English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ T ] / Tickets

Tickets traduction Anglais

9,570 traduction parallèle
Pasaport, biletler, cep telefonu.
Passport... Tickets... Cell-phone.
Kelly Clarkson konserine biletim var.
I've got Kelly Clarkson tickets.
Neyse yarınki gemi için biletlerinizi alın.
Anyway, here are your boat tickets for tomorrow.
Ne zamanımız ne de biletimiz var.
We don't'have time, and we can't buy tickets
Zaten diğer havayollarıyla ve temas halindeyiz. Mümkün olduğunca çok sayıda bilet almak için çalışıyoruz.
We are already making contacts with other airlines and trying to obtain as many tickets as possible
Yılın bu zamanları biletler çok pahalı.
T-Tickets are very expensive this time of year.
Bu biletler Brett'in açılış gecesi için.
This is tickets to Brett's premiere.
Açılış gecesinin biletleri.
It's tickets for your premiere.
Sadece iki bilet var, yani...
Well, we only have two tickets, so...
Biletleri kontrol ediyorlar.
They're definitely checking tickets.
Bilette yazılı numarayı aradım.
So I called the number on these tickets.
Biletler?
Did they take the tickets?
Hayır, biletleri almadılar!
No, they didn't take the fucking tickets!
Biletlerimiz var.
I have these tickets.
Evet. İki bilet al.
You book two tickets.
Ama ne teşekkür kartı aldım ne bale bileti ne de herhangi bir galaya davet.
And yet I have received no "thank you" card, no tickets to ballet, no invitation to any gala.
Babama biletleri kontrol etmesini ve eşyalarımızı toplamasını söyle.
Tell Dad to check the tickets and pack our stuff.
Bugün biletleri alıyorum.
I'll get the tickets today.
Onca yıl boyunca, ölene dek, yanında bir çift bilet taşıdı.
'Through all of those years, until the end,'he carried a pair of tickets with him.
Onları geri verebilir misiniz? Onlar sizin biletleriniz değil.
Could you give those back, those aren't your tickets.
Biletleri oğlum aldı.
The son got us the tickets.
Biletleri nereden bulduğunuzu merak ediyorum.
I was wondering what made you get the tickets.
Müfettiş Beresford, anladığımız kadarıyla, burada çalışan biri biletleri loca statüsüne yükseltmek için rüşvet alıyormuş.
Inspector Beresford, we understand somebody here has been accepting bribes to upgrade tickets to box status.
Sadece biletler karıştı.
An honest mix up with the tickets.
Eve giremezsen Norveç bileti almak için parayı nereden bulacaksın?
How are you gonna get the money for the tickets to Norway If you can't get in the house?
Kontrol için kimliğinizi ve biletinizi hazır bulundurunuz.
Please have IDs and tickets ready to view.
Ertesi günkü biletleri tasniflemeye ve araçların geliş gidişlerini kontrol etmeye zamanın olacak.
You have time to sort out the tickets tor the next day and check the cars that come and go.
Shirdi'ye iki bilet ayırt.
Book two tickets to Shirdi.
Meksika demişken yarın Cabo'ya gitmem lazım ama yarın gece Muir Woods korunması şeysi için bu iki bileti alarak dahil oldum.
Speaking of Mexico, I'm supposed to go to Cabo tomorrow, but I got roped into buying these two tickets to the Muir Woods preservation thing tomorrow night.
Evet, biletleri ayırtmış ama parasını vermek zorundasınız.
Uh, yes, he reserved the tickets, but you have to pay for them.
Biletlerin parasını veremezseniz bu mümkün olmayacak.
Sir, if you can't pay for the tickets, I really don't see how that's possible.
Biletleri karıştırmış olsalar gerek.
Uh... I think they must have misplaced the tickets.
Hayır, herkesin bileti burada.
No, we have everyone's tickets here.
Bana verdiğin bağış balosu biletlerinin parasını ödemeyerek 50,000 $ tasarruf ettin.
You did save $ 50,000 not paying for the charity ball tickets that you gave me.
Ver ona siktiğimin biletlerini dostum.
Give him the fucking tickets, man.
Aylardır biletleri önceden satıyoruz.
We've been pre-booking tickets for months.
Bilet bulmak zor oluyor da.
Tickets are hard to get.
Değil biletler üç saat boyunca İtalyan birinin ağlamasını duymak.
I want a signed contract, not tickets to hear somebody cry in Italian for three hours.
Üç uçak bileti çok pahalı da ondan.
Three plane tickets is too expensive.
Biletlerinizi elden düşürmeyin.
Hold up them tickets. Hold'em up.
Eğer biletiniz yoksa millet, satın alamayacaksınız. Çünkü çoktan tükendiler.
If you haven't got your tickets, folks, you're not gonna get'em,'cause it's already sold out.
Bu geceki gösteri için birkaç biletim var.
I got some tickets for the show tonight.
Daha çok bilet satabilecek mi?
Can she sell more tickets?
Clarence bana bilet bulabilir mi dersin?
Think Clarence could get me tickets?
Ama biletleri almamın tek nedeni senin gitmeyi istemiş olman.
Yeah, but the only reason I got the tickets is because you said you wanted to go.
O zaman park kavgaları memuru götünü cezalandırdığında şaşırma.
Well, don't be surprised if a certain parking-violations officer tickets your ass.
Biletlerde yardım edeceğini söylemişti bana.
She told me she would help with tickets.
O loto biletleri size nasıl davrandı?
How did those lottery tickets treat you?
Ben sadece kim tarihleri netleştirmeden gezi için bilet alır ki diyorum.
I'm just saying I don't know who books tickets for a trip without checking the dates first.
Türk Hava Yolları uçağı iniş yapmıştır.
I want tickets Turkey airline plane has landed
Bilet var.
I got tickets for my boys.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]