English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ T ] / Timbo

Timbo traduction Anglais

75 traduction parallèle
Timbo, Derek...
Timbo, Derek...
Otur, Timbo.
Sit down, Timbo.
Uyu, Timbo.
Go to sleep, Timbo.
Hey, Timbo sadece bilmeni istedim kız arkadaşını becerdim.
Hey, Timbo just so you know I fucked your girlfriend.
Dostlarım bana Timbo der.
My buddies call me Timbo.
Bu Timbo.
It's Timbo, man.
Biliyor musun Timbo, seni her zaman en yakın arkadaşlarımdan biri olarak görmüşümdür.
Hey, you know, Timbo, I've kind of always considered you to be one of my closest friends, man.
Timbo, sen öylece kustun ve erkenden evine gittin.
Oh, oh, Timbo, you just threw up all over yourself and then you went home early.
Yeni evli çift hakkında falan filan değil yeni kankam Timbo hakkında.
Not about the newlyweds... blah blah blah... but about my new buddy... Timbo.
- Hey işte benim kankam Timbo. - Selam.
- Hey, there's my buddy Timbo.
Bunun sonu pek iyi bitmeyecek Timbo.
This isn't going to end well, Timbo.
Timbo ve Stuleziz.
Timbo and Stualicious.
Biliyor musun bu Timbo lafı pek hoşuma gitmiyor.
- Ugh. - You know I don't like Timbo.
- Timbo.
- Timbo.
Timbo! Sen yok musun?
Timbo... you!
Timbo'da çalıyorum, fazla bir şey değil ama bana yetiyor ve bununla iyiyim.
And playing at Timbo's... it's not much, but it feeds it and I'm good with that.
Timbo'da birkaç arkadaşı göreceğim.
I'm gonna go see some friends over at Timbo's.
Timbo'yu milyonlarca kez çalmış gibiyim ama - teşekkürler bebeğim -...
I've played, like, Timbo's a million times but... thanks, babe...
Timbo!
Timbo!
Timbo, biraz açılman lazım, tamam mı?
Timbo, you gotta strap on a set of gords. Yeah. All right?
Hadi ama Timbo.
Oh, come on, Timbo. Relax.
Timbo.
Timbo.
Dur orada biraz Timbo.
Whoa, whoa, whoa, Timbo.
Neyin var senin, Timbo?
What's wrong with you, Timbo?
Yanağında göt kılı var, Timbo.
You got a pube on your cheek, Timbo.
Dikkat et, Timbo. Derine dalıyorum.
Look out, Timbo, I'm going balls deep.
Timbo şuna hala çakmadın mı?
Timbo, have you tagged that yet?
Timbo, üstündeki serbest iş kıyafeti.
Timbo, it's business casual.
Timbo?
Timbo?
Timbo, çok mu kırmızıydı?
Timbo, red bush?
Senin neyin var, Timbo?
Timbo, what the hell's wrong with you, Timbo?
Timbo, bu altın değerinde.
Timbo, this is pure gold.
Ormana hoş geldin, Timbo.
Welcome to the jungle, Timbo.
- Timbo nerede?
Where is Timbo?
Timbo, gösteriyi kaçırıyorsun.
Timbo, you're missing the show.
- Timbo'nun arkadaşı mısın?
You're friends with Timbo? Yeah.
Timbo, orada ne oldu öyle?
Timbo, what the hell happened back there?
Belki başka bir zaman, Timbo.
Maybe another time, Timbo.
Tamam, Timbo.
All right, Timbo.
Hadi bakalım, Timbo.
Come on, Timbo.
Seni yarın ararım, Timbo.
Call you tomorrow, Timbo.
Timbo.
Hey, Timbo.
Timbo, git bunu dolaba koy.
Uh, Timbo, go put that in the icebox.
Timbo!
Wait! Timbo, what the...
Timbo...
Timbo, uh,
- Kimse var mı? - Timbo.
Hello?
Beni görürse hapse tıkar.
- Hey, Timbo. If he sees me, they're gonna put me away. - Anybody here?
Doğa bizden büyüktür, Timbo.
Nature's bigger than us, Timbo.
Luther'la Timbo geliyor ama hallederim.
Luther and Timbo are comin', but I can handle them.
Timbo'nun A.B.D vatandaşlığına geçişini kutlamak için tatlı avımı kiralıyorum.
Well, I'm hosting a sweet throw down to celebrate ol'timbo here becoming a U.S. citizen.
Timbo...
Timbo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]