English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ T ] / Transform

Transform traduction Anglais

1,041 traduction parallèle
Eminim Kasım'ı hayvana dönüştürmek için de bunu kullandın.
I believe it is the very stuff you used to transform Kassim into an animal.
Buda'yı fethedip Macaristan'ı sancak haline getirecek.
I will conquer Buda, transform Hungary into a pashalic
Hızlı bir şekilde alaşağı edilirse bir kahramana dönüşme riski mevcut.
Eliminating him too fast well transform him in a martyr.
Bizanslı sanatçılar bu bazilikayı şu anda gördüğümüz hazineye dönüştürmek üzere getirildiler.
Byzantine artists were brought in to transform this basilica into the treasure we are about to see.
Üniformalar onları giyeni değiştiriyor.
Uniforms transform their wearers
# Güneş enerjisi sayesinde... #... bu cansız maddeyi... #... kendileri için yaşam sağlayan maddeye dönüştürürler.
And thanks to the sun's energy, they transform this inanimate matter into their own living matter.
Eğer büyük aşkı bilseydi onu döndürebilirdi.
If he knew a great love, it would transform him
Seni Dükün suretine sokacağım.
I will transform you into the semblance of the Duke.
Dönüş!
Transform!
Kayınpederim bir kez yerinde bir tesbitle yeteneğimin beni dönüştürdüğünü söylemişti.
My father-in-law once aptly described my ability to transform myself.
Bu bütün dünyayı değiştirmemizi sağlayabilir. Ama babam buna inanmıyor.
That should transform the whole world in general, but my dad doesn't agree.
Sadece kendi türümüzle sevişebiliriz, yoksa dönüşüm geçiririz.
We can only make love with our own, otherwise we transform.
Gözlemlerimi değiştiririm, naklederim.
I observe, I transform, I transfer.
Ku Klux Klan için, Zelig... zenciye ya da Kızılderili'ye dönüşebilen bir Yahudi olarak... üçlü hedef demekti.
To the Ku Klux Klan, Zelig... a Jew who was able to transform himself... into a Negro or Indian, was a triple threat.
Bu bir paradokstu çünkü... onun bu hayrete şayan ustalığı gerçekleştirmesini sağlayan... kendini dönüştürebilme yeteneğiydi.
The thing was paradoxical... because what enabled him to perform this astounding feat... was his ability to transform himself.
Autobotlar, dönüşün ve benimle orada buluşun.
Autobots, transform and meet me there!
- Wheeljack, beni onarabilir misin?
- I hope so, but not here. Can you still transform?
Emin olmalıyım.
- Laserbeak, transform.
Eklemlerini zorlama, ben seni kurtarırım.
Transform and roll for his life!
Wheeljack ve ben burada kalıp Optimus Prime'ı koruyacağız.
Autobots, transform!
Durun!
Autobots, transform!
Evrendeki en güçlü silaha dönüşmek üzereyim.
I am about to transform into the most powerful weapon in the universe!
Ve ben de Autobot'ları atomik parçalarına ayırmak üzereyim.
- I am about to transform the Autobots into atomic particles.
Autobotlar, dönüşün!
Autobots, transform!
- Yine geç kaldın. Autobotlar, dönüşün!
- Autobots, transform!
- Uzay köprüsü içeride.
OPTIMUS PRIME : Very well. Autobots, transform!
Autobotlar, dönüşün!
OPTIMUS PRIME : Autobots, transform!
Onları kadına mı çevireceksiniz?
You want to transform them into women?
Iskalamamalıydın, demek istiyorsun.
my drive train. - Can you transform? - I...
Decepticonlar, dönüşün! Dönüşün!
Decepticons, transform!
Prime, dönüşebilir misin?
- Prime, can you transform? - I...
Uzay kruvazörüne!
- Autobots, transform!
Autobotlar, dönüşün.
- Autobots, transform!
Gerçekliği dönüştürme ihtiyacım günde üç öğün yemek ya da uyku kadar önemli ivedi bir ihtiyaçtı.
My need to transform reality was an urgent necessity, as important as three meals a day or sleep.
Antik şeytanların ruhları bu zayıf bedeni sonsuz yaşam için Mumm-Ra'ya dönüştürün.
Evil spirits transform this body of Mumm-Ra the immortal!
Biçim değiştir.
Transform.
Springer, sen ve Arcee Autobot şehrini dönüştürün.
Springer, you and Arcee transform Autobot City.
Astrotrain, hemen bizi buradan götür.
Astrotrain, transform and get us out of here.
Cyclonus, dönüş ve saldır.
Cyclonus, transform and attack.
Yapabilirsin, yapabileceğini biliyorum.
Transform, transform. You can do it, I know you can do it, you can do it.
Dönüş.
Transform.
- Dönüş.
Transform.
- Dönüşemiyorum.
I can't transform.
Autobotlar, dönüşün!
- Autobots, transform!
Ravage, dönüş!
Ravage, transform.
- Ravage!
- Autobots, transform!
Skoru eşitleme vakti, arkadaşım.
- You forget, Starscream, I can transform, too! Time to even the score, "friend!"
Dönüş, seni salak!
- Transform, you fool! Now!
Autobotlar, aksiyon için dönüşün.
- Autobots, transform for action!
Ne bilmek istersin?
- For one thing, why do you transform into cars and things?
Gönüllüler bir adım öne çıksın!
Autobots, transform.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]