozmanın yolunu bulmak için... elimdeki bütün kitapları karıştırırım.
If you really want to leave, I'll dig through every book I have to figure out how to break the protection spell.
Girmelerine izin verin.
Let them through. Let them through here.
Pencereler ve kapılardaki alarmları atlatamayız, Ama bodrumdaki havalandırma deliğinden bir giriş buldular.
We can't bypass the alarms on the windows and doors, but they found access through a vent in the basement.
Şu anda bodrumda havalandırmadan içeri giriyorlar..
They're going in through that vent in the basement now.
Alt kattaki eski bir servis girişinden içeri girebileceğimizi düşünüyoruz.
We think we can break through an old service entrance in the subfloor.
Bunu atlatmanın tek yolu var ve o da kırk yıl önce neler olduğunu öğrenmek.
Look, there is one way through this, and that is to find out what happened 40 years ago.
O masa, büyüyle yapıldı.
That table, stained through with magic.
Ayak parmaklarımdaki perdelere çivi çaktığımı.
Drive a nail through the webbing between my toes.
Bu adam korkuluk gibi giyinmiş ve alevlerin arasından ölüme mi atlamış?
So, this guy jumps through a flaming hoop dressed like a scarecrow and burns to death?
Hala saman kostümüyle alev halkasından atlayan adamdan mı bahsediyoruz?
We're still talking about the guy who jumped through a fire ring in a hay suit?
Her şey yolunda Rooster.
It's all good, rooster. Just breathe through it.
Fortesan'ın envanterini inceledim ve altılı bir paket Süper Max'in eksik olduğunu gördüm.
I went through fortesan's inventory, and I noticed he was missing six cans of super Max.
Bana yanlış bir başlangıç yaptık gibi geliyor, ve şu an çok şey yaşadığını biliyorum, ailenle, ve...
I feel like we got off on the wrong foot, and I know that you're going through a lot right now, um, with your parents and...
Ben küçük bir kızken köyümüzde bir isilik salgını vardı ve neredeyse tüm kadınları götürdü.
- but, you know, he wasn't buying it. - Oh. You know, when I was a little girl, a rash spread through our village and nearly took all of the women.
Çocuklara göz kulak olman için sana ihtiyacım olduğunu söylemiştim ama bazı plânlarım suya düştü yani artık sana ihtiyacımız olmayacak.
That's me. So, listen, I know I told you I needed you to watch the kids, but a couple things fell through on my end, so we won't be needing you anymore.
Senin herif gerçekten başardı ha?
Your guy really came through, huh?
Boş ver, haydi o şeyi kapının önüne bırakalım ve onun saçma sapan partisini bozalım.
No, screw that, let's drop that thing right through the front door and up the gut of her stupid-ass party.
Dinle beni! Bunu düşünmeme izin ver!
Just let me think this through!
Aslında kendiliğinden çıkma ihtimâli de var.
You know, there's a chance it actually crawls through.
Zor bir dönem yaşıyor.
He's going through a thing.
Rhode Island'a 10 yılda bir geliyorlardı, bu yüzden herkes gösteri için çok istekliydi.
So, they only come through Rhode Island, like, once every ten years, so everybody's super revved up for this show.
Üstesinden geleceklerdir.
They'll get through it.
Birazdan şu kapıdan içeri girecek ; üç, iki bir.
And he will be walking through that door in three, two...
Heklemenin bir yolu yok. - Başardım.
There's no way to break through.
Bekle-bekle, hava kanalından mı gideceksin?
Wait-wait, you're going in through the air duct? - Yup.
Herbiri gizlenecek, çağlar boyu korunacak.
Each will be hidden, safeguarded through the ages.
Banneker'ın kilit mekanizması hakkında size rehberlik edeceğim.
Right. I shall guide you through the Banneker lock mechanism.
Şimdi üzerine kanlar aktığını hayal et.
Now imagine blood flowing down through it.
Danny, bu sabah bana son iki aydır "sinirli" olduğumu söyledin ya. Sakin olmazsam önümüzdeki 11 ay geçmez demiştin.
Danny, do you remember this morning when you said I've been "edgy" for the last two months, and if I don't calm down, I'll never make it through the next 11?
Keşke etrafınızda bunları önceden yaşayan biri olsaydı... Bir anne figürü yardımcı olabilir.
If only there was somebody around who's been through this before, you know, some kind of mother figure who could help.
- NASA'da yükselmemin tek sebebi mızrak parçasının güvende olduğundan emin olmaktı.
- The whole reason I worked my way up through NASA was to make sure my piece of the spear remains safe.
Beni yönlendirin.
talk me through this.
Yol açın!
Coming through!