Tonny traduction Anglais
67 traduction parallèle
Hatırlıyor musun, hani Tonny Bennett'a benziyordu?
You know, the one who looks like Tony Bennett?
Karin, Tonny, bekleyin.
Karin, Tonny, wait up.
Ve sen ona selam mı veriyorsun, Tonny?
And you are greeting him, Tonny?
Bunu unutma, Tonny.
Remember that, Tonny.
- Tonny, çekil şu pencereden.
- Tonny, move away from that window.
- Tonny.
Tonny.
Tonny.
Tonny.
- Tonny...
Tonny...
Tonny, evlat.
Tonny, boy.
Biliyorsun, Tonny.
You know : Tonny.
Daha önce neden hiç uğramadın, Tonny?
Why have you never dropped by before, Tonny?
Tonny, her şey çok korkunç.
Tonny, it's all so terrible.
Elbette, Tonny.
Of course, Tonny.
Hoşça kal, Tonny.
Bye, Tonny.
Tonny, beni hatırladın mı?
Tonny, do you remember me?
Bu hiç komik değil, Tonny.
That's not funny, Tony.
Tonny...
Tonny...
Tonny.
Tonny...
Ne var ne yok Tonny?
What's up, Tonny?
Seni iyi tanıyorum, Tonny ile takılmak dışında hiçbir şey yapmayacaksın.
I know you, you're not gonna do anything but hang out with Tonny.
Tonny, buraya bir gelsene.
Tonny, come out here for a second.
Tonny ne demişti?
What was it Tonny said?
Yakın dostun Tonny'nin imzalı bir ifadesi.
A signed deposition from Tonny, your good buddy.
- Tonny'ye yaptıkların hakkında.
- What the fuck did you do to Tonny?
Ne var ne yok? Tatlım, Charlotte'un dün anlattıklarını Tonny'ye söyler misin?
Honey, tell Tonny what Charlotte said yesterday.
Dediğim gibi işte, Tonny'den değil.
Like I said, it's not Tonny's.
Tonny, teste girmeyi kabul edersen kasadan para çalmana izin veririm.
Tonny, if you agree to take a test, I'll allow it.
- Tonny de sıkışamaz mı?
Can't you squeeze Tonny in?
Delikanlı Tonny.
Tonny boy.
- Ne var ne yok Tonny?
What's going on, Tonny?
Tonny'nin geleceğini hiç söylemedin?
You didn't tell me Tonny was gonna be here.
Tonny benim arkadaşımdır. Kalsın.
Tonny is my friend.
- Delikanlı Tonny!
Tonny boy!
Demiştim ya, Tonny çok yakın arkadaşımdır.
- Yeah, I told you he's my friend.
- Ben, Tonny.
- Me, Tonny.
Ancak Tonny de zamanla kendini geliştiriyor.
But Tonny is coming along.
- Sıra sende mi Tonny?
Is it your turn, Tonny?
Ağır ol bakalım, Kung Fu Tonny.
Take it easy, Kung Fu Tonny.
Tonny, yapma!
Relax, Tonny!
Tonny, yapma dedim!
Relax, Tonny!
Tonny... Yapma!
Tonny!
- Dursana Tonny.
Stay here, Tonny.
Tonny, arkadaşın olan şu Amcık'ı bulmamız lazım.
We gotta find your friend, the Cunt.
Böylece ahenk içinde yiyor ve kusuyorduk. Tonny okula gelene kadar ilk erkek arkadaşımdı.
So we were eating and throwing up together in harmony until Tony walked me home from school one day.
Tonny Kat'i görmezden gelmeye başladı çünkü benimle tanıştı.
Tony ignored Kat because he wanted to play with me.
Hikayenin sonunda Tonny altına yaptı.
Anyway, the point of the story is that Tony ended up with a chair in his face.
İkinci randevuda yapsaydık, tamamdı Tonny.
Date Two is rushing things, Tony.
Ve ikinci çizgide, dokuz kez ulusal şampiyonayı kazanan, Tonny Cooper!
In lane two, nine-time national champion, Tony Kumer.
Dokuz kez ulusal şampiyonayı kazanmış Tonny Cooper'ı geçmek nasıl bir duygu?
How does it feel to be nine-time national champion...
Tonny işe başlamak istiyor.
Tonny wants in. We have to deliver some cars soon.
Tonny?
Tonny?