Toi traduction Anglais
124 traduction parallèle
Tak tak!
Toi Toi!
Tuvalet?
Toi-letty?
Tuvalet de ne demek?
What in the blazes is a toi-letty?
Sanki küçük Robert'ın bavulunda tuvalet yokmuş gibi konuşuyorsun sende.
I guess Robert boy ain't got no toi-letty in his war bag.
Tuvalet, kötü bir sözcük değildir ki.
Toi-letta, she is not an evil word.
Bu tuvalet küçük, yeşil, ince bir banyo süngeridir. Yaklaşık kolum kadar. İki pezoluk bir şey.
A toi-letta is a little green tin bathtub... about the size of my arm.
Kasabaya gittiğimiz zaman paranın alabileceği en iyi küçük, yeşil banyo süngerini almalıyız.
When we get to town... we round up the best dad-blamed green toi-letty money can buy.
- Ya sen!
- Et toi.
- Tu comprends, toi?
- Tu comprends, toi?
Aman tanrım.
C'est toi.
Sana demek yok mu?
Pas pour toi?
Ben de senin kadar deli olmalıyım.
Je crois que je suis aussi fou que toi.
Sana güvendiğim için.
On peut avoir confiance en toi.
Seni arayıp rol hakkında konuşacakmış gibi yapacaktım, ama aslında yalnızım ve aynı sana benzeyen birisi hakkında... küçük, hoş bir cinsel fantezi düşünüyordum.
Alice, not Nathan. I was going to call and pretend to talk about the play, but actually l'm alone and having a small, not unsightly, sexual fantasy featuring a fellow who looks remarkably like toi-meme.
Sessiz olun.
Tais-toi. Be quiet.
Bu da senin için.
Ce c'est pour toi.
İyiyim, ya sen?
Ouais et toi?
- "Mieux que toi, monsieur" - "Embrace mon derriere"
- Mieux que toi, monsieur. - Embrace mon derriere.
Başka bir ev bulup, Villa Portois'dan taşınmak istiyorum.
I want to find another house and move out of the villa pour toi.
Yüzün, vücudun... sen benimsin, ben de senin.
Ton visage, ton corps tu es à moi, je suis à toi. Je t'aime, mon amour.
- Ne biçim şoförsün?
- Ah, c'est toi, le chauffeur!
Harry Amcan nasıl içileceğini daha öğrenememiş.
Toi, tu es vrai cochon parfois, tu connais?
Kıpırdama.
Pour toi.
Est-ce que tu voudrais queje poser pour toi?
Est-ce que tu voudrais que je pose pour toi?
Biliyor musun Andre bence bu iş yapmaya değer. Sana işi yapma veya reddetme şansını da veriyorum.
Bravo Andre, show everyone that toi c'est toi... and that it's their choice whether to take you or leave you
Gary'nin yerini biri doldurabiliyorsa o ben olmalıyım, sen değil.
If anybody should fill in for Gary, it should me moi, not toi.
Aramızda kalsın.
Tais-toi.
Birkaç saate yola çıkıyoruz, acele et.
Well, we're taking off in a few hours, sodepeche-toi.
- Et toi, tu viens d'où?
– Et toi, tu viens d'où?
Görüyorum ki benim sana karşı hissettiklerimi sen bana karşı hiç hissetmeyeceksin ama gece bitmeden önce senden masum bir öpücük rica edebilir miyim?
Very well, Marge. I see you'll never feel about moi the way I feel about toi, but before the evening ends, may I request an innocent peck on the cheek?
Senin için söylemek istiyorum.
Je vais chanter pour toi.?
Kai Toi Mai.
Kai Toi Mai.
O yüzden, Kai Toi Mai...
Hence, Kai Toi Mai :
Hoity-toity-toity-toity-toi.
[Irish accent] Hoity-toity-toity-toity-toi.
Atmosferi kirletme oranı neredeyse sıfır.
The risk of polluting the atmosphere is close toi zero.
Bak atacağım dışarı seni!
If it pleases you not, tire-toi!
- Defol!
- Barre-toi!
" - Ninette, assieds-toi."
- Ninette, assieds-toi.
"Assieds-toi!"
Assieds-toi!
Kızılcık suyu ve soda senin için, kızılcık suyu ve soda benim için.
Cranberry and soda pour toi and cranberry and soda pour moi. You can shove them both up your ass!
Toi Gai, ünlü bilgin Yee Wong'un takma adıdır.
Toi Gai is the pen name of noted scholar Yee Wong.
Harika yönlerin var. Zekisin. Sadıksın.
Il y a tellement de trucs bien chez toi, you're smart, you're loyal, you've absolutely shattered all of my preconceived notions about chicanos!
Sana olan nefretimiz, bizi bir araya getirdi.
Ce qui nous a rapproché, c'est notrehaine pour toi.
Sen olmasan ölürdüm.
Sans toi je voudrais simplement mourir.
-... ve bunca zaman üzerinde çalıştığımız şeyin üstüne sifonu...
- You call her... -... and everything we've been working so hard for is completely flushed down the toi...
Kapa çeneni!
- Tais-toi un peu!
Git!
Mets-toi derrière cet arbre.
Benim için mi?
C'est pour toi, chéri.
Sana da.
Et toi aussi.
Nasılsın patron?
Et toi?
Ya sen?
Et toi?