Thud traduction Anglais
380 traduction parallèle
Dün gece 10 : 35 civarı üst kattan bir gümbürtü geldi.
About 10 : 35 last night I heard this thud on the floor above my ceiling.
- "Güm!" diye bir ses duydum...
- I heard a thud.
- "Güm!" diye?
- A thud?
Sanki kayığın kenarı kafasına çarpmış gibi bir ses duydum.
There was a thud, as if the edge of the boat hit her.
Jambonlu yumurta!
HAM AND EGGS! [thud]
( Piyanonun gürültüsü )
( Resounding thud )
Birden önüme atladın. - Neyse ki sadece yandan çarptım. - Sorun değil, bir şeyim yok.
[truck horn blares ] [ tires screech ] [ thud ] [ woman screams ] [ murmurs]
Waldo.
- [Thud] Waldo.
( DÜŞME SESİ )
[THUD]
Ahh!
Ow! [Thud]
"GÜM."
"THUD".
Tanıklık ettiğiniz konu... 8 Kasım'da üst kattan tartışma sesleri duyulmuş olması.
You gave evidence yesterday that during the night of Tuesday, the 8th of November, you heard a thud.
Arkamda top ve roket atarların gürültüsünü duyuyorsunuz.
Behind me, you can hear the thud of mortar And the high-pitched whine of rockets
Katil'den bir sağ, bir sol çekiçle bir darbe ve kafatasına bir vuruş. Şampiyonun vücudunda bir delik açıldı.
and here's the killer again with a right and another left and a bash with a hammer and a terrific smack with a heavy thud right into the skull and there's a gaping hole right through the champ's body now.
- Pardon bayım, fakat bu yol Justicia Sarayına gitmiyor
Pardon, monsieur, this is not the way to the Palais de Justice... [Thud]
[Thud]
[Thud]
- Bir Thud pilotunu kurtararak.
Ah... pulling a cub pilot out of Laos.
Ben zaten getiriyordum.
I already..... [thud! ]
- [Pat]
- [Thud]
[Küt, cam kırılır]
[Thud, glass breaking]
[Tırnak gıcırtısı, pat diye düşer]
[Hinges squeak, thud]
[Pat diye düşer]
[Thud]
[Pat diye düşer, Ernest inler]
[Thud, Ernest groans]
... [Yumruk atar, pat diye yere düşer]
- - [Whack, thud]
Yetmezmiş gibi,... bir gün kravatıma küçük bir gamze bile yapmıştım.
[THUD] AL : Who am I?
Haydi!
Come on, Thud Butt!
Tabii, Thud.
Sure, Thud.
Gümbürdeyen top!
Thud ball!
Aniden bir düşme sesi duyuldu.
Suddenly, there was a thud. End of story.
Eğer onları karşımıza alırsak zorlanırız. Alacağımız darbe bizi yere indirir... Ve seçim yılında bunu asla istemeyiz.
If we try to push this through and lose, there will be a very loud thud... and that`s not what you want in an election year.
Fakat eğer bir ejderha ormana düşerse ve kimsenin de duyma imkânı yoksa, güm diye bir ses çıkarır mı?
But if a dragon falls in the forest and nobody gets to hear about it, does it make a thud?
Aynen şöyle "Hastaneden eve hoş geldin." Bam!
It's like, "Welcome home from the hospital." Thud!
Yangın çıksa da, evimden gelen bir gümbürtü sesi duysan da bir hafta sonra, çürümüş bir ceset gibi kokan bir koku duysan da kokudan bayılacak dereceye gelip, burnuna bir mendil dayaman gerekse de...
Not if you hear the sound of a thud from my home, and one week later there's a smell from a decaying human body, and you have to hold a hanky to your face because of the stench.
Bir tanesi bile beyaz adamın baltasından kaçarsa, işimizi yapmış oluruz.
Ifjust one ofthem escapes the white man's ax, we've done ourjob. - [Thud ] - [ TurkeyGobbles] Well, at least he had a brieftaste offreedom.
Bize sirkte söylediklerini... arkadaşımız Thud'e niçin söylemiyorsun.
Say, why don't you tell our pal, Thud, - what you said to us at the circus. - Yeah.
Büyük bir gümbürtüyle yere düştüm.
I landed with a huge thud. I just lay there.
Hadi ama Meg.
( THUD ) Um...
Ve ayın üçüne kadar çöpler alınmayacak.
And there's no trash pickup till January 3rd. [THUD]
Fikrim yok, efendim, ama gözü açmazsak... biraz sonra duyacağımız şey...
I have no idea, sir, but if we don't open the iris... The next thud we hear...
Biz... bizce gözde duyduğumuz o gürültü bir Sagan kutusuydu.
We... We think that thud we heard hitting the iris was a Sagan box.
Şey yapabiliriz... Sende duydun mu?
Well. we could... ( thud )
- Paul!
[Thud]
Al!
[THUD] Al!
Bende buna
[THUD]
Vay canına.
[LOUD THUD] Wow.
İşte geldik.
( Thud )
- Ne oldu?
[THUD] - What was that?
Evet.
- [Thud]
İyi akşamlar.
[Loud Thud] Good evening.
Beni rahatsız etmeyin.
Say, why don't you tell our pal, Thud,
Bize sirkte söylediklerini... arkadaşımız Thud'e niçin söylemiyorsun.
- what you said to us at the circus. - Yeah.