English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ T ] / Tighter

Tighter traduction Anglais

1,074 traduction parallèle
Daha sıkı tutuyorsun o zaman.
Well, you hold on tighter.
Bildiğim şudur arkadaşlık hakkında....... arkadaşsanız eğer... bir tarağın dişlerinden daha da yakınsınızdır.
One knows all about a friend you're closed tighter than a clam.
İmparatorluk bir avcı gemisini tehdit olarak görmemiş yoksa buna karşı da önlem alırlardı.
Well, the Empire doesn't consider a small, one-man fighter to be any threat, or they'd have a tighter defense.
Daha sıkı olmasını istiyorum.
I want it tighter.
Pekala, yemeğe yaklaş.
Okay, tighter on the food.
Daha zor durumlarda da kaldık.
We've been in tighter spots.
Her etrafa bakisimda, duvarlar biraz daha kapaniyor.
Each time I looked around, the walls moved in a little tighter.
Beni sımsıkı sar, daha sıkı!
Hold me tight, tighter!
Düşündüğümden daha darmışsın.
You're tighter than I expected.
İrving'in cildi gerginleşecek, sıkılaşacak ve adeta başka bir insan olacak.
Irving's skin will be tighter, firmer and he'll look like a different man.
- Daha dar olursa, yırtılır.
- Tighter, it'll split.
Pantolonun sıkı olsaydı bizim topları görmemiz mümkün olurdu.
If your pants were any tighter, we'd be able to see the veins in your balls.
Hadi varsayalım şapka siperine izin vermedi, ama bizim pantolon prova yapan terziye tam oldu, ve mahmuz emriyle, binlerce atı hareket etrtirdiler.
Let us assume the brim of the hat was suddenly let out but our trousers became tighter, fitter and at the command of the spur they set in motion thousands of horses.
Daha sıkı pantolonlar giymelisin.
You should get your pants out tighter.
Bana sıkıca sarılın, daha sıkı!
Hold on tight. Tighter, tighter!
Üstelik güneş altında kaldıkça kendini çeker ve sıkılaşır!
Under the sun it's becoming tighter
Biraz daha sıkı Jesus.
A little tighter, Jesus.
Burayı ne kadar gerersen o kadar sıkı tutarsın.
See, the more tension you exert here, the tighter the grip.
- Daha dar olması gerekiyordu.
It has to be done over, done tighter.
Kafatası kapağını birazcık sıkıştır.
Just screw your head on a little bit tighter.
Japonların biyolojik ve kimyasal savaş silahları ürettiğini söylediniz.
- Camera one, a little tighter. - You said the Japanese developed German chemical warfare systems.
- Daha sıkı!
- Tighter!
Daha sıkı, daha sıkı.
Tighter, tighter.
Haydi, Frenssen!
Come on, tighter, Frenssen!
Daha sıkı kalçalar istiyorsan, koşmalısın, koş, koş.
If you want tighter buns, you ´ ve gotta run, run, run.
Geçmiş deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, plan ne kadar sıkı olursa, beklenmedik birşeylerle karşılaşma olasılığın o kadar artar.
I have found from past experiences that the tighter your plan, the more likely you are to run into something unpredictable.
Daha sıkı.
Here's your newspaper, sir. Tighter.
- Kımıldarsan daha da gerginleşir.
- It gets tighter if you move.
Daha sert.
Tighter.
- Daha sert.
- Tighter.
Elastik bir bandaj bulursan, daha da sıkı sarabilirsin.
If you get an elastic bandage, you can pull it tighter.
Daha sıkı.
Tie tighter
Salı pazartesiden daha sıkı.
TUESDAY'S TIGHTER THAN MONDAY.
St Louis ile Chicago arası milim ilerlemiyor.
St Louis to Chi-town is booked tighter than Tom Thumb's ass.
Oylama günü yaklaştıkça da ağrılar artıyor.
Closer the vote, tighter the fist.
Üzerimdekileri okul için giymeden önce yine yıkamam gerekiyor ki daha dar olsun.
I GOTTA WASH'EM AGAIN BEFORE I WEAR'EM TO SCHOOL SO THEY'LL BE EVEN TIGHTER.
Bu Fransa, Hollanda ve İtalya'nın maddi politikasını yavaşça kısıp, Almanya'nın maddi politikasından daha sıkı olması yüzünden.
This is due to the gradual tightening of monetary policies... ... with France, Italy and Netherlands tending to have... ... tighter monetary policies than Germany.
Adam yiyen toz bezleri bizi.. kapana kıstırmış ve siz burada oturmuş.. birkaç serseriyle ağız dalaşı yapıyorsunuz!
Them man-eating dustmops got us roped up tighter than a blue-ribbon bull and all you folks can do is stand here and play kick-the-can with some punk kid!
Sana daha dar yap demiştim.
Didn't I tell you to make it tighter?
Allison'a gelince, ölü bir yarasa kadar kördüm... bir yavrukurt pikniğinde atılmış acemice bir düğümden daha gevşektim.
When it came to Allison, I was as blind as a dead bat... and tighter than a granny knot at a Cub Scout picnic.
Akımı daha dar biçimde odaklayabilirim.
I can refocus the impulse pattern even tighter.
- Daha sıkı bağla.
- Tighter.
Sürekli sekreterine yazıları sıkıştırmasını söylüyor.
He tells the secretary to type it tighter.
Nehir kıyısını çepeçevre sardılar.
They got the waterfront sewed up tighter than a football.
Hep daha fazla sıkıştırdı.
She made it tighter and tighter.
Kendini biraz daha kassa onu mezuniyet balona giyebilirsin.
If he was any tighter, you can wear him to the prom.
Ama, daha sıkı.
Tighter.
Tamam.
They did it tighter.
Karnını dön.
Tighter stomach.
Daha sıkı.
Tighter.
Daha sıkı sarıl.
Hold tighter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]