Troopers traduction Anglais
605 traduction parallèle
Kovboylar, süvariler, posta arabası, Buffalo, ata binen, kement atan.
Cowboys, troopers, stagecoach, buffalo, riding, roping.
Fırtına birliklerimiz de festivale davet edildi.
You storm troopers are kindly invited to join the festivities too.
Viktor Lutz, SA Üstgrup lideri ve Fırtına Birliklerinin Şefi ( SA
Viktor Lutz, SA Obergruppenführer and Chief of Staff of the Storm Troopers ( SA
Viktor Lutze, Fırtına Birlikleri ( SA ) Personel Şefi
Viktor Lutze, Storm Troopers ( SA ) Chief of Staff
Fırtına Birliklerinin Alp birimleri
Alpine units of the SA Storm Troopers
Askerler ırmak boyundaki her yeri tarıyor ve bu tarafa doğru geliyorlar.
The troopers have combed every hiding'down by the river and they're headin'this way.
Fırtına takımı yine aynı işe kalkışırsa diye evin tüm kapı ve pencerelerini kilitleyeceğim.
I'm locking up in case the storm troopers start their monkey business again.
- Fırtına takımı peşinize düşecektir. - Fırtına takımı mı?
The storm troopers will be after you.
Bir Yahudi fırtına takımına saldırdı efendim.
A Jew attacking storm troopers.
Fırtına takımı bana yardım etti.
The storm troopers helped me up.
- Fırtına takımını çağır.
- Call out the storm troopers.
Bunlar fırtına takımı.
The storm troopers!
Bunlar fırtına takımı!
It's the storm troopers!
Fırtına takımı bütün evleri arıyor.
The storm troopers are searching every house.
- Fırtına takımı evi arayacak.
- The storm troopers.
İki tane de muhafız var.
A couple of storm troopers in there.
Ve bu senden de sizin teşkilatınızdan da saldırılarınızdan da burjuvalarınızdan da daha değerlidir.
And that's more than you with your Gestapo and your storm troopers and your Aryan bourgeois. Aw, nuts.
Saldırı birliklerine karargah oldu daha sonra.
Later on it became headquarters for the storm troopers.
İki süvari de ölmüş, Barry ve Williams.
Two troopers, Barry and Williams, dead.
Bayım, iki süvarim işkenceyle öldürüldü.
Mister, two of my troopers are dead. Tortured to death.
Disiplinli askerlerdir.
They're disciplined troopers.
Tüm şeriflerin adamları ve eyalet polisleri çalışma alanları için genel alarm.
General alert to all sheriff's squads and troopers working district.
Kaynak sularını koruyan asker mezarları hakkında gerekeni söylerim.
I'll declaim them over the graves of the troopers guarding the waterholes.
Çocuk benim askerlerimden bir olsaydı, asılmasını görmeye istekli olmazdım.
If that boy was one of my troopers, I wouldn't be so eager to see him hung.
- Dört asker, efendim.
- Four troopers, sir.
Asker Boone, York.
Troopers Boone, York.
3 atlı ve bir memur
Three troopers and an officer.
Bunlar askerlerin aradıkları adamlar.
Those are the men the troopers were looking for.
Sen gittiğinden beri 3 asker daha kaybettik.
While you were gone we lost three more troopers.
Başka deyişle ; orada senin için ölen süvarilerin kanı mı o?
Or is that the blood of some of the troopers who died out there for you?
Wetherby'den geliyor, Bütün bir grup eyalet polisi, onları görüyor musun?
Coming down the mountain from Weatherby. A whole bunch of state troopers. See'em?
Eyalet polisleri, tam zamanında.
State troopers. Right on time.
Schultz polis birliklerini devralacak ve saat 16 : 30'dan itibaren akan trafiği durduracak.
Choates will take over troopers and block all traffic approaches from 4 : 30 on.
Eyalet polisleri, kolluk kuvvetleri ve biz.
Have a look down there. State troopers, your local law enforcement agencies and us.
O birlikler aşağıda ne yapıyor sanıyorsun?
What do you think those troopers are doing down there?
İki polis arabası al ve onların izini sür.
Well, take two troopers and backtrack'em.
Çünkü saat 16 : 55 ve bir silah sesi eyalet polislerini
Because it's five minutes to five. And a shot might bring those state troopers storming all over the joint before the president arrives.
Yang'in 20 atlısı bile olsa yine de köyleri alabilir.
It Yang only have 20 troopers he could still take the villages.
Eyalet polisini bizim oraya yollayın.
Get your state troopers out to my place.
- Sabah eyalet polisi gelecek.
Back to bed. - State troopers here in the morning.
Yeni gelenler, polislere kendinizi tanıtın.
You new deputies, you check with the troopers.
Taburlar tek sıra olsun!
Line of troopers boot to boot!
Emrimde 80 Arap süvarisi var.
I have 80 Arab storm troopers in my command.
Pekala, Ovalardaki Kızılderililer 9.cu Süvari Alayını ilk gördüklerinde, kışın en soğuk zamanlarıydı, ve askerlerin hepsi, soğuktan korunmak için Bufalo derisinden paltolar giyiyorlardı.
Well, when the Plains Indians first saw the troopers of the 9th Cavalry, it was in the dead of winter and they were all wearing buffalo coats to keep them warm.
Wichtown yakınlarındaki Kızılderili toplama kampına mı? Belki bize birkaç dolar da verirler.
Or to squat outside the garrison at Wichita and pick up silver dollars from the troopers, huh?
Hayır, eyalet polisi hepsini aldı.
No, the troopers have snapped them all up.
Güzel bir oda ayarlamak için birkaç eyalet polisini geri çevirirdi. Sevimli kızınız ve sizin için balayı odası.
He'd probably turn some troopers out, so you could have a lovely room a bridal suite, for you and your lovely girl.
İki polis aynı odada kalmayı kabul etti.
Two of the troopers agreed to double up.
Binbaşι, hayatta kalmιş... sivil veya asker birilerini bulmaktan pek ümitli değildi.
The Major had expressed little hope... that any of the civilians or troopers would be alive.
Askerlerin yokluğunda... beş Konfederasyon esiri Benlin Kalesi'nden kaçmayι başarmιştι.
With so many troopers away... five Confederate prisoners broke out of Fort Benlin and escaped.
Charriba'yι devşirme askerlerle yakalayamazsιn.
Charriba can't be taken by a pick-up company of garrison troopers.